Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Köln ve Çevresi Hacı Bektaşi Veli Alevi Cemevi'ni ziyaret etti. Ziyaret sırasında Diyanet İşleri Başkanı Görmez'e Aleviler sorun ve isteklerini iletti. Köln ve Çevresi Hacı Bektaşi Veli Alevi Cemevi Başkanı Yüksel Söylemez, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdikten sonra Mehmet Görmez'e, "Sizin için cemevlerimiz ibadethane midir, değil midir? Sayın Başbakanın, Karacaahmet'teki cemevi için ucube demesine neden tepki göstermediniz? Bir Türk vatandaşı olarak biz Alevilere haklarımız neden verilmiyor?" diye sordu.
Daha sonra söz alan Alevi Dedesi Yusuf Karip de hala Alevilere karşı önyargılar olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Diyanet'e burada büyük görevler düşüyor. İnsanları aydınlatması gerekiyor. Böylece insanlar barış ve huzur içinde yaşarlar. İslam da barış ve huzur dini değil midir? Alevi İslam'ı yaşayanlara hala iftira atanlar var. Bunları görmezden gelmek dinsizliktir, insafsızlıktır. Birisine iftara atmak ölmüş kardeşinin etini yemek kadar tiksindiricidir. Kuran'ı anlayarak okuyan iftira atar mı? Biz ibadetlerimizi cemevinde yapıyoruz. Birileri istese de istemese de buraları bizim ibadethanemizdir."
"ALEVİLİK İSLAM'IN YOLUDUR "
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, tartışmaların değil birlikteliğin ön plana çıkartılması gerektiğini belirterek şöyle dedi:
"Alevilik İslam'ın yoludur. Herhalde hiç bir can buna 'Hayır' diyemez. Biz diyoruz ki; Herhangi birisi, 'Alevilik İslam'ın dışında' derse karşısında bizi bulur. Bugüne kadar cahil Sünni komşusu tarafından bu itham yapıldığında üzülüyordu Alevi kardeşimiz. Ama şimdi bakıyoruz ki bizatihi bu yolun yolcusu olduğunu söyleyen insanlar bunu iddia edebiliyor. Bu, eminim beni üzdüğü kadar sizi de üzüyor. İkincisi Anadolu'daki Aleviler bazı Avrupa ülkeleri raporlarında azınlık olarak geçiyor. İnanın bu sizi gönül evinizden ne kadar yaralıyorsa beni de o kadar yaralar. Alevi vatandaşlarımız Anadolu'nun asli sahibidir. Hiç kimsenin onlar sonradan oraya gelmişler gibi göstermeye hakkı yoktur. En çok konuşulan husus ise cemevi. Elbette bizim insanımız tarih boyunca nice dergahlarda, nice niyaz evlerinde, cemevlerinde Rabbı ile olan ilişkisini ifade etmek için görevlerini ifa etmişlerdir. Hiç kimse buna diyecek bir şey bulamaz. Bir cemevi ve cami üzerinden bizim ayrılmamamız lazım. 'Senin farklı bir dinin var, o dinin farklı bir mabedi var. Benim farklı bir dinim var, bunun farklı bir mabedi var.' Bunu demedikten sonra tamam. Ben Diyanet İşleri Başkanı olduktan üç ay sonra İstanbul'da bir cemevini ziyaret ettim. Orada basına bir cümle söyledim: 'Ben canlarla lokma yemeye geldim.' Bu cümle ile kimlere ne mesaj verdiğimi en iyi sizler anlarsınız. Annemin sütü bana ne kadar helalse canların lokması da o kadar helaldir. Cemevleri üzerinden ayrılıkları, gayrılıkları ifade etmemeliyiz."
"SORULMASA DİLE GETİRMEZDİM"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Karacaahmet'teki cemevi için kullandığı ve tartışmalara yol açan 'ucube' kelimesine de değinen Başkan Görmez, "Ben, Sayın Başbakan'a o 'ucube' kelimesini sordum. Sayın Başbakan da bana aynen şunu ifade etti: 'Benim bizatihi cemevini kastetmem mümkün değil. Kaçak yapılan bir bina vardı. Binanın kendisi de pek çok eksiklikler içeriyor. Canların niyaz evleri olan cemevlerini kastederek böyle bir şey demiş olmam mümkün değil' dedi. Bana burada sorulmasaydı bunu hiç ifade etmek istemezdim. Çünkü benim mümkün olduğu kadar siyaset dilinden, siyasetten uzak durma gibi bir mecburiyetim var" diye konuştu.