İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki sanıkların katılmadığı duruşmada, 'adam öldürmek' suçundan hükümlü olan tanık Emrah Özdemir'in, gizli tanık odasında, sesi ve görüntüsü salona yansıtılarak ifadesi alındı.
Rahatsızlığı nedeniyle yanında sağlık ekibi bulundurulan Özdemir, tanık olarak ifade vermek istediğine dair dilekçe vermesinin ardından tehdit edildiğini söyledi.
Cezaevinde kendisine bir ay önce bin lira, bir hafta önce de 500 lira para gönderilerek, ifade vermemesinin istendiğini kaydeden Özdemir, Veli Küçük, Hayrettin Ertekin ve Hasan Atilla Uğur'un, önceki ifadesini geri çekmesi için kendisini Sedat Peker aracılığıyla uyardığını öne sürdü.
Bu konuda yaptığı şikayet üzerine savcıya ifade verdiğini anlatan Özdemir, söylediklerinin de cezaevindeki kamera kayıtlarıyla ortaya çıkabileceğini kaydetti.
Sedat Peker ile sürekli mektuplaştıklarını anlatan Özdemir, 'Benden, 'gencim, cahillik ettim' şeklinde ifadelerle dilekçemi geri çekmemi istediler' dedi.
Özdemir, Silivri 1 No'lu Cezaevi'ndeki görevli infaz koruma memurları aracılığıyla kendisine para ve haber gönderildiğini kaydetti.
Babasının, 'kumarhaneler kralı' olarak tanınan Ömer Lütfü Topal'ın şoförü olması nedeniyle çok ortama girip çıktığını ifade eden Özdemir, sanıklardan Hayrettin Ertekin'in kuyumcu dükkanında çalışan PKK itirafçısı Adil Timurtaş'ı da Topal'ın yanına gelip gitmesinden dolayı tanıdığını dile getirdi.
-Restorandaki toplantı-
Timurtaş'ın gittiği her yere kendisini de beraberinde götürdüğünü belirten Özdemir, 'Ergenekon' davasının tutuklu sanıkları Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Kemal Kerinçsiz ve Sedat Peker ile tutuksuz sanık Arif Doğan'ı da Timurtaş'la gidip geldiği yerlerde tanıdığını söyledi.
Küçük, Tekin, Kerinçsiz ve Peker'in Ataşehir'deki bir restoranda toplantı yaptıklarını öne süren Özdemir, şu iddialarda bulundu:
'Toplantıda Muzaffer Tekin, 'Ortalığın karışması lazım, bu böyle olmuyor, önceden her istediğimizi yapardık. Her yeri Fethullahçılar ele geçirdi. Yine söz sahibi olmamız için kaos ortamı oluşturmak gerekiyor' dedi. Tekin'in rahmetli Kuddusi Okkır ile birlikte çeşitli illerde kongreler yapacaklarını duydum. Yavuz Ataç'ın isminden çok bahsediyorlardı. Veli Küçük ile Korkut Eken arasındaki kırgınlığı çözebilecek kişinin Ataç olduğunu söylüyorlardı. Ayrıca Orhan Pamuk, Ahmet Türk ve Osman Baydemir'in öldürülmesi gerektiğinden bahsediyorlardı. Sedat ağabey de 'Birileri birkaç kişiye silah verir, kahvehane taratırlar, başımız derde girer, tedbirimizi alalım' dedi' diye konuştu.
Özdemir, aynı şekilde Süreyyapaşa sinemasında yapılan toplantıya Hayrettin Ertekin'in de katıldığını belirtti.
Susurluk kazası olduğunda Veli Küçük'ün, 'Drej Ali' lakaplı Ali Yasak'ı olay yerine gönderdiğinin de toplantılarda konuşulduğunu ifade eden Özdemir, Çatlı'nın aslında kazada ölmediği, Veli Küçük tarafından öldürtüldüğü, araçta bulunan evrakların Ali Yasak tarafından alındığından bahsedildiğini anlattı.
JİTEM'in Arif Doğan ve Cem Ersever tarafından kurulduğunu Doğan'dan duyduğunu aktaran Özdemir, Cem Ersever'in de Veli Küçük'ün talimatıyla öldürüldüğünü Adil Timurtaş'tan duyduğunu öne sürdü.
Bu arada, Özdemir'in hakkında beyanlarda bulunduğu Ertekin de duruşma salonuna alındı.
Daha sonra duruşmaya ara verildi.