Gazze kasabı Netanyahu ile soykırım ve işgalin ortağı ABD Başkanının dün Beyaz Saray'daki görüşmesinden beklenen plan çıktı.
Trump Gazze zirvesi sonrası basına yaptığı duyuruda "Netanyahu planı kabul etti, İsrail, Gazze'den aşamalı olarak çekilecek" dedi.
Hiçbir anlaşmaya, BM kararına uymamasıyla tanınan, kurulduğu günden bu yana herhangi bir hukuka, ahlaka, dine, değere sahip olmadığı görülen İsrail bu plana uyar mı? Büyük bir muamma elbette... Ne olacağını hep birlikte göreceğiz.
Plana gelirsek... Bir süredir çeşitli versiyonları uluslararası medyaya düşen çerçeve bir plan bu. Pek çok başlığı içeriyor. Yazıyı son dakika güncellerken izlediğim Trump-Netanyahu basın toplantısından anladığım kadarıyla taraflar bahsi geçen plan üzerinde mutabık kalmış görünüyor.
Buna göre plan ateşkesi, acil insani tıbbi yardımları, rehine takasını, İsrail ordusunun Gazze'den çıkışıyla eş zamanlı olarak Hamas'ın askeri kanadının silahsızlandırılmasını, Gazze'nin uluslararası teknokrat bir heyet tarafından geçici olarak yönetilmesini, Gazze'nin yeniden inşasını, Gazzelilerin Gazze'den çıkmaya zorlanamayacağını ve diğer başlıkları içeriyor.
Planın hazırlanma sürecinde eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in de adı geçti ama dedikodulardan ya da sızdırma algı çalışmalarından daha önemli olan şey somut veriler.
Buna göre kronolojiye bakarsak son iki yılda defalarca gündeme gelen ateşkes-barış görüşmelerinde, müzakerelerde olmayanın şimdi olmasının arkasındaki gerçek şu:
- Dünya üzerindeki en temiz, en izzetli insanlardan oluşan Gazzelilerin eşsiz imanı, sabrı ve direnişi bütün dünyayı öylesine sarstı ki küresel vicdanın gücü suç ortaklarını teslim olmaya zorladı.
- İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırım, işgal, kıtlık öyle bir noktaya geldi ki suç ortağı ABD bile bunu taşıyamaz hale geldi, çark etti, pes etti ve katil Netanyahu'ya açık ve net olarak "yeter" diyebildi.
- Türkiye'nin başını çektiği diplomatik çabalar BM nezdinde ve İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde fikri-iradi değişimi zorladı. Son zirveler bunu ispatladı.
- BMGK üyesi İngiltere ve Fransa dahil 10 ülke daha Filistin'i tanıdı. İki devletli çözüm için önemli bir gelişme bu.
- Bütün dünyada dalga dalga yayılan Gazze çığlığı İsrail ve suç ortakları için geri döndürülemez bir noktaya geldi. İsrail miti yerle yeksan oldu. "Yahudi soykırımı", "demokratik özgürlükçü İsrail", "terörist Hamas" yalanı çöktü, perde yırtıldı, oyun bitti.
- Gazze'ye doğru yol alan ve insanlığın umudu olan Küresel Sumud Filosu İsrail'i öyle panikletti ki filoya müdahale etmekle filonun Gazze ablukasını kırması arasına sıkışan İsrail için kaçış rampası oldu bu plan.
- İsrail'in Katar'ı büyük bir aymazlıkla vurması ve ABD'nin ve Arap ülkelerinin bunu da sineye çekeceğini sanması kırılma noktası oldu. Dün Trump ile görüşme esnasında katil Netanyahu Katar Emirini arayarak özür diledi.
- BM marjında Türkiye, ABD ve 7 İslam ülkesi lideriyle yapılan Gazze toplantısı planın masaya yatırıldığı yerdi. Masanın başında Erdoğan ve Trump oturuyordu.
- Beyaz Saray görüşmesinde Erdoğan ve Trump Gazze planını etraflıca çalıştılar. Türkiye'nin Gazze ve Filistin davasına sadakati ve arkasındaki varlığı en güçlü şekilde ABD'ye aktarıldı.
Plan hayata geçecek mi, revizyona uğrayacak mı göreceğiz.
Ama şurası kesin. Gazze kasabı Netanyahu işlediği suçların cezasını çekmemek için hamisi Trump'a sığındı. Düne kadar her türlü cinayet için onay alabildiği Beyaz Saray'dan dün de koruma kalkanını aldı.
On binlerce şehidin, yaralının, kesilen kolların bacakların, aç ve açıkta bırakılan bebeklerin, çocukların, gençlerin, kadınların, yaşlıların fiziken ve ruhen çektiği ıstırabın, sürgünün, yerle bir edilen Gazze'nin ve dahi pek çok günahın suçun müsebbibi bu ikisidir.
İnşallah Gazze'nin kurtuluşu, egemen Filistin'in kuruluşu için bir başlangıç olsun bu. Bunun olması için Gazze'ye Filistin'e desteğin aynı şekilde devamı gerekiyor. İnsanlığın namusudur Gazze.
Netanyahu, kabinesi ve devlet olarak İsrail Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi yargılanmalı, yaptırımlarla cezalandırılmalı, tazminata mahkum edilmeli.
Öte yandan değil 70-80 bin şehidin kaybettiği hayatı, bir çocuğun yüzündeki gülümsemeyi soldurdukları için bile Allah affetmesin hiç birini.