İnsan bedeninde bulunan ancak hissedilmeyen birçok marazın ağır hastalıklarda ortaya çıktığı gibi Gazze'deki İsrail soykırımı da, İslam ülkelerindeki samimiyetsizliği, hatta ihaneti gözler önüne serdi.
Daha net bir ifadeyle Suudî Arabistan, BAE, Ürdün, Bahreyn ve Kuveyt gibi ülkeleri yönetenlerin "İslâm"ı araç olarak kullandığı, "tercih" durumunda hiç tereddüt etmeden İslâm düşmanlarının yanında yer aldığı görüldü.
Adını "İslâm Cumhuriyeti" koyan İran'ın ise, "İslâm" perdesi altında "İslâm düşmanlığı" yaptığı daha bariz hale geldi!
Bu sebeple, yıllardır dile getirmeye çalıştığımız "Mekke ve Medine'yi işgalden kurtarmadan Kudüs'ü, Gazze'yi koruyamayız" gerçeği, bütün çıplaklığıyla kendini gösterdi.
GAZZE'NİN YALNIZLIĞI GAZİANTEP'TE MASAYA YATIRILDI
Bu yıl ikincisi düzenlenen "Gaziantep Forum", Gazze'de yaşananlara isyan eden vicdanlardan yükselen "İslâm dünyası nereye" sorusunu, İslâm dünyasının önde gelen isimlerine yöneltti!
Meşhur akademisyenler, kanaat önderleri, yazar ve düşünürler, Gaziantep İslâm, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin düzenlediği uluslararası organizasyonda, İslâm dünyasının durumunu ve geleceğini tartıştı.
İlkini de izlediğim "Forum"un bu yılki oturumlarında genellikle, Gazze'de Filistinliler üzerinden bütün Müslümanlara yöneltilen saldırılara, İslâm dünyasının neden gereken cevabı veremediği sorgulandı.
MÜSLÜMANLAR NEDEN BİRLEŞEMİYOR?
İki gün devam eden oturumlarda "İslâm dünyası" tanımı irdelendi; "Müslümanlar, Haçlı Siyonist saldırılar karşısında neden birlik olamıyor" sorusuna cevap arandı.
Bu oturumlar dikkatle izlendiğinde, "Sağlam bir İslâm Birliği nasıl oluşur" sorusuna cevap aranırken, öncelikle bu tartışmalarda yaşanan "kavram kargaşası"nın giderilmesi zarureti ortaya çıkmaktadır.
İslâm ülkelerinden gelen bazı "meşhur" simalar, "İslâm dünyasının parçalanmasının ana sebeplerinden biri 'Mezhepçilik' ve 'Mezhep savaşları'dır" mealinde değerlendirmeler yaptı!
"Müslümanlar neden birleşemiyor" sorusu tartışılırken, "Şafi" olduğunu söyleyen bir imamın diğer mezhep mensuplarına yönelik "bireysel" tavrının "genel"lenerek vurgulanması, "Müslümanlar, dört mezhep arasındaki çatışmalar(!) sebebiyle birlik olamıyor" algısı doğurmaktadır.
Oysa "sahih Îslam"ı oluşturan dört hak mezhep, itikadî anlamda "tek"tir ve mensupları arasında hiçbir çatışma yoktur!
Haçlı Siyonist ittifakın, Müslümanları bölmek için dizayn ettiği Vehhabilik, Kadiyanilik, Şiilik vs. gibi sapık yolları; Hanefî, Şafî, Malikî ve Hanbelî mezheplerinin statüsüne yükseltmek ve bunların İslâm düşmanlıklarını "Mezhep Savaşı" olarak lