13 Aralık 2024 Cuma / 11 CemaziyelAhir 1446

Efkan Ala: Gezi'yle paralel yapının bağlantısı yeni yeni ortaya çıkıyor

İçişleri Bakanı Ala, paralel yapının Gezi olayları esnasında internetten bazı hesaplarla organize olduğunu, bazı gerçeklerin yeni yeni ortaya çıkmaya başladığını söyledi.

AA18 Ocak 2015 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Efkan Ala: Gezi'yle paralel yapının bağlantısı yeni yeni ortaya çıkıyor

 İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Demokratik siyasi istikrar Türkiye'nin en önemli kazanımıdır. Türkiye'nin tarumar olması için buna saldırı yaptırdılar. Allah'a şükür o seçimlerde siz dimdik durdunuz, doğru dürüst çalıştınız ve bunlara fırsat vermediniz" dedi.

Erzincan'a gelen Bakan Ala’yı havalimanında Erzincan Valisi Süleyman Kahraman, Milletvekili Sebahattin Karakelle, Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, Emniyet Müdürü Doğan İnci ile bazı partililer ve kurum müdürleri karşıladı. Vali Kahraman’ı makamında ziyaret eden Ala ve beraberindekiler daha sonra Erzincan Belediyesine geçti.

Ala, ziyaretlerin ardından 13 Şubat Spor Salonu'ndaki AK Parti İl Kongresinde, AK Parti olarak tabandan tavana siyasete yeni vizyonlar kazandırdıklarını ifade etti.

"Şimdi 'yeni Türkiye' diyoruz, hedeflerimiz var. Bu yeni Türkiye, yeni bir yaklaşımı, yeni bir paradigmayı, yeni bir anlayışı ifade ediyor" diyen Ala, şöyle devam etti:

"Şimdi soru şu 'Türkiye'yi kim yönetecek? Bütün fırtınalar bu soruya verilen cevapların etrafında dolaşıyor. Hep şunu söylediler,  'egemenlik milletindir' dediler ve noktayı koydular. Egemenlik kağıt üzerinde milletindir' dendi. Kağıt üzerinde kaldı ama dediler ki egemenliği 'Ankara'da kurumlar kullanacak', kurumlar. Yani memurlar, kurum dediğiniz bir bina, yani bürokrasi, bürokratik egemenliğin adını koyamadılar elden, gülden, milletten utandılar ama egemenliği kağıdı nasıl yazdıysalar öyle dondurdular.

Bizim kavgamız, mücadelemiz şudur. Biz diyoruz ki 'AK Parti ve AK Parti teşkilatının temsilcileri olarak 'kardeşim bu milleti halk yönetecek halk'. İşte bunu söyleyince fırtınalar kopuyor, bütün mesele bu. Yani Ankara'da hangi kararların alınacağına oradaki bir avuç elit değil, siz karar vereceksiniz. Bu ülkeyi siz yöneteceksiniz, 2023 hedeflerimiz var, 2071 vizyonumuz var. Türkiye'de problemleri 2002 yılından beri Allah'a şükürler olsun yoluna koyduk, saldırılara, paralel yol kesmelere rağmen yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz."

"ŞAPKAMIZI ALIP GİTMİYORUZ"

Haziranda yapılacak seçimlerde partililerden çok çalışmalarını isteyen Ala, "Gelin önümüzdeki seçimde öyle bir arkada durun ki. Bu kadroya hep birlikte öyle bir güç verelim ki siyasi otobanlar yapalım ve siyaseti rahatlatalım. Kimse yan yollardan girerek, paralel yollardan gelerek, çeteler oluşturarak yolumuza çıkamasın. İşte o zaman Türkiye'nin 2023 vizyonuna koşarak gideriz. Orada kişi başına 25 bin dolar gelir var" diye konuştu.

Türkiye'nin büyümesini artırarak, dünyada daha da etkin hale gelmesi için yoğun şekilde çalıştıklarını dile getiren Ala, şöyle devam etti:

