14 Aralık 2024 Cumartesi / 13 CemaziyelAhir 1446

Erdoğan'dan kıyafet serbestliği açıklaması!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında başlayacak serbest kıyafet uygulaması adımının 'bir sıkıntı olduğu' için atıldığını söyledi.

27 Kasım 2012 Salı 07:00 - Güncelleme:
Erdoğan'dan kıyafet serbestliği açıklaması!
Türkiye-İspanya 4. Yüksek Düzeyli İşbirliği Zirvesi'nin ardından Başbakan Erdoğan ile İspanya Başkanı Mariano Rajoy ortak basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan, "Siyasette bir gerçek vardır. Attığınız her adımın beğenenleri olur, beğenmeyenleri olur. Yüzde 100 herkes beğenecek, diye bir şey yok. Böyle bir adımı atmaya yürütme kendini görevli hissediyorsa demek ki bir yerde bir sıkıntı var. Bir sıkıntı olduğu için bu adım atılıyor. Bugüne kadar böyle bir şey yok diye bir yaklaşım tarzı yanlıştır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de yıllardır tek tip giyim tarzının hep eleştiri konusu olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Hatta hatta bunun komünist ülkelerde bile 90'lı yıllarda kaldırıldığı ama demokrasinin egemen olduğu ülkelerde hâlâ bu tek tipçiliğin yürümesinin yanlış olduğu, bırakalım herkes nasıl arzu ediyorsa, gücü neye yeterse onu alsın, onu evladına giydirsin ve bu şekilde bu tür adımlar atılsın talepleri vardı." hatırlatmasını yaptı. Bu adımın 2012-2013 eğitim-öğretim yılında atılacağını belirten Erdoğan, "Bu iş bütün kamuoyu araştırmalarına dayalı olarak da attığımız bir adımdır. Hayırlı olacağına inanıyorum. Şimdiden de bütün yavrularımıza hayırlı olsun, diyorum." şeklinde konuştu.

SURİYE

Erdoğan, Suriye'de yaşanan olaylara ilişkin 'Bu dünya hiçbir zaman zorbalara kalmamıştır, zalimlere kalmamıştır. Siyasetçi adil olduğu sürece karşılığını bulur' dedi.

Erdoğan, görüşmede Akdeniz'in güneyinde ve doğusunda yaşanan değişim süreci, bölge ülkelerinin demokratikleşme çabalarına müştereken katkıda bulunma konusunu ve Suriye'deki gelişmeleri değerlendirdiklerini belirterek, 'Türkiye olarak, şu anda ülkemizde 125 bin sadece konteyner ve çadır kamplarda kalanlar var. Ayrıca 60 bin civarında kendi imkanları ile ülkemizde kiraladıkları evlerde kalanlar var. Aynı şekilde Lübnan'da bir o kadar Ürdün'de şu anda ülkesinden ayrı yaşayan insanlar var' dedi.

Suriye'deki olaylarda 50 bin civarında kişinin öldürüldüğüne dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

'Bunlar acımasızca havadan bombardımana tabi tutulmak suretiyle öldürülen insanlardır. Hep şunu söylüyorum. Bu dünya hiçbir zaman zorbalara kalmamıştır, zalimlere kalmamıştır. Siyasetçi adil olduğu sürece karşılığını bulur. Adil olmayanlar ise tarihte olduğu gibi onlar zulümleri ile baş başa kalırlar ve hiçbir millet zalimlere yaşama hakkı tanımaz. Sonunda Suriye'nin de Suriye'nin başındakilerinin de uğrayacağı netice budur. Bunu inanarak söylüyorum. Şu anda da gidiş orayadır.'

Erdoğan, Avrupa kıtasındaki ekonomik krizin etkisiyle yabancı düşmanlığının güçlendiğine dikkati çekerek, 'Yeni bir ırkçılık olarak ortaya çıkan İslam karşıtlığı konusunda da endişelerimiz var. Bu siyasi liderlere özellikle düşen bir görev. Buna karşı tedbirler alınması gerekiyor diye inanıyorum. Bu konuda doğru mesajlar vermeliyiz. Kamuoyularımızın gerçek dışı bilgilerle zehirlenmesine müsaade etmemeliyiz' ifadelerini kullandı.

