18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Uzmanlardan çarpıcı açıklamalar... Son sarsıntılar İstanbul depremini tetikler mi?

Elazığ'da meydana gelen depremle ilgili star.com.tr'den Sinem Karahan'a değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, Türkiye'nin yüzde 92'sinin deprem bölgesi olduğunu belirtti. Uzmanlara göre bu son depremler iddia edildiği gibi İstanbul depremini tetiklemez.

25 Ocak 2020 Cumartesi 13:57 - Güncelleme:
Uzmanlardan çarpıcı açıklamalar... Son sarsıntılar İstanbul depremini tetikler mi?

Türkiye’nin kalbi şu ana dek 22 vatandaşın hayatını kaybettiği Elazığ’da atıyor, milyonlar bölgeden gelecek güzel haberleri bekliyor. Deprem sonrası bölgede arama kurtarma ve yangın ekipleri deprem bölgesinde çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Öte yandan afet sonrası gözler İstanbul’a çevrildi. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın geçtiği İstanbul’da uzmanlar 7.0 büyüklüğünün üzerinde bir deprem bekliyor. Vatandaşlar ise yaşanan sarsıntının Megakent üzerindeki etkilerini merak ediyor. Prof. Dr. Hüsnü Can, Prof. Dr. Şerif Barış, Prof. Dr. Okan Tüysüz ve Dr. Oğuz Gündoğdu ile Erzincan ve beklenen İstanbul depremini konuştuk. Uzmanlar, yaşanan kırılmanın İstanbul’u etkilemeyeceğini bildirerek yüreklere su serperken, Türkiye’nin yüzde 92’sinin deprem bölgesi olduğunu hatırlattı. Yetkililer, vatandaşların her zaman dikkatli ve hazırlıklı olması gerektiğini bildirdi.

ARTÇILARIN DURMASI BİR YIL SÜRECEK

Depremin ardından süren artçıların bir süre daha şiddetli olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Hüsnü Can, “6.8 büyüklüğünde sarsıntıdan sonra artçılar 5.4 gibi aşağıya doğru iniyor. Bir hafta kadar daha 5.0 civarında seyreden artçılar meydana gelebilir, bu bir yıl içerisinde gittikçe sönümler gerçekleşecek. Ancak önemli olan 6.8 de bir bina ayaktaysa, yapıda bir takım görmediğimiz çatlaklar ve deformasyonlar vardır. Ve bu deformasyonlar son derece tehlikeli” dedi. Vatandaşın kesinlikle hasarlı binalara girmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Can, “İkinci bir artçı deprem örneğin 5.4 yapıyı göçürebilir. Vatandaşlarımızın özellikle teknik ekip tarafından gerekli değerlendirmeler yapılmadan binalarına geri dönememeleri gerekiyor. Daha önce bu durumun örneğini 2011’de Van’da yaşanan depremde görmüştük. Bayram Oteli’nde gözle görülen bir hasar yoktu,  fakat oluşan çatlaklar nedeniyle artçılarla yıkıldı ve 24 vatandaşımız hayatını kaybetti” şeklinde konuştu.

İSTANBUL DEPREMİNİ ETKİLEMEZ

“Elazığ’da yaşanan deprem hiçbir şekilde olası İstanbul depremini etkilemez” diyen Prof. Dr. Can, “Bu depremler farklı fay hatları üzerinde cereyan etmektedir. Dün yaşanan deprem Doğu Anadolu Fayı üzerinde gerçekleşti. Oysa beklenen İstanbul depremi, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde oluşacak. Doğu Anadolu Fayı, ülkemizdeki ikinci büyük fay hattı ve oldukça önemli. Kızıl Deniz’e doğru kıvrılan bir fay hattı. Bu hat üzerinde 1840’lı yıllarda büyük depremler meydana gelmiş fakat uzun yıllardır sessiz halde bulunan bir faydı. Bu sessizlik nedeniyle enerji birikimi yaşandı, hat bu biriken enerjiyi bir şekilde sismik boşluklardan boşaltacak” diye konuştu.

ÜLKEMİZİN %92’Sİ DEPREM BÖLGESİ

Prof. Dr. Can, Türkiye’nin bugün olmasa yarın depremle yüzleşeceğini ifade ederek, “Ülkemizin yüzde 92’si deprem bölgesi. Vatandaşlarımızın her zaman dikkatli ve hazırlıklı olması gerekir” dedi. Yaşanan deprem birçok ilde hissedildi. Bu konuya da açıklık getiren Prof. Dr. Can, “İlerleyen süreçte bu fay üzerinde oluşabilecek depremlerle ilgili çalışmalar sürüyor. Bunların gerçekleşeceği zamanı tahmin etmek şuan için mümkün değil. Depremin büyüklüğü fayın kırılmasıyla, derinliğiyle ve yüzeye yakınlığıyla ilişkili. Maalesef ülkemizde yaşananlar sığ depremler, yani derinliği 20 km olan sarsıntılar. Bunlar yüzeye çok yakın olduğu için yüzeydeki deprem dalgaları büyük etki yaratıyor, fazla miktarda dağılıyor. Özellikle afetin yaşandığı bölgenin zemin özellikleri iyi değilse o 6.0 büyüklüğündeki deprem, yapıya doğru yaklaştığında yıkıcılığı 7.0-8.0’i buluyor” şeklinde konuştu.