"Yeryüzünde 3 kıtayı adaletle yönetmiş bir milletin evlatlarıyız. Türkiye'de milli geliri 25 bin dolara da çıkarsak, 50 bin dolara da çıkarsak Gazze'deki kardeşimizin üzerine bomba yağarsa yüreğimiz yanar. Balkanlarda kardeşlerimiz evlerinde huzurlu değilse bizim huzurumuz bozulur. Kafkaslarda kardeşlerimiz huzurlu değilse biz rahat uyuyamayız. Onun için diyoruz ki, 'Türkiye kalkınacak, gelişecek ileri demokrasi hedefine kavuşacak'. Böyle deyince  bakıyorsunuz bir takım uluslararası güçlerle içerideki işbirlikçileri harekete geçiyor. Bunları biliyor olmamız bunlara razı olduğumuz anlamına gelmez. Bunları biliyoruz eskiden olduğu gibi şapkamızı alıp gitmiyoruz. Aradaki fark bu. Bunları biliyoruz bunların hakkından geliyoruz. Bunlara haddini, hadlerini bildiriyoruz. Aradaki fark budur kardeşim. Sizin iradenizi alıp da buralarda dik durup, Ankara'ya gittiğinde diz çökenlerden değiliz. Orada da adam gibi duranlardanız. Çünkü sizin idarenizi kim çalmaya kalkarsa biliriz ki o bizden önce size yapılan hakarettir. Biz size hakaret ettirmeyiz."

"DEVLET KAYITLARINDAN O CÜMLEYİ ÇIKARTTIK"

AK Parti olarak devlet içindeki yapılanmalara asla izin vermeyeceklerini vurgulayan Ala, "Devletin içerisinde bir grup çeteleşmiş, darbe planları yapıyor, engellemeler çıkarıyor, onları bertaraf ettik. Memleketin iki temel konusu var. Onları bertaraf ettikten sonra din ve vicdan özgürlüğü, Allah'a şükür bu konuda başörtü yasağını kaldırdık. Kuran-ı Kerim'i çocuklarımız isterse okullarda alabiliyor. Hz. Peygamberimizin hayatı siyer-i nebiyi öğrenme imkanlarını getirdik. Yüzlerce reform yaptık. Bütün devlet kayıtlarında 'dindarların düşman olduğunu' yazan cümleleri çıkarttık çöpe attık. Bütün cemaatlerin, insanların, yani sivil toplum örgütlerin düşman olarak tanımlanmasını çıkarıp yırttık attık. Kardeşçe yolumuza yürüyoruz" ifadelerini kulandı.

"BU MESELEYİ KÖKÜNDEN ÇÖZECEĞİZ"

Çözüm sürecinde AK Parti'nin çok kararlı olduğunu vurgulayan Ala, "Diyarbakır Belediyesinin önünde gösteri yapan bir annenin yanına gittim. 'Çocukları dağdan indirin' diye orada gösteri yapan anne 'sayın bakanım benim çocuğumu götürdüler, gitti şimdi geri gelirse bu çocuğum mühendisliğe gidecekti hakkı kaybolmaz değil mi' dedi. Şimdi bakın anneler bunları istiyor. O bakımdan biz anne şefkatini ve yüreğini meselenin merkezine koyup AK Parti'nin kalkınma adaletini onunla buluşturup diyoruz ki 'bu meseleyi kökten çözeceğiz'" dedi.

"ONE MINUTE'TAN SONRA PARALEL YAPI BİR İHALE ALDI VE..."

"Paralel yapı"nın 2009 yılından beri çözüm sürecini sabote etmeye başladığını belirten Ala, şunları kaydetti:

"2009'da buraya dikkatinizi çekiyorum yani "one minute"in de altını çiziyorum. O, 'one minute'dan sonra paralel yapı bir ihale aldı. Taşeron olarak bir ihale aldı ve onun ipini elinde tutanların istediklerini yapmaya çalışıyor. Bu meseleyi çözelim toptan artık, Türkiye bundan kurtulsun. 

"ESKİSİ ÇEKİP GİDECEĞİMİZİ SANDILAR"

2009 ortaları bakın kardeşim hemen ne yaptılar? Bire bir görüşmelerin başladığı çözülsün toptan ortadan kaldırılsın bu mesele diye Milli İstihbarat Teşkilatımızın görüşmelerini, yabancı bir ülkenin, ismini vermek istemiyorum buradan istihbarat örgütleriyle ajanlarıyla iş birliği yaparak kamuoyuna sızdırdılar. Ne için işte bu çözüm sürecini bu terör meselesini toptan çözmeyi engellemek için. Kim yaptı bunu biliyorsunuz paralel çete yaptı. İşte bu sızdırmayı yaptılar, biz yılmadık zannettiler ki eskisi gibi çekilip gideceğiz. Biz inanıyoruz ki kardeşim inanmasak bu yola girmeyiz ki." 

