27 Temmuz 2024 Cumartesi / 21 Muharrem 1446

Filistin'in esirlerin açlık ve sağlıkla imtihanı! Her şeyden mahrumlar

Filistinli Tutuklu İşleri Heyeti ve Filistin Esirler Cemiyeti, İsrail'in, 7 Ekim 2023'ten bu yana 'benzeri görülmemiş intikam icraatlarının bir parçası olarak' hapishanelerindeki Filistinli esirlere karşı tecrit, aç bırakma ve tıbbi ihmal uyguladığını duyurdu.

AA13 Şubat 2024 Salı 05:49 - Güncelleme:
Filistin'in esirlerin açlık ve sağlıkla imtihanı! Her şeyden mahrumlar

Filistinli Tutuklu İşleri Heyeti ve Filistin Esirler Cemiyeti, İsrail hapishanelerindeki esirlerin durumuna ilişkin hazırladıkları ortak raporu açıkladı.

İsrail hapishanelerindeki 9 binden fazla Filistinli erkek ve kadın esirin, 7 Ekim'den bu yana kaderlerini etkileyen benzeri görülmemiş intikam icraatlarına maruz kaldığı aktarılan raporda, söz konusu icraatların esirleri insanlıklarından yoksun ve asgari haklarından mahrum bırakmayı amaçlayan sistematik işkence operasyonlarını temsil ettiği dile getirildi.

İsrail hapishanelerinde Filistinlilere uygulanan tecrit ve açlık politikasına da değinilen raporda, bu politikanın, çeşitli düzeylerde toplu olarak esirlere yönelik benzeri görülmemiş bir oranda artan en tehlikeli politikalardan birini oluşturduğu ifade edildi.

KİREÇLİ SUYA MAHKUMLAR!

Raporda, 7 Ekim'den sonra cezaevi yönetiminin esirlerin televizyon, radyo ve aile ziyareti gibi dış dünyayla iletişim kurmanın en temel araçlarından mahrum bırakmasıyla tecridin esirler için başka bir kavram haline gelmeye başladığı ve avukatlarının ziyaretinden başka dışarıyla hiçbir iletişim yollarının kalmadığı belirtildi.

İsrail'in kuzeyindeki Gilboa Hapishanesi yönetiminin, esirlerin hücrelerinin önüne mavi bir çizgi çizdiği, bu çizgiye yaklaşmak veya geçmenin yasak olduğu, bu çizgiyi geçen herkesin işkence ve dayağa maruz kaldığı aktarılan raporda, cezaevi yönetiminin bu uygulamayla esirlerin birbirleriyle sesli iletişim kurma olanağından mahrum bırakılmasını amaçladığı kaydedildi.

Esirlerin 7 Ekim'den sonra yemeklerin azaltılmasıyla şiddeti artan açlık politikası nedeniyle çektiği acılara da değinilen raporda, farklı cezaevlerindeki esirlerin , büyük oranda kireç ve pas içeren sağlıksız suyu içmek zorunda kalmanın yanı sıra yetersiz beslenme sorunu yaşadığı belirtildi.

İDARİ TUTUKLULARA DA AYNI ZULÜM

Raporda, 10-12 esire verilen yemeğin aslında iki esire yetmediği; kuzeydeki Megiddo Hapishanesindeki esirlerin protestolarına ise köpekler eşliğinde onları darbedip cezalandıracak özel bir timin hapishaneye girdirilmesiyle karşılık verildiği, saldırı sürecini tamamladıktan sonra söz konusu esirler buradan taşınarak diğer departmanlara dağıtıldığı dile getirildi.

Esirlere yönelik "tıbbi suçlara" da değinilen raporda, idari tutuklu Muhammed es-Sabbar'ın 8 Şubat'ta tıbbi bir suç sonucu Batı Şeria'nın merkezindeki Ofer Cezaevi'nde öldüğü ifade edildi.

Sert gözaltı koşullarına, yetersiz beslenmeye ve yüzlerce hasta esirin gerekli, zorunlu tıbbi takiplerinin yapılmadığına işaret edilen raporda, bazı cezaevlerindeki tutuklulara yaklaşık dört ay sonra tırnak makası verildiği, bazı yeni tutukluların ise hala aylar önce cezaevine girdikleri kıyafetleri giydiği aktarıldı.

Çeşitli düzeylerdeki tüm insan hakları kurumlarına, özellikle 7 Ekim'den sonra cezaevi idaresinin esirlere karşı işlediği suçlara gerçek müdahale etmeleri ve baskı yapmaları çağrısında bulunulan raporda, bu ihlaller ve suçların eşi benzeri görülmemiş bir şekilde arttığı ve en az 8 esirin ölümüne neden olduğu kaydedildi.