17 Temmuz 2025 Perşembe / 22 Muharrem 1447

Dezenformasyonu ortaya çıkaran SETA'ya karşı linç girişimi

SETA, Türkiye’ye karşı yürütülen dezenformasyonu deşifre etti. Gerçek dışı haberler ile Türkiye’ye karşı algı operasyonu yürüten basın yayın organlarını SETA’nın raporu üzerine köşeye sıkıştı. Türkiye düşmanlığı yapmak için AB fonlarından faydalanan haber siteleri ve yerli işbirlikçileri raporun ardından kara propagandaya başladı.

Haber Merkezi9 Temmuz 2019 Salı 07:00 - Güncelleme:
Dezenformasyonu ortaya çıkaran SETA'ya karşı linç girişimi

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) hazırladığı ‘Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları’ raporu büyük ses getirdi. Bunun üzerine SETA ‘fişleme yapıyor’ yalanı piyasaya sürüldü. SETA bunun üzerine yaptığı açıklamada tüm bilgilerin açık kaynak haber akışlarından oluştuğuna yer vererek ‘fişleme’ iddialarının çarpıtma olduğunu belirtti. 

  

ÇOĞUNU AB FONLUYOR 

SETA, Türkiye'deki yabancı medya kuruluşlarının haber dilleri hakkında çarpıcı veriler ortaya koydu. SETA, çoğu AB ve Batı tarafından fonlanan BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Amerika'nın Sesi, Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk (Çin Uluslaraarası Radyosu-Türkiye), Independent Türkçe basın kuruluşlarının Türkiye'deki kritik olaylardaki tavrını araştırdı. İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir ve Seca Toker tarafından hazırlanan 202 sayfalık raporda, BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Amerika'nın Sesi (Voice of America,VOA), Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk (Çin Uluslararası Radyosu) ve Independent Türkçe ele alındı. 

  

HABERE ALGISI ÖLÇÜLDÜ 

İlgili medya kuruluşlarının Türkiye algısı 15 Temmuz darbe girişimi, PKK'nın hendek terörü ve HDP'li milletvekillerinin tutuklanması, Fırat Kalkanı Harekatı ve Zeytin Dalı Harekatı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı'nın açılışı ve son olarak Rahip Brunson krizinden sonra yaşanan ekonomik dalgalanma üzerinden ölçüldü. Araştırmada bu medya organlarının yayın ilkeleriyle çelişecek şekilde tek sesli bir yayın diline sahip oldukları ortaya çıktı. Hazımsız yerli işbirlikçileri ise “Gazeteciler fişlendi” yalanıyla gerçekleri çarpıtmaya çalıştı. Türkiye'nin global alanda artan etki alanı sayesinde uluslararası medya kuruluşlarının Türkçe yayınlarını çeşitlendirdiği vurgulandığı raporda “Dünyanın önemli basın kuruluşları, Türkiye uzantılarını yayına soktuğu gibi halihazırda yayın yapan medya organları da kapsamlarını ve yayın yaptığı platformları genişletmiştir” denildi. 

  

TEK SESLİ YABANCI MEDYA 

Raporda uluslararası medyanın Türkiye karşıtlığı şöyle özetlendi: 

  

*Türkiye'de yayın yapan yabancı medya organlarının tamamına yakını tek sesli bir profil çizmektedir. Medya organlarının ilan ettikleri yayın ilkeleri doğrultusunda tarafsız ve çok sesli bir haber aktarım dili geliştirmeleri gerekmektedir. Bu hususta Türkiye'ye mahsus öz denetim mekanizmalarını geliştirmeleri faydalı olacaktır. 

  

*Global mecraların Türkiye uzantıları bağlı oldukları ana kademe tarafından denetlenmelidir. Zira zaman zaman medya organının ana haber birimiyle Türkiye uzantısının farklı haber politikaları takip etmesi söz konusu olabilmektedir. 

  

*İncelenen mecraların tek sesliliğini kırması için çalışan profilini çeşitlendirmesi ve toplumun farklı kesimlerini yansıtan kişilere bünyesinde yer vermesi gerekmektedir. 

  

*Mecraların yayın ilkelerinde çalışanlarının siyasi kimliğini belli edecek kamusal paylaşımlarda bulunmaması kuralı yer alırken bu kurala uymayan birçok çalışan olduğu görülmüştür. Medya aracının çalışanlarını bu noktada denetlemesi ve haber diline siyasi kimliğinin yansımamasına özen göstermesi gerekmektedir. 

  

*Özellikle kamu yayıncılığı yapan Batı medyası organlarının Türkiye uzantılarının gündeme dair konularda hükümetin resmi kanatlarından yapılan açıklamaları mutlaka iletmeye dikkat etmesi gerekmektedir. Hükümete yönelik eleştirilerle beraber resmi açıklamaların da haberlerde yer alması okuyucuyu doğru yönlendirme açısından gereklidir.