Ala, 13 Şubat Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti 5. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 2013 mayıs ayının sonunda Gezi Parkı odaklı olayların başladığını hatırlattı.

"GEZİ OLAYLARINDA PARALEL YAPI İNTERNET ÜZERİNDEN BAZI HESAPLARLA ORGANİZE OLDU"

Paralel yapının Gezi Parkı olaylarında internet üzerinden bazı hesaplarla nasıl organize olduğunun yeni yeni ortaya çıktığını anlatan Ala, "Yazıklar olsun. Memleketin en önemli meselesi (terör sorunu) çözülecek şu hale bakın. Kiminle kol kola giriyor, Cumhuriyet Halk Partisi, oradaki bütün sol gruplar, yıllarca terör örgütü mensupları, bizi, sizi irticacı diye gammazlayıp bize karşı her türlü hareketin, darbenin içinde bulunmuş yapılarla iş birliği içinde meseleyi organize ediyor. Görebiliyor musunuz? Bir iki ay sonra da bu sefer örgüt o kadar hadise olunca çekilmeyi durdurdu. Bunun sorumlusu kim? Bakın gezi olayları oluyor. 20 gün önce çekilme kararı alıp çekilmeye başlayan örgüt çekilmeyi iki ay sonra durduruyor. Türkiye'ye maliyetini görüyor musunuz?" şeklinde konuştu.

Her şeye rağmen yola devam ettiklerini ifade eden Ala, MİT Müsteşarına komplo kurulduğunu, "bu meseleyi neden çözmeye çalışıyorsun, neden bu kadar etkili ve yetkilisin" diye içeri almaya çalıştıklarını vurguladı.

Yine yola devam ettiklerini ve bu sefer 17-25 Aralık'ta açık bir darbe teşebbüsünü hep birlikte yaşadıklarını dile getiren Ala, Türkiye'yi görünmez uçuruma sürüklemek isteyenlere hadlerinin bildirildiğini ve Türkiye'nin uçurumdan tekrar normal rayına oturtulduğunu söyledi.

"KİMSEYE BAPUÇ BURAKMAYIZ"

Türkiye'nin en önemli varlığının demokratik siyasal istikrarı olduğuna dikkati çeken Ala, şunları kaydetti:

"Sizin sağladığınız AK Parti'nin istikrarıdır. Aksi takdirde yanı başımızdaki ülkelere bakın ne hale geldiler. Bizim petrolümüz yok ama Irak'ın petrolü var. Peki hangimiz daha iyi konumdayız biz, hangimiz daha çok gelişiyoruz biz, neyle gelişiyoruz bu demokratik siyasi istikrarla gelişiyoruz. Darbelerin sağladığı istikrarla da Mısır'daki gibi sürünüyorsun hiçbir yere gidemiyorsun. 12 Eylül'ü, 1960 ihtilalini gördük. Demokratik siyasi istikrar Türkiye'nin en önemli kazanımıdır. Türkiye'nin tarumar olması için buna saldırı yaptırdılar. Allah'a şükür o seçimlerde siz dimdik durdunuz, doğru dürüst çalıştınız ve bunlara fırsat vermediniz.

Elimizde en önemli meselelerden birisi işte bu çözüm süreci ve buna devam ediyoruz. Bakınız geldiler yine '15 gün içinde çok iyi şeyler olacak' dendi ve o Ayn el Arap, Kobani olaylarında 6-7 Ekim'de ortalığı yaktılar yıktılar.

"BU KADAR İHANET OLUR MU? YAZIKTIR GÜNAHTIR"

Biz sonra soruşturmalar açıyoruz. Kamu düzenini neye mal olursa olsun sağlayacağız dedik ve sağlıyoruz. Kimseye pabuç bırakmayız. Ama gördük ki derin bir ihanetin de iş birliği var. Bakınız millet 'çözüm süreci olsun, bu mesele çözülsün' diyor. Tam böyle bir kere daha çok önemli açıklamalar yapılacak, kararlar alınacak, olaylar başlıyor. O olaylarda bazı bu paralel çete üyeleri gördünüz televizyonlarda, 'götürdü devletin kendi polis araçlarını sivil plakalı polis araçlarını yanan aracın üstüne atıyor ki yansın.' Ya bu kadar ihanet olur mu? Ben oradaki safiyane orada bulunan kardeşlerime de sesleniyorum. Bu bir örgüt haline dönüşmüş suç işliyor, çekilin onların arasından, terk edin ve kendinize çeki düzen verin. Yazıktır günahtır."

