21 Kasım 2025 Cuma / 1 CemaziyelAhir 1447

FETÖ bağlantılı döner zinciri dava duruşması ertelendi

TMSF'nin kayyum olarak atandığı Maydonoz Döner zincirine ilişkin açılan davada, 46'sı tutuklu 70 sanığın 'FETÖ üyeliği' ve 'Terörizmin Finansmanının Önlenmesi' suçlarından 14 yıl 2 ay ile 28 yıl 4 ay arasında hapisle cezalandırılması talep edildi. Duruşma 21 Kasım'a ertelendi.

AA20 Kasım 2025 Perşembe 22:27 - Güncelleme:
FETÖ bağlantılı döner zinciri dava duruşması ertelendi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi'nin karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

Tutuksuz sanık Yunus Emre Yaman savunmasında, Maydonoz dönerle bir bağlantısı olmadığını öne sürerek, sadece eniştesi olan tutuklu sanık İsa Orhan'ın Maydonoz Döner şubesi sahibi olduğunu söyledi.

Tutuksuz sanık Melis Derbeder İnginar, tutuklu Mustafa Alp Arslan'ın eşinin 30 yıllık arkadaşı olduğunu anlattı. Sanık Arslan'ın kendilerine gelerek Maydonoz Döner şubesi alacağını, paraya ihtiyacı olduğunu ve isterlerse ortak olabileceklerini söylediğini ifade eden İnginar, ek gelir olması için teklifi kabul ettiğini, şubeye yüzde 20 ortak olduklarını ancak bir yıl sonra kar elde etmedikleri için ortaklıktan çıktıklarını öne sürdü.

Tutuksuz sanık Gülizar Kübra Böle, tutuklu sanık Aykut Böle'nin eşi olduğunu, kendisinin resmi ya da gayriresmi bir ortaklığı olmadığını savundu. Böle, eşinin kredi sicil puanı düşük olduğunu, sadece Maydonoz Döner sürecinde değil 15 yıldır kendi adına olan hesapları kullandığını aktardı.

Meslekten ihraç edilen tutuksuz sanık Aydın Damar savunmasında, bir süre önce Bursa'dan ev almayı düşündüğü için orada inşaat işi yapan tutuklu sanık Salih Demirci'yle tanıştığını, evi almaktan vazgeçtiğini ve İstanbul'a geri döndüğünü, bir süre sonra da Demirci'nin İstanbul'da açacağı iş yerinin şubelerinde kendisine yardım edip edemeyeceğini sorduğunu anlattı.

Sigortasız şekilde yardım edeceğini söylediğini kaydeden Damar, "Aramızdaki para transferleri tamamen bu döneme aittir. Bir yıl çalıştım. İşler kötüye gidince şubeleri kapattı. Ben de yemek yediğim Maydonoz Döner'de yine tutuklu sanık Mehmet Beslekoğlu'yla tanıştım, işten çıkacağımı ancak ticaret yapmak istediğimi konuştuk. Bana 'Seni damadım Yücel Bahri Öntemel'le tanıştırayım' dedi. Tanıştık. Öntemel bana durumu anlattı. Bende gayriresmi şekilde Kadıköy Maydonoz Döner şubesine yüzde 10 ortak oldum. Ancak karakter olarak anlaşmadık. Ben ayrıldım." ifadelerini kullandı.

Tutuksuz sanık Pınar Özçelik de hiçbir Maydonoz Döner şubesinde resmi ya da gayriresmi bir ortaklığının olmadığını iddia etti.

Eşi tutuklu sanık Umut Özçelik'in başka suçtan tutuklu olduğu süreçte ailesinin yanında kaldığını anlatan sanık Özçelik, "Eşim de çıkınca yanımıza geldi. İş arıyordu. Maydonoz Döner'de işe başladı. 'Bana ortaklık teklif ettiler' dedi. Bunu konuştuk ve kabul ettik. Benim kredi çekmem daha kolay olur diye bankalarla görüştüm. Hayatımda ilk kez kredi çektim o da beni buraya sizin karşınıza getirdi." savunmasını yaptı.

Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanık Bedirhan Kaya ve Ümit Gürdap'ın tahliyesini, diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

Duruşma, sanık avukatlarının beyanlarının alınması için 21 Kasım'a ertelendi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, 46'sı tutuklu 70 kişi "şüpheli" olarak yer alıyor.

Soruşturma kapsamında alınan MASAK raporları ile tanık beyanları, şüpheli ifadeleri, HTS kayıtları ve tapelere de iddianamede yer veriliyor.

İddianamede, Maydonoz Döner'in şubelerinin hem resmi ortaklarının hem de gayriresmi ortaklarının örgüt tarafından işlem gören kişiler arasından, yine örgüt tarafından uygun görülenlerden seçildiği, mevcut yatırımcılardan referans gösterilmeden ortaklığa girilmediği, şirket tarafından bunun "Referans Temelli Büyüme" olarak adlandırıldığı anlatılıyor.

İddianamede, tape kayıtları ve tanık beyanlarında, söz konusu şirketin örgüt iltisaklı kişilere destek amacıyla kurulduğuna yönelik ifadeler olduğu, örgütsel kapsamda işlem görmemiş ya da dosyaları kapanmış örgüt üyelerinin üzerine yiyecek sektöründe faaliyet gösteren şirketler kurulduğu ifade ediliyor.

Bu şirketlerin merkezlerinin İstanbul ve Antalya gibi büyük iller olduğu belirtilen iddianamede, şirketlerde işlem görmemiş örgüt üyelerinin ön plana çıkarıldığı, isim hakkı sistemi ile şirketlerin kısa süre içinde hızlı bir şekilde cirolarını artırarak büyüdükleri anlatılıyor.

İddianamede, markanın tanınırlığının artması sonrasında bazı şube ortaklarının hisselerinin tamamını ya da belirli bir kısmını yüksek bedellerle devrederek, farklı şubelerin ortaklarına dahil oldukları ifade ediliyor.

İddianamede, şirketin isim hakkı bedelinin piyasada bulunan benzer firmalara göre çok düşük olduğu, illerde bayilik verilecek kişilerin örgütsel kapsamda işlem gören ya da örgütle iltisağını devam ettirenlerden seçildiği, bu kişiler tarafından bir veya daha fazla ortaklığa sahip şirketlerin kurulduğu, şirketlere resmiyette ortak yapılan kişilerin örgütle bağı kuvvetli olan, işlem görse de örgütle irtibatını kopartmayan, örgüt tarafından sadakatine güvenilenlerden seçildiği belirtiliyor.

Yurt dışında aranma kaydı bulunan kişilerin aile bireyleri üzerinden yapılan para transferleri ile şirkete gayriresmi ortak oldukları anlatılan iddianamede, şirket ortaklarının büyük kısmının işlem gören askerler, işlem gören polisler ve emniyet mahrem yapılanması içindeki kişilerden oluştuğu ifade ediliyor.

İddianamede, şirket ortağı olarak seçilenlerin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığı veya örgütün deşifresine yönelik beyanlarının bulunduğunun, örgüt tarafından tespit edildiği, anlaşıldığı anda şirketten ayrılmaları yönünde baskı yapıldığı belirtiliyor.

İllerdeki şubelerin genel denetimi ve kontrolünde, ortaklar arasında yer alan örgütte üst konumda bulunan bir kişinin görevlendirildiği, bu kişinin aranma kaydının olmasının bile şirketlerdeki görevlendirmeyi engellemediği belirtilen iddianamede, kişinin ortak alınması, çalışanların seçilmesi, maaş işleri, işten çıkarma, hesapların kontrolü gibi şubelerin genel işleyişinden sorumlu olduğu ve aracılığıyla örgüt adına yurt dışına para gönderildiği anlatılıyor.

