Olmadıysa da böylesi bir taltif görmesi yakındır. Üç vakte kadar beklemeli, dahası Hocaefendisi tez vakitte ‘Veliahtım Ekremdir’ açıklaması yapmalı.
Neyse... Neyse...
Hocaefendisi’nin medar-ı iftiharı Ekrem Dumanlı evvelki gün, gazete abonelerine yönelik olarak ‘İçimize sinmiyor’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıda bir de ‘yalan’ arabaşlıklı bir bölüm vardı.
İşte o bölümde, yalanın bütün kötülüklerin anası olduğundan bahsediyor, bir kere yalan söylemeye başlarsanız, yüzlerce kizb sökün edip geliyor, ‘tetikçi medya’nın uydurduğu yalanları biz tekzip etmekten yorulduk, diyordu.
Dumanlı’nın ‘Biz tekzip etmekten yorulduk’ yazısının henüz dumanı üzerinde tüterken...
Rahmetli Sadi Mazlumoğlu Efendi’nin eşi Mükerrem Mazlumoğlu da Anadolu Ajansı’ndan Gülen Medyası’nı sert bir dille yalanlıyor, tekzip ediyordu. Ekrem Dumanlı tekzip yiyordu anlayacağınız. (http://www.aa.com.tr/tr/turkiye/305013—alvarli-efe-hazretlerinin-torunu-ve-gelini-aaya-konustu)
Başbakan Erdoğan’ın Erzurum Mitinginde ‘Fethullah Gülen’in küçük ihaneti’ başlıklı yazıma atıfla gündeme getirdiği hadiseyi biliyorsunuzdur.
Hadise 1955-56 yıllarında Erzurum’da Kurşunlu Medresesi’nde cereyan ediyor. Fethullah Gülen, Alvarlı Efe Hazretlerinin torunu olan Sadi Mazlumoğlu’nun öğrencisidir. Bir gün medresenin önüne jandarma geliyor ve Sadi Efendi’nin ellerine kelepçe takarak Gürcü Kapı Karakolu’na götürüyor. Bu hadisesinin yaşandığı gün Erzurum’da infial oluyor. Bütün halk karakola sökün ediyor. O gün orada jandarma olarak görev yapan, Hacı Salih Efendi’nin oğlu Memduh efendinin yardımıyla Sadi Efendi serbest bırakılıyor. Sadi Efendinin öğrencisi Fethullah Gülen’in şikayeti üzerine tutuklandığı ortaya çıkıyor, ancak Sadi Efendi öğrencisi Fethullah’ın gençliğine cahilliğine veriyor ve hadisenin üzerinin kapatılmasını istiyor. Ve Fethullah Gülen medreseden gönderiliyor.
Onlar gençliğine cahilliğine veriyorlar ancak Fethullah Gülen gençliğinde bırakmıyor. Yıllar sonra Latif Erdoğan’a yazdırdığı Küçük Dünyam kitabında Sadi Efendi’den ve Kurşunlu Medresesi’nden ayrılma hadisesine değiniyor; Sadi Efendi gençti, cahildi aramızda bir tartışma geçti ve ben ayrıldım diyor.
Hadiseyi Alvarlı Efe Hazretleri’nin torunu, Gülen’in de medrese arkadaşı olan ve hadisenin canlı şahidi olan Nakip Efendi’nin ve Efe ailesinin damadı olan Hattat Hüseyin Kutlu’nun ağzından bizzat aktarmıştım.
Aylardır kirli bir operasyon yürüten Ekrem Dumanlı ve Fethullah Gülen’in en azından bu hadise konusunda YALAN söyleyemeyeceğini düşünüyordum.
Değilmiş.
Hem de ne YALAN ne İFTİRA...
Gülen Medyası cümbür cemaat olarak Pazar günü Sadi Efendi’nin eşi Mükerrem hanımın ağzından bir açıklama yayınlandılar. Güya, rahmetli Sadi Efendi’nin eşi Gülen medyasına diyesiymiş ki Başbakan da nacizane ben de Gülen’e iftira atıyormuşuz! (http://www.zaman.com.tr/gundem_mazlumoglunun-esi-basbakan-hocaefendiye-iftira-atiyor_2206577.html)
Şaşkınlıkla Nakip Efendi’yi ve Hüseyin Kutlu’yu aradım. Ben şaşkındım ancak aile şaşkın değildi.
‘Ne bekliyordunuz ki?’ dediler.
Sadi Efendi’nin eşi Mükerrem Hanım günlerdir hastanede yatıyormuş ve kimseyle böylesi bir görüşme yapmadığını söylemiş AA’ya. “Yalan katmasınlar, iftira atmasınlar. Kim yazmış bilmiyorum ama ben kimseyle görüşmedim. Ben hastanedeydim. Cuma günü çıktım” diyordu.
Sorarım size, siz kiminle konuştunuz Ekrem Dumanlı, Abdülhamit Bilici, Hidayet Karaca?
Rüyanızda mı konuştunuz? Yoksa oturup masa başında mı yazdınız? Söyler misiniz?
Bugüne kadar, yaptığınız yalan haberlerle, iftiralarla kimlerin canını yaktınız? Kimlerin hayatını kararttınız?
Siz nasıl insanlarsınız?
Utanmadan bir de çıkıp gözümüzün içine bakarak ‘Yalan kötülüklerin anasıdır’ diye mavra yapıp, dalga geçiyorsunuz değil mi?
Altın nesil öyle mi? Çık Ekrem Dumanlı, gazetenin 5. katındaki mescitte tıpkı hocan gibi onu taklit ettiğin sesinle ağlayarak, sızlayarak hutbeler ver. Başbakan’a utanmadan ‘Zalim, hırsız, harami’ diyerek ağla, sızla. Hatta “Camia bugüne kadar o haramiden hiçbir şey istemedi” hede hödeleri yap ve CHP’ye destek iste ve CHP’nin içindeki mazlumları anlat. Gazetenin içinde vereceğin ‘Yolsuzluklar ve Medyanın iftiraları’ ekinin mizanpajını iyi yaptır. Mizanpajlar da montajlar kadar önemlidir!
STAR - ELİF ÇAKIR