"TORPİLLEMELERE İZİN VERMEYİZ"

Olayların yaşandığı aynı gün bazı kişilerin güvenlik güçlerinden bir iki günlük rapor aldıklarını ifade eden Ala, şöyle devam etti:

"Kardeşim sen zaten orada bana lazımsın yüzlercesin. Soruşturma açıyoruz hepsine. Artık devletin kendi maaşlı memurları siyasi otoriteye ve hükümete karşı onu zora sokacak torpillemeler yapınca derhal vaziyet edip görevden alıp soruşturmayı açıyoruz. Hiç ona da fırsat vermeyiz. Biz ne PKK'nın provokasyonuna ne de devlet içinde çöreklenmiş bazı çetelerin, o paralel çetelerin politikalarımızı torpillemesine de izin vermeyiz. Dün başka bir ilimizde yine bir torpilleme oldu ve derhal görevden alındılar, soruşturma açıldı. Bu kadar açık net söylüyorum. Herkes adam gibi işini bilecek, işini yapanla bizim hiçbir işimiz olmaz, kurallara uyan, amirini, memurunu bilenlerle işimiz olmaz ama kim ki paralel başka yapılardan talimat almaya başlar ve devletin ortaya koyduğu politikaları ve kanunları, kuralları çiğnemeye yeltenirse karşısında devletin yaptırımlarını bulur. Bu kadar açık ve net diyorum."

Ala, Hz. Peygambere göz göre göre yapılan hakaretlere de kesinlikle izin vermeyeceklerini belirterek "Terörü ilk anda şiddetle reddettik. Ama o terörü reddederken bu konudaki en üst düzey hassasiyetimizi de dile getirdik. Çünkü yeryüzünde O'ndan daha değerli bir varlığımız yok bizim. O’na da dil uzattırmayız, O’na da el uzattırmayız. Bu kadar açık. Bunun için polisimiz böyle bir hakaret olmasın diye önden tedbir aldı. Bu paralel medya, bu paralelciler utanmadan, arlanmadan Türkiye ve dünyaya şu yayını yaptılar: 'Türkiye’de polis gazete bastı, fikir özgürlüğü yok'. Ben ne söyleyeyim arkadaşlar. Ne kadar şirazesinden çıkmış ve muvazenesini yitirmiş bir yapı ki bunu yapanlara söylüyoruz böyle bir yayını yapabiliyor" diye konuştu.

"MOLOTOF ATAN, YAKTIĞI YERİN PARASINI ÖDEYECEK"

İç Güvenlik Reformu Paketi'nin Meclise geldiğini belirten Ala, pakete göre artık molotof atana ceza verileceğini söyledi.

Ala, molotofun silah olduğunu ve bu paketle de silah sayılacağını ifade etti.

Onlarca insanın oturduğu yere molotof atan kişinin elini kolunu sallayarak gittiğini dile getiren Ala, şunları söyledi:

"Buna izin vermeyeceğiz. Gösteri toplantı mı yapıyorsun, yanlış bir şey yapmayacaksan yüzüne ne diye o kırmızı şeyleri seriyorsun. Belli ki yanlış bir şey yapacaksın. Ona fırsat verilmeyecek. Çocuklarımızın, okulun, caminin kenarında herhangi bir yerde de olmayacak, oralarda hiç olmayacak. Oralarda uyuşturucu bonzai satamayacaksın. Eroin neyse bonzai o olacak. Bu paketin içinde o olacak. Hırsızı, evinde polis yakalıyor. Bir sürü prosedür uygulanıyor, elini kolunu sallayarak gidiyor. Gidemeyecek. Ben vatandaşımızın mal ve can güvenliğini korumak zorundayım. Geldi gösteri yaptı, yaktı. Öyle mi parasını sen ödeyeceksin. Kim atıyorsa molotofu o ödeyecek. Ben vatandaşımın can, mal ve ırzını korumak için buradayım. Bunları koruyacağız ama yanlış işler içinde olmayan bir vatandaşımıza, o da var bunun içinde, herhangi bir güvenlik gücümüz, polisimiz, jandarmamız yanlış bir şey yaparsa onun da cezası var. Ona da ceza vereceğiz. İşini doğru dürüst yapana mükafat ama hiç suç işlememiş vatandaşımıza suçlu muamelesi yapana da ceza var. Biz bir kuyumcu hassasiyetiyle vatandaşımızın, insanımızın onurunu güvenliğini birlikte korumak zorundayız."