26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Dr. Kerem Kınık: İsrail, Gazze’yi savunma sanayinin ar-ge laboratuvarına çevirdi

TRT Türk’te yayınlanan Manşetten programına konuk olan Yeryüzü Doktorları Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kerem Kınık, ‘askeri noktaları vuruyoruz’ deyip, hastane, okul, cami bombalayıp sivilleri katleden İsrail’i eleştirdi.

stargazete.com23 Temmuz 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:

İsrail’in icat edilen yeni silahları Gazzeliler üzerinde denediğini ifade eden Dr. Kınık, “İsrail, Gazze’yi savunma sanayinin ar-ge laboratuarına çevirdi” dedi.

İSRAİL GAZZE’Yİ AR-GE LABORATUVARINA ÇEVİRDİ

Betül Soysal Bozdoğan(B.S.B): İsrail katliam yapmaya devam ediyor. Ölü ve yaralı sayısı her geçen dakika artıyor. Sokaklar cesetlerle dolu. Şuana kadar 612 Filistinli hayatını kaybetti. 4 bine yaklaşan yaralı var. Sokakları ve hastane şartlarını merak ediyoruz. Gazze ne durumda?

Kerem Kınık(K.K): İsrail’e, Gazze’yi gece gündüz, vardiya sistemiyle çalıştırdığı askerleriyle sürekli vuruyor. 3-4 saat önce Gazze Şifa Hastanesi Başhekimliği’nden bir ilan elime geçti. Yakınını kaybetmiş ve cenazesi Şifa Hastanesi’nde olan ailelere biran önce alıp defnetmelerini söylüyorlar. Çünkü morglarda yer kalmamış. Cesetler, artık koridorlara taşmış durumda.

Gazze çok küçük bir şehir. Burada 1.8 milyon insan yaşıyor. Gazze’de yaşayanların yüzde 70-80’i mültecilerden oluşuyor.

İsrail’in kara harekâtına başladığı doğu bölgelerinde çok ciddi can kayıpları ve yaralılar var. Bunların neredeyse yüzde 99’u sivil. Vurulan hedefler askeri hedefler değil sivil hedeflerdir.

İSRAİL GAZZE’DE İÇME SUYU KUYULARINI VURDU

B.S.B: İsrail, uluslar arası savaş hukukuna aykırı davranıyor. Hastane, okul demeden saldırıyor. Bilgilere göre 10 hastane, 15 ambulans, 45 cami vuruldu. Bir gazeteci öldürüldü. İsrail bu saldırıları hedef belirleyerek mi gerçekleştiriyor?

K.K: İsrail, askeri birliklerinin uçan kuştan, arı vızıltısından haberdar olduğunu söylüyor. Eğer bunlar doğruysa hedef alarak vurmuşlardır. Geçen gün Han Yunus’ta 3 katlı bir bina vuruldu. Aynı aileden 25 kişi hayatını kaybetti.

İsrail, içme suyu kuyularını vuruyor. Gazze’de bugün 1.2 milyon insan içme suyuna ulaşamıyor. Bunun yanında elektrik tesisi, enerji santralleri vuruldu. Bunların askeri hedef olduğunu kim söyleyebilir?

B.S.B:  İsrail teröristleri vurduğunu söylüyor ama mevcut yaşananlara baktığımızda nasıl bir tablo karşımıza çıkıyor?

K.K: İsrail askeri hedefleri vurduğunu söyleyerek evleri, hastaneleri bombalıyor. El Aksa hastanesini vurduğunda 5 Filistinli hasta şehit oldu. Bu mudur askeri hedefi vurmak? Yoğun bakımda yatan bir Filistinli mi İsrail’i tehdit ediyor. Vefa Hastanesi, içinde hekimler ve 12 yatalak hasta varken vuruldu. İsrail’i bunlar mı tehdit ediyor?

İSRAİL’İN İŞLEDİĞİ SAVAŞ SUÇLARI

B.S.B:  İsrail, yasaklı fosfor, pudra ve çivi bombalarını kullanarak savaş suçu işliyor. F-16’ların zehirli gazlar kullanmaya başladığını duyuyoruz. Nasıl yorumlarsınız?

K.K: İsrail, Gazze’yi savunma sanayinin ar-ge laboratuarına çevirdi. Dünyada ne kadar yeni icat edilmiş silah varsa Gazze’de kullanılıyor. 4 bine yakın yaralı var. Bu insanlara savaş esnasında ok saplanmış olsa,  kurşun girse iyileşirler. Ama İsrail’in attığı kimyasallar nedeniyle o insanlar kanser olacaklar.