İspanya ile başlatılan Medeniyetler İttifakı'nın bu tür hadiselerin önüne geçmek, barış içinde bir arada yaşama kültürünü ve çoklukta birlik anlayışını yaymaya yönelik olduğuna vurgu yaparak, şunları söyledi:

'Yani Müslüman'ın Hristiyan ile bir arada yaşamasını, Musevi ile bir arada yaşaması... Bütün bunları temin edecek bir adım olarak farklı etnik unsurların bir arada yaşaması... Bunları sağlayacak bir adım olarak bunu gördük. Türkiye-İspanya bu adımı bunun için beraber attık. Bu aslında biz insanların öncülüğünü yaptığı ama bizimle bağımlı olan adımlar değildir. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anda başbakanıyım ama yarın bu görevde olmayabilirim. Bir başka yerde görevim olur. Aynı şekilde değerli dostumun da öyle. Ben Sayın Aznar Başbakan iken İspanya ile tanıştım. Daha sonra Sayın Zapatero ama şimdi değerli dostum Rajoy ile bir aradayız. Belki bir müddet sonra çok daha farklı Türkiye-İspanya liderlerinin buluşması olacak. Öyleyse biz şu gök kubbede hoş bir sada bırakmalıyız. Bu sada ittifaklar sadası olmalıdır. Hoşgörü olmalıdır. Bunu başarmalıyız. Düşmanlıkların olmadığı bir dünyayı kurmalıyız. Çatışmaların olmadığı bir dünyayı kurmalıyız. Hatta hatta 21. asra girerken küresel barışı tesis edeceğiz, dediğimiz böyle bir adımı gerçekleştirmemiz gerekir diye inanıyorum. Bu çatışmaları ortadan kaldıracak kaçınılmaz bir yaklaşımı, her şeyi göze alarak yapmamız lazım. Bunu başarmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Bu çarpık ideolojileri empoze etmeye çalışan söylemlerin yayılmasına da hep birlikte engel olmalıyız diye düşünüyor, buna böyle inanıyorum.'

-'Türk-İspanya İş Forumu'na dönüşmesi yönündeki iradeyi ortaya koyduk'-

Erdoğan, İspanya ile tesis edilen zirve mekanizmasının ilerideki süreçte bir 'Türk-İspanya İş Forumu'na dönüşmesi yönündeki iradeyi ortaya koyduklarını belirterek, 'Kısa bir süre içerisinde bunun adımlarını atacağız. İnanıyorum ki ilgili bakanlarımızın bu işin başını çekmek suretiyle sürdürecekleri süreçte, iş adamlarımız ile bir araya gelmek suretiyle karşılıklı yatırımlar yapılabileceği gibi, karşılıklı adımlar atılabileceği gibi müşterek üçüncü ülkelerde de bir çok adımların atılması mümkündür diye düşünüyoruz ve buna inanıyoruz. Bugün oluşturduğumuz bu sağlam temellerin Türkiye-İspanya ilişkilerinin geleceği bakımından, biraz sonra da iş adamları ile bir araya gelmek suretiyle bu heyecanın, inanıyorum ki ilk değil artık, burada tazelenmesini sağlayacağız. Çünkü bundan önceki üç zirvede de bu tür toplantıları yaptık. Bu dördüncüsünde de bunun daha da ivme kazanmasını sağlayacağına inanıyorum' diye konuştu.


AVRUPA BİRLİĞİ

Türkiye-İspanya 4. Hükümetler Arası Zirve vesilesiyle İspanya'da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, İspanya Başbakanı Rajoy ile yaptıkları görüşmede ikili ilişkileri tüm boyutları ile ele aldıklarını söyledi. Görüşmede, özellikle 10 yıllık döneminde, İspanya-Türkiye ilişkilerinin nereden nereye geldiğini değerlendirme fırsatı bulduklarını ifade eden Erdoğan, ilişkileri siyasi, ekonomik, ticari ve savunma sanayi boyutları ile ele aldıklarını dile getirdi. İspanya'nın AB sürecinde her zaman Türkiye'nin yanında olduğunu ve destek verdiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

