Yazıyı güncellediğim şu saatlerde -çarşamba akşamı- beklenen haber henüz gelmiş değil ama inşallah aksi bir durum gelişmezse siz yazıyı okurken Mısır Şarm el-Şehr'den bir ateşkes kararı çıkacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Gebele dönüşü uçakta, hem de dün AK Parti grup toplantısında temkinli ama umutlu konuştu. MİT Başkanı İbrahim Kalın'ı Şarm-el Şeyh'e gönderdiğini biliyorduk, "güzel bir haber almayı ümit ediyoruz" dedi Cumhurbaşkanı.
Beklenen kararın "an meselesi" olduğunu ise Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ile ortak basın toplantısı düzenleyen Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan müjdeledi, yine akşam saatleri.
Bu yönde bir beklenti var dünya medyasında. Ama söz konusu muhatap İsrail gibi güvenilmeyen, sinsi ve zorba bir yapı olunca kimse temkini elden bırakmıyor.
**
İki yıl boyunca bir türlü gelinemeyen ateşkes ve uzlaşma noktasına şimdi neden ve nasıl gelindiği bahsi önemli ama. Pek çok sebebi var bunun. Ama en önemlisi ABD'nin nihayet bu noktaya gelmiş olması.
Netanyahu üzerinde ilk kez bu kadar kararlı ve ısrarlı şekilde baskı uyguluyor bir ABD Başkanı.
Trump'ın da konuya insani, ahlaki, hukuki değerler üzerinden bakmadığını biliyoruz.
Ve fakat süreçleri çok yakından bilen bir kaynağın ifadesiyle söylersek "dünyanın her yerinde yükselen ABD-İsrail protestolarının gerçekliğini gördü Trump. BM'de vücut bulan yalnızlığın kendisi ve MAGA idealleri için iyi olmadığını da gördü. Çünkü aslında kameralar açık değilken gayet rasyonel bir lider Trump."
Dolayısıyla hem BM marjında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 7 Müslüman ülke lideriyle yaptığı Gazze toplantısında hem de Washington'da Erdoğan ile baş başa görüşmesinde Netanyahu'yu durdurmaya karar verdi Nobel almayı kızıl elmaya dönüştüren ABD Başkanı.
Bunu nasıl yapacağının yol haritasını ise "Herkes ona saygı duyuyor, güveniyor, çok güçlü ve akıllı biri o" dediği liderden ve "Bunlar çok akıllı adamlar" diye taltif ettiği diplomatlardan etraflıca öğrendi.
Netanyahu'ya bunu kabul edeceksin diye dayattığı "Trump Planı" böyle pişti.
Bazılarının plandaki muğlaklıklar ve İsrail'in güvenilmezliği sebebiyle "dayatma planı" dediği plana Hamas'ın pozitif yaklaşması da, diplomatik bir dille satranç stratejisi kurar gibi on adım sonraki hamleyi hesaplayarak cevaplaması da Netanyahu'yu fare kapanına itekledi.
"Gazze Kasabı" ne kadar itiraz ederse etsin sponsor devletin başkanı geri adım atmayınca masaya oturmak zorunda kaldı sonun başlangıcındaki terörist.
**
Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan Gebele'de yapılan Türk Devletler Teşkilatı liderler zirvesinden dönerken uçakta Türkiye'nin bu sürece katkısının ne olduğunu da açıkladı gazetecilere.
O katkının izini sürmek isteyenler Trump'ın, masa tam da Şarm el Şeyh'te kurulurken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bir kez daha aramasına da baksın.
Şöyle dedi Cumhurbaşkanı: "Hem Amerika ziyaretimizde hem de en son telefon görüşmemizde Filistin'de çözümün nasıl gerçekleşebileceğini Sayın Trump'a izah ettik. Onun da bizden özellikle Hamas'la görüşme, Hamas'ın ikna edilmesi ricası oldu. Bu konuda muhataplarımızla süratle irtibata geçtik. Sayın Trump'ın barış çabalarını desteklediğimizi ben kendisine söyledim. Bunu ayrıca kamuoyuna da ilan ettik. Hamas verdiği cevapla barışa ve müzakerelere hazır olduğunu bize ifade etti. Yani ters bir söylem içerisine girmedi. Bu bana göre çok çok değerli bir adımdır. Hamas, İsrail'den önde gidiyor."
**
İnşallah ateşkes, çekilme ve inşadan sonra soykırımcı Netanyahu ve avanesi işlediği suçlarından dolayı yargılanıp cezalandırılacak.
Hepimiz göreceğiz bunu, özgür Filistinli kardeşlerimizle beraber.
Şiirde söylendiği gibi hani: Bir sabah doğacak kardan aydınlık!