26 Kasım 2025 Çarşamba / 6 CemaziyelAhir 1447

Enerji yatakları iki topluma ait

KKTC Başbakan Yardımcısı Özersay, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon sorunu için “Kaynaklar iki topluma aittir. Kıbrıs Türk’ü ve Rumlar bu kaynakların müşterek sahibidir, bu göz ardı edilemez” dedi.

5 Temmuz 2019 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Enerji yatakları iki topluma ait

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Temaslarda bulunmak üzere İsviçre’deki Birleşmiş Milletler (BM) ofisine geldi. Özersay, burada BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) tarafından düzenlenen ‘Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de Son Gelişmeler’ başlıklı basın toplantısında konuştu. Özersay, Kıbrıs’ın geleceği ve kapsamlı bir çözümün “içerik” ve “prosedürlere” bağlı olduğunu vurgulayarak, son 50 yılda yapılan görüşmelerde sadece yetkilerin ve refahın paylaşıldığı federal devlet yapısının ele alınmasının çözüm yolunu tıkadığına işaret etti. 

GERÇEK SORGULANMADI 

Bakan Özersay, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları konusunda bazı gerçeklerin hala sorgulanmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu: Öncelikle bu kaynaklar her iki topluma aittir. Bir diğer ifadeyle, Kıbrıs Türk’ü ve Rumlar bu kaynakların müşterek sahibidir. Ama, bu sorgulanmadı. Hatta bu gerçek, Yunanistan tarafının New York’taki BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarda bile kabul edildi. AB ve BM tarafından da kabul edildi. BM Genel Sekreteri’nin pek çok raporunda da bu açık şekilde belirtildi. Biz karbon yataklarının müşterek sahibiyiz. Bu unsur göz ardı edilemez. 

TEKLİFİMİZ GEÇERLİ 

Kıbrıs’ta kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmadan da Rum tarafıyla karbon yatakları konusunda birlikte çalışma yapmaya hazır olduklarını 2011’de BM’ye ilettiklerini dile getiren Özersay, bu teklifin hala geçerli olduğunun altını çizdi. Özersay “Her iki tarafa ait kaynakları birlikte kullanabiliriz. Bunu birlikte yapabiliriz. Fakat bu teklifimiz kabul edilmedi. Bundan dolayı biz de (hidrokarbon yatakları konusuna) Rum tarafının yaklaşımının aynısını takip ettik. Bu kaynakların kullanımının önüne geçilmesi için bir hamlede bulunmadık ama biz de aynı yaklaşımı takip ettik” diye konuştu.

AYNI KARŞILIK VERiLDi

KKTC adına ‘bir şirket olan’ TPAO’ya lisans verdiklerini hatırlatan Özersay, bunun Kıbrıs Rum yönetiminin diğer yabancı firmalara verdiği lisanstan hiçbir farkı olmadığını vurguladı. Özersay “Bu konuda bizim duruşumuz açık. Bu duruş, herhangi bir çatışmanın elemine edildiği ve Doğu Akdeniz’de istikrarın kalıcı hale getirilmesidir. İhtiyaç olduğumuz tek şey dayanışmadır. Bu dayanışma ayrıca Kıbrıs’ta kalıcı bir çözümün başlangıcı olacaktır” diye konuştu. “Bu konu hakkında doğrudan diyaloğa ihtiyacımız var” ifadesini kullanan Özersay, her iki taraftan da lisans alan şirketlere yetki verilerek karbon yatakları konusunda bir çözüme ulaşılması tavsiyesinde bulundu.

Rum yönetimi paylaşmak istemedi

Kofi Annan Planı’nın 2014’te Kıbrıs Rum kesimi tarafından reddedildiğini ve Kıbrıs’taki mevcut anormal durumun AB tarafından özümsendiğini belirten Özersay, eski BM Genel Sekreteri’nin Rum tarafının ‘yetkileri ve refahı Türklerle paylaşmak istemediğini’ söylediğini aktardı. “Bence bu 

durum aynen devam ediyor” diyen Özersay, yetki ve refah paylaşımı olmadan ortak bir zeminde anlaşmaya varmanın mümkün olamayacağını, Rum kesiminin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin avantajlarını sonuna kadar kullandığını ve ayrıca güven eksikliğinin hala sürdüğünü belirtti.

ÖNERİLEN VİDEO

Virajı alamadı, yan yattı: İnşaat malzemeleri sokağa saçıldı

Kapat
Video yükleniyor...