Belirli aralıklarla iş yerlerinde şirket toplantısı adı altında örgütsel toplantılar yapıldığı, buradan toplanan paraların belirli bir kısmının örgütün güncel yapılanmasında yer alan kişilere verilmek suretiyle örgüt üyelerine dağıtımının sağlandığı bildiriliyor.

İddianamede, Maydonoz Döner markasının aşırı hızlı büyümesinin ardından "Somca Gıda AŞ" ortaklarının ikinci bir marka kurarak, aynı şekilde bayilik sistemiyle daha yüksek kazançlar elde ederek daha çok iltisaklı kişinin ailelerine ulaşma, böylelikle örgütsel kapsamda faaliyet alanını genişletme eğiliminde oldukları ifade ediliyor.

İddianamede, şüphelilerin eylemlerine yönelik tespitlere de yer veriliyor.

Şüpheli Gökhan Bünyamin'in öğretmenlik görevini sürdürürken KHK ile ihraç edildiği, daha sonra OHAL komisyonuyla göreve iade edildiği, halen öğretmenlik yaptığı belirtilen iddianamede, bu kişinin "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan soruşturma geçirdiği ve takipsizlik kararı verildiği kaydediliyor.

Bünyamin'in, şüphelilerden İlhan Bahadır ile Maydonoz Döner'in gayriresmi ortaklarından olduklarına ilişkin tape kayıtları ve MASAK incelemesi olduğu ifade ediliyor.

İddianamede, şüpheli İlhan Bahadır'a yönelik yapılan değerlendirmede Maydonoz Döner'in Bayrampaşa, Çekmeköy, Kartal ve Maltepe şubelerinin resmi ortağı olduğu, KHK ile TRT'den ihraç edildiği ve 2018'de "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan takipsizlik kararı verildiği kaydediliyor.

Şüphelilerden Ahmet Terzi'nin de KHK ile TRT'den ihraç edildiği, FETÖ iltisakı nedeniyle yargılandığı davada mahkumiyet aldığı ifade edilen iddianamede, Maydonoz Döner'in Bayrampaşa, Çekmeköy, Maltepe ve Kartal şubelerinin resmi ortağı olduğu aktarılıyor.

İddianamede, şüpheliler Bahadır ve Terzi'nin tape kayıtlarında, kimliği belirlenemeyen "Mesut" isimli kişiye şirket hesabı üzerinden para gönderildiği, hesaba gönderildiğinde sıkıntılı duruma düşecekleri ve paraları elden vermelerine yönelik konuşmalar da olduğu belirtiliyor.

Konuşmalarda, söz konusu şirkette "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan adli işlem görmüş veya KHK ile ihraç olan kişileri çalıştırdıklarının yer aldığı aktarılan iddianamede, bu bağlamda şüpheliler İlhan Bahadır ve Ahmet Terzi'nin örgüt kapsamında haklarında adli ya da idari işlem yapılan kişileri SGK'li göstererek, para gönderip gizliliğe riayet ettiklerinin anlaşıldığı ifade ediliyor.

MASAK RAPORU

İddianamede, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca da yürütülen soruşturma kapsamında "Somca Gıda AŞ" hakkında alınan MASAK raporuna değiniliyor.

Şirketin 9 bin 671 çalışanı olduğu, bunlardan 2 bin 613'ü hakkında soruşturma kaydı bulunduğu ifade edilen iddianamede, çalışanlardan 326'sının örgütle iltisaklı suçlardan kaydı bulunduğu belirtiliyor.

İddianamede, çalışanlardan 1861'i hakkında kovuşturma kaydı bulunduğu, şubelerin 554 farklı resmi ortaklarından 232'si hakkında da örgüt soruşturması olduğu anlatılıyor.

46'sı tutuklu 70 şüphelinin "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından 14 yıl 2'şer aydan 28 yıl 4'er aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

ÖNERİLEN VİDEO

Daltonlar'a darbe: Evden cephanelik çıktı

Kapat
Video yükleniyor...