BU KIRILMA SÜRPRİZ DEĞİLDİ

Prof. Dr. Şerif Barış ise yaşanan depremin sürpriz olmadığını söyledi. “Bölge zaten 2004 yılından beri 5.9 şiddetinde depremlerle sarsıldı” diyen Prof. Dr. Barış, “Kocaeli’nde yaşanan depremden sonra Türkiye’de İstanbul’dan çok daha riskli bölgelerin bulunduğunu, bunlara sismik boşluk dendiğini ve bu boşluklarda 7 ve üzeri depremlerin olabileceğini söylemiştik, nitekim bu depremde onu gösterdi. Bölgede artçılar sürecek, özellikle orta ölçekli 5.8 civarında seyreden artçılar yıkıcı olabilir. Bu yaşanan deprem fay üzerinde gerilime neden olmuş olabilir, fakat bu konuda fikir beyan etmek için incelemelerde bulunmak gerekir” diye konuştu.

DEPREME HAZIR OLMALIYIZ

Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Barış, “Önlemler konusunda kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Depremin ne zaman hangi fayda olacak sorularından ziyade gerçeklere odaklanmak gerekir. Çünkü deprem nerede olursa olsun, hazırlıklı olunmadığı takdirde maddi ve manevi kayıplarına neden olur. Yıllardır İstanbul depremi konuşuluyor, fakat ülkemizin genelinin riskli olduğu aşikar. Yaşanan son deprem bizim bu afete henüz tam olarak hazır olmadığımızı gösteriyor. Bizlerin konuşması gereken; deprem öncesi bir deprem ülkesinde alınması gereken önlemler. Evde, işte kişilerin ve kurumların mutlaka birer acil durum planı olmalı. Eşyalar deprem standartlarına uygun hale getirilmeli. Deprem sırasında kaçmak, balkondan atlamak yerinde, 'Çök- Kapan- Tutun' gibi kendimizi, bedenimizi küçültecek ve olası tehlikelerden koruyacak doğru davranış çeşitlerini bilmemiz gerekiyor” dedi.

AFET BİLİNCİ BİR KÜLTÜRDÜR

Öğrenilenlerin pratikle hayatın içine entegre edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Barış sözlerini şöyle sürdürdü; “Afet eğitim ve simülasyon merkezlerinde deneyimleyerek insanlara öğretmemiz gerekiyor. Sadece eğitim almakta yetmez bu aldığınız eğitimi sık sık yapılan tatbikatlarla canlı tutmak, davranış haline gelmesini sağlamak gerekiyor. Bunları evde, işte, okulda uygulamadığınız sürece bu eğitimlerinde söylenenlerin de bir faydası olmuyor. Çünkü davranış haline getirilmemiş bilgi panikle ortadan kayboluyor. Ve can kayıpları, yaralanmalar meydana geliyor. Afet bilinci bir kültür ve bu bilince ulaşmamız gerekiyor.”

DEPREM KENDİNİ TEKRARLAR

Prof. Dr. Okan Tüysüz de yaşanan depremin İstanbul’u etkilemeyeceğini söyledi. 1800- 1900’lü yıllara baktığımız zaman 10 tane 7.0’nin üzerinde deprem meydan geldiğini ifade eden Prof. Dr. Tüysüz, “Bir bölgede yaşanan deprem ilerde kendini tekrarlar. Daha önce oluşan depremlerle fay üzerinde kırılmamış alanlar var. Bu alanlarda oluşan sismik boşluklarda depremler meydan geliyor. Bu saatten sonra bölgede artçılar bir süre daha devam edecek. 5.8-6.0 büyüklüğünde şiddetle meydana gelebilir. Zaman içerisinde şiddeti azalacaktır” diye konuştu.

TETİKLEME YAPMAZ

Elazığ depreminin, Megakent’e etkisi olmayacağını belirten bir diğer isim ise Dr. Oğuz Gündoğdu. Depremin Doğu Anadolu fay zonu üzerinde gerçekleştiğini belirten Dr. Gündoğdu, “Meydana gelen deprem, 6.8 büyüklüğünde Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde bir deprem. Elazığ’da yaşanan deprem diğer fay hatlarını etkilemez. Depremin sığ oluşu nedeniyle çok fazla bölgede hissedildi. Hem Manisa'daki hem de Ankara’da olan depremler İstanbul’da tetikleme yapmaz. Megakent’e beklenen deprem 7.0’nin üzerinde. Bunlar 7.0’lik depremi tetikleyici olamaz, aralarındaki mesafe çok fazla” ifadelerini kullandı.