'Son olarak da İspanya'nın dönem başkanlığından bu yana yaşadığımız süreci değerlendirme fırsatımız oldu. Zira, Türkiye bildiğiniz gibi 50 yıldır Avrupa Birliği kapısındadır. Hiçbir ülkeye reva görülmeyen yaklaşım tarzı, Avrupa Birliği'nde siyasi nedenlerle Türkiye'ye reva görülmüştür. 63'ten bu yana geldiğimiz nokta sadece 35 fasıl içerisinde 14 faslın açılmasıdır. Kaldı ki bizler, son birkaç yıla kadar, aslında fasıllar sadece açılır ancak kapanmaz diye bir şeyle yeni karşılaştık. Bunlar siyasi nedenlerle... Zira, daha önceleri fasıllar açılır, daha sonra kapatılırdı. Ama bir de baktık ki yeni çıktı, fasıl sadece açılır ama kapanmaz. 'İşimize geldiği zaman kapatırız' diye bir yaklaşım tarzı ortaya çıktı. Bunları tabii anlamakta zorlanıyoruz. Fakat biz sabırla yolumuza devam ediyoruz, bu arada da tabii dersimize çalışıyoruz.'

-'AB liderlerinin, AB'yi bu krizden güçlenerek çıkarmalarını temenni ediyorum'-

Türkiye'nin bu süreç içerisinde İspanya ilişkilerinde yaklaşık 8 milyar avro gibi bir dış ticaret hacmine sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, bu ilişkilerin artarak devam ettiğini ama hedeflerinin daha büyük olduğunu, Türkiye ve İspanya'ya yakışanın da bu olduğunu söyledi. Türkiye'de 400'ü aşkın İspanyol girişimci kurum bulunduğunu belirten Erdoğan, bu kurumların enerji, finans ve altyapı da Türkiye'de çok ciddi adımları bulunduğunu ifade etti. Türk girişimcilerin İspanya'da attığı adımlar olduğunu dile getiren Erdoğan, bu girişimleri bundan sonraki süreçte de farklı bir şekilde devam ettirmek istediklerini bildirdi. Erdoğan, İspanyol yatırımcıların bir yandan son derece dinamik olan iç pazarın potansiyelinden yararlanırken, diğer yandan da Türkiye'yi çevreleyen ülkelerdeki yeni fırsatlardan da istifade etme imkanı bulduğunu vurguladı.

Türkiye'nin 2023 hedefine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

'Bu hedefe doğru emin adımlarla ilerlerken Türkiye, 2002 yılında yaşadığı kriz ki şu anda İspanya'nın yaşadığı krizdir, o benzer krizden gerçekten bilimsel, akılcı ama kararlı bir şekilde, özellikle de güven ve istikrara dayalı bir yaklaşımla çıkmayı başardı, başardık. Bu süreç içerisinde hiçbir zaman mali disiplinden taviz vermedik ve bundan taviz vermeden de bu süreci çalıştırdık. Şu anda geldiğimiz noktada da gerçekten büyümede istikrarımızı devam ediyor. İşsizliği gidermedeki istikrarımız devam ediyor. Yüzde 14'e kadar varan işsizlik oranımız şu anda 8,5 gibi bir orana düşmüş vaziyette. bunu daha da düşürmenin gayreti içindeyiz, çalışması içerisindeyiz. Bütün bunlarla birlikte Türkiye, yatırımlar noktasında da verimliliğini artıran bir ülke konumunda. Özellikle Avrupa Birliği liderlerinin, gerçekten en kısa sürede gerekli adımları atmak suretiyle halen en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği'ni bu krizden güçlenerek çıkarmalarını ben de Türkiye olarak temenni ediyorum.'

Türkiye'nin AB üyelik sürecinin görüşmede önemli bir gündem maddesini teşkil ettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

'Değerli dostumun aynı şekilde bu desteklerinin devam ettiğini görmek de gerçekten ülkem adına bizleri memnun etti, mutlu etti. Bizler, son 2,5 yılda İspanya'nın dönem başkanlığından sonra tabii hiçbir faslın açılmayışından memnuniyetsizliğimizi de gündeme getirdik. Bunu tabii her yerde de gündeme getiriyorum, getirmek durumundayım. Çünkü sorumluluğum bunu gerektirmektedir. Bu adımlarımızı bu şekilde atarken, bizim bu attığımız adımlara karşı aldığımız cevaplar maalesef siyasi nedenlerle olduğu için bizi üzmektedir. Bu sıkıntıların, bu yaklaşım tarzlarının değişeceğinin beklentisi içerisindeyiz. Zira Avrupa Birliği'nin ahde vefa ilkesine saygı gösterilmesini özellikle bekliyoruz. İspanya'nın bugüne kadar vermiş olduğu destek bu ahde vefanın en güzel örneklerinden bir tanesidir.'