Dünyanın gözü İran ile İsrail arasındaki çatışmaya çevrilmişken, Gazze'de yaşanan insanlık dramı sessizce unutturuluyor. Oysa Gazze, hâlâ kanıyor, yürekler sızlamaya devam ediyor. Oysa Gazze, hâlâ ağlıyor, soykırım devam ediyor.
İsrail'in aylardır sürdürdüğü amansız saldırılar, sadece binaları değil; bir halkın ruhunu, hafızasını, geleceğini yerle bir etti. İsrail - İran Savaşı başladığı günden bu yana, gözlerin ve gönüllerin görmediği Gazze'de, sadece üç hafta içinde, üç yüz çocuk şehit edildi. Görmemeyi, duymamayı ve konuşmamayı tercih ettik. Mahkum edildiğimiz suskunluk, yalnızca bir ihmalkârlık değil; aynı zamanda evrensel bir çöküşün ilanı oldu.
GÖREN KÖRLER CEMİYETİ: BM VE AB
Uluslararası toplumun üzerine titremesi gereken her bir çocuk her bir bebek, bugün göz göre göre toprağa veriliyor. Kimi enkaz altında nefessiz kaldı, kimi açlık ve susuzluktan öldü. Kimisi de gözlerinin içine baka baka bombalanan bir okulda hayatını kaybetti. Kaçının adı biliniyor? Kaçı bir istatistik olarak sayıldı, kaçı unutuldu?
Bir medeniyetin çöküşü, insanlığın acıya alışmasıyla başlar. Bugün Batı dünyası alıştı. BM, AB ve diğer sözde insani örgütler, sadece bildiriler yayımlayarak sorumluluklarını yerine getirdiklerini düşünüyor. Oysa "tarafsızlık", zalimle mazlumu eşitlemek demektir. Oysa "iki tarafa da çağrı yapıyoruz" demek, kurbanla cellâdı aynı kefeye koymaktır. Bu, adalet değil; korkaklığın diplomatik ifadesidir.
SIRADAKİ CENAZE: İNSANLIK
Gazze'de öldürülenler sadece insanlar değil; barışa olan inanç, insan haklarına olan güven ve vicdanın kendisidir. Bir çocuğun cansız bedeni, uluslararası hukukun iflas belgesidir. Bir annenin yıkılmış evinin önünde tuttuğu fotoğraf, ahlaki düzenin yıkılış manifestosudur.
Bütün çocuklar masumdur. Ama bazıları ölü doğar; çünkü dünya onları yaşatacak kadar cesur değildir. Gazze'de çocuklar, bizim utancımızla doğuyor, bizim korkaklığımızla ölüyor.
Unutmayalım: İsrail'in vahşeti kadar, dünyanın suskunluğu da tarihe suç olarak yazılacaktır. Herkesin sustuğu yerde bir kişi konuşursa, o artık sıradan bir nefes değildir; o, insanlığın sesidir.
SIRADAKİ CENAZE: İNSANLIK
Bugün Gazze'yi unutmak, yarın insanlığın tamamen susmasına kapı aralamaktır. Biz sustukça daha fazla çocuk katledilecek, daha fazla kadın gözyaşı dökecek. Ve bir gün, sıra bize geldiğinde; "Niçin kimse ses çıkarmadı?" diye sorduğumuzda, cevabı baktığımız aynada bulacağız.
Tarih göstermiştir ki, soykırımlar yalnızca silahla değil; görmezden gelinerek, sessizlikle ve diplomatik kayıtsızlıkla mümkün kılınır. Bugün susan uluslararası toplum, yarının suç mahallinde sanık sandalyesinde yerini alacaktır.