İngiltere ile IRA arasındaki çözüm "Hayırlı Cuma" olarak anıldı. PKK'nın silah bırakışının sembolü olan toplanma da 11 Temmuz Cuma günü gerçekleşecek.
Dile kolay; 45 yıldır devam eden, bazen amansız, bazen düşük yoğunluklu bir şiddet sürecinin sonu nihayet gelmiş oldu.
Hayırlı olsun, hayırlı cumalar olsun!
Türkiye'nin bundan böyle önü, bahtı daha da açık olsun. 45 yıldır süren şiddete, cumhuriyet tarihimizle yaşıt asimilasyon ve bastırma politikalarına rağmen, tek millet olarak bir ve aynı ezana, bayrağa, vatana tutunmaktan vazgeçirilemeyenleri — bundan böyle — hiçbir güç, aynı dağın yeli, aynı sazın teli olmaktan alıkoyamaz.
Evvela bugünün şükrünü eda edelim. Evlatlarını bu şiddete kurban veren tüm annelerin yürek yangınını, ancak bir daha hiçbir annenin yüreğinin yanmayacak olması hafifletir. İnşallah o günlere eriştik.
Denedik, olmadı... Bir daha denedik, yine olmadı...
Toplumlar da insanlar gibidir; öğrenirler. Âkim kalmış tüm girişimlerin verdiği ihtiyatla, şöyle coşkuyla iki satır bile yazamadık şu son süreçte. Ama bu sefer, "tamam" diyebiliriz.
"Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." diyebiliriz.
***"Bu iş olmaz" diyenler oldu; "PKK silah bırakmaz", "Öcalan rehine, PKK Öcalan'ı dinlemez" diyenler, "Hükümet aslında çözüm istemiyor; PKK'yı silah bırakmaya ikna ederek DEM'i kendi tarafına çekmek istiyor" yorumunu yapanlar bile oldu.
Erdoğan'a atfettikleri güce bakar mısınız!
DEM'i kendi tarafına çekmek için, PKK'yı silah bırakmaya razı etmek!
DEM ile CHP arasındaki ittifakı bozmak ve 2028 seçimlerine DEM–MHP–AK Parti ittifakıyla girmek...
Anlayacağınız, ertesi gün gerçekleşecek olan silah bırakma "töreninin" sebep ve hikmeti budur!
45 yıldır kimsenin başaramadığını — AK Parti hükümetleri döneminde dahi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başaramadığı şeyi — şimdi başarmış olması, bazılarına göre hiçbir şeyle değil, sadece "2028 seçimleriyle" ilgilidir.
Ben demiyorum; muhalif medyanın büyük bölümü, şu anda bu yorumlarla kendini serinletiyor.
HDP ve CHP'nin "Seni başkan yaptırmayacağız" seçim sloganı altında birleşmesinde, PKK'nın eli silahlı olduğu halde AK Parti karşısındaki CHP'ye, "Demokratik güçler ittifakı" partneri olarak teşekkür etmesinde sorun görmüyorlardı. Fakat PKK'nın silah bıraktığı, "Artık şiddetle yürüyecek yol kalmadı, şiddetin anlamı da kalmadı" diyerek silah bıraktığını ve kendini feshettiğini açıkladığı yerde, olası bir DEM-AK Parti-MHP ittifakının siyasi olarak meşru olmayacağına şimdiden argüman üretiyorlar.
***Öcalan'ı en son, tutuklandığı ve mahkemeye çıkartıldığında canlı görmüştük.
Şubat ayındaki fesih çağrısından sonra bu sefer 7 dakikalık bir video ile silahlı mücadelenin sona erdiğini ilan etti.
Tüm PKK'lılara silah bırakma ve demokratik siyasete katılma çağrısında bulundu. Silahsızlanma sürecinin kamuoyunun şüphelerini giderecek şekilde disiplinli ve şeffaf bir biçimde yürütülmesi gerektiğini belirtti.
TBMM'de de silahsızlanma sürecini denetleyecek ve barış sürecini yönetecek bir komisyon kurulması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025'in başında kamuoyuna yansımaya başlayan süreçle ilgili az ve öz konuşan taraf oldu.
Kimileri bunu "onayı yok" şeklinde okudu. Hatta hiçbir tahmin ve tahlili tutmamış, eski "Türkçü" sonradan "Kürtçü" olmuş kimi akademisyenler; muhalif ses olarak kendilerine mikrofon uzatılınca "Bu aslında Bahçeli'nin projesi, Erdoğan kerhen buna razı oluyor" şeklinde analiz kastılar.
Erdoğan ise evet, süreci hem biraz geriden izliyor izlenimi verdi ama bu rızası olmadığından değildi. Stratejik bir tercihti.
Salı günkü grup konuşmasında yine sırtında küfe taşıyanın sorumluluğuyla, Türk halkının hassasiyetini karşılayacak şekilde, "Silah bırakma konusunun takipçisiyiz, süreci kendi haline bırakmayız." dedi.
***Sürecin selameti de yeni sorunlara yol açmadan nihayete ermesi de ancak böyle bir ihtiyatla ve bir o kadar da kararlı bir turum ve güçlü bir iradeyle mümkün.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partisi, DEM Partiyle seçim ittifakı yapar mı bilemem. Yaparsa da buna kim ne diyebilir?
Önemli olan bu değil.
Erdoğan yarım asırlık PKK sorununu ve Kürtlerin asırlık demokratik sorunlarını çözmüş bir lider olarak tarihe geçer.