Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokullarda uygulanacak yeni programın ilkelerini belirledi. İlkokul 3’üncü ve 4’üncü sınıflarına devam eden ve önceki yıllarda Türkçe ve matematik derslerinden kazanımları yeterli düzeyde edinemeyen öğrencilere yönelik İlkokullarda Yetiştirme Programı (İYEP) kasım ayında başlayacak. İlkokullarda yetiştirme programına alınacak öğrencilerin belirlenmesi amacıyla öğrenci belirleme araçları, yetiştirme programındaki öğrencilerin kazanımlara erişme düzeyini belirlemek amacıyla ise öğrenci değerlendirme araçları kullanılacak. Öğrenciler, belirlenen eksiklikleri doğrultusunda bulundukları okullarda yetiştirme programına alınacak.
HAFTADA 10 DERS
İYEP için ilkokullarda okul komisyonu kurulacak. Komisyon, ekim ayının 3’üncü haftasında sınıf öğretmenleri tarafından tespit edilen öğrencilerin programa katılım durumunu karara bağlayacak. Görevli öğretmenler, okutacağı modül ve öğrenci seviyelerine göre plan hazırlayacak, öğrencilerin programa devam durumunu takip edecek. Öğretmenlerin yaptığı değerlendirme sonucunda belirlenen kazanımlara ulaştığı tespit edilen öğrenciler, bir üst modüle geçecek.
Program, hafta sonlarında, hafta içi ders saatleri dışında, bunların uygun olmaması durumunda okulun şartları ve personel durumu da dikkate alınarak okul yönetimince planlanacak zamanlarda uygulanacak. Program süresi, hafta içi günde 2 ders saatini, hafta sonu günde 6 ders saatini ve haftada toplam 10 ders saatini geçmeyecek. İYEP, okulda bir öğrenci bile olsa uygulanacak. Gruplar, 1-6 öğrenciden oluşturulacak ve bu sayı en fazla 10 öğrenciye kadar çıkarılabilecek.
ÇAĞIMIZIN SORUNU ‘PNS’
Ankara’da düzenlenen “EDUCCON 2018” eğitim konferansına katılan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, çağımızdaki PNS sendromuna dikkat çekti. PNS’yi ‘Parlayan Nesneler Sendromu’ olarak tanımlayan Selçuk “Yani sürekli bir şey parlatılıyor, sürekli bir şey moda haline getiriliyor ve dikkatimiz dağılıyor. Asla odaklanmamıza fırsat verilmiyor. Çocuklarda benim çok rahat gördüğüm ve telefon veya başka dijital araçlarla da PNS’nin giderek güçlendiği bir döneme doğru geliyoruz. Aslında bu mesele bir idealizmle de alakalıysa bizim küçük küçük çukurlar yerine kuyu kazmamız lazım yani derinleşmemiz, odaklanmamız lazım. Kuyu kazmazsak suyu bulamayız. O sebeple çocukları da böyle daldan dala birçok alanda çeşitli becerilere yönlendirmek yerine bir iki alanda derinlemesine çalıştırmak hususunu muhakkak suretle öne çıkartmak zorundayız” diye konuştu.