İSRAİL, KASITLI OLARAK HASTANELERİ VE SAĞLIK PERSONELİNİ VURUYOR

B.S.B: İlaçların bu bombaların insan bedeninde açtığı yaraları tedavi etmekte yetersiz olduğu söyleniyor? Hekimler bu noktada nasıl hareket ediyor?

K.K: Gazze’de saldırılardan önce devletin 13 hastanesi, 54 tıp merkezi vardı. Ama saldırılardan sonra bir kısmı tamamen yıkıldı, bir kısmı da hasarlı olduğu için boşaltıldı. İsrail, bile bile yaralıları taşıyan sağlık personellerini, ambulansları vurdu. Şuan için iki hastane hizmet ediyor. Fakat yoğun bakımda yer kalmadı. Ameliyathaneler ağzına kadar dolu. Bombardıman sonucu bir grup yaralı tedavi için getiriliyor. Tedavileri bitmeden başka bir grup yaralı getiriliyor. Doktorlar, sağlık personeli kesintisiz bir şekilde çalışıyor. Kendi akrabaları vurulduğu halde…  Maalesef stoklardaki ilaçlar da tükenmiş durumda.

B.S.B: Gazze’ye gidip yardım etmek isteyen pek çok doktor, sağlık kurumu var. Gazze’de ekipman, ilaç sıkıntısı söz konusu. Gönüllülerin Gazze’ye ulaşabilme şansı nedir?

K.K: Bu saldırının diğerlerinden farkı var çünkü Mısır’ın tutumu öncesine göre çok daha katı. Refah Sınır Kapısı operasyonel olarak daha az kullanılabiliyor. Gazze’ye insani yardımın girdiği iki tünel de saldırılarda yok edildi.

İsrail tarafında Gazze’ye beş giriş kapısı bulunmakta. İki sınır kapısı uluslar arası baskılarla zaman zaman insani yardıma açılıp kapanıyor. Gazze’ye yardımlar sınırlı da olsa ulaştırılabiliyor. Yeryüzü Doktorları olarak ilk parti ilacımızı gönderdik. İkinci parti de şuan Refah Sınır Kapısı’nda bekliyor. Kapı açılır açılmaz Gazze’ye ulaştırılacak. Ama gönüllü ekiplerimiz müzakereler sonucu çıkacak izinlerle Gazze’ye girip destek olacak, meslektaşlarına yardım edebilecek.

İSLAM DÜNYASI FİLİSTİNLİLERİN YARALARINI SARMAK ZORUNDA

B.S.B: Türkiye insani yardım koridorunun açılmasını ve BM kontrolünde çalışmasını teklif etmişti. Bunun gerçekleşmesi için öngörüleriniz neler?

K.K: Filistin veya İsrail meselesi uzun yıllara dayanan bir mesele. Burada öncelikli olarak insani durumun düzeltilmesi için uluslar arası hukuk çerçevesine adımlar atılması gerekiyor.  Batı Şeria’da tamamlandığında 700 km olacak, insanları hayattayken hapisteymiş gibi hissettiren bir utanç duvarı söz konusu. İnsansız hava araçlarının her daim uçtuğu, sivillerin, sivil yerleşimlerin vurulduğu bir durum söz konusu. Filistin, etrafı mayınlarla döşeli, balık avlayayım diye çıkıp 1 mili geçtiğinizde vurulup batırıldığınız,  tarım yapayım rızkımı kazanayım deyip tarlaya çıktığınızda vurulup öldürüldüğünüz bir ülke. Mısır tarafına geçtiğinizde de keyfe keder açılıp kapanan Rehaf Sınır Kapısı söz konusu. Bu şartlarda yaşamaya mahkûm olmuş 1.8 milyon Filistinli var.

Filistin’in dramı sadece o topraklarla da sınırlı değil. Kendi toprakları dışında yaşayan Filistinlilerin sayısı, Gazze’de yaşayanlardan daha fazla. Suriye’de, Lübnan’da mülteci kamplarında yaşayan Filistinlilerin durumu içler acısı.

Gazze sadece kendi yapıp ettikleriyle değil Mısır’daki darbenin, Suriye’nin, Yemen’de olanların da bedelini ödüyor.  İslam dünyasının Filistinlilere yardım etmesi bir vecibedir. Filistinlilerin yaralarını sarmak bir borçtur. Çünkü Gazze’de yaşananların bir nedeni de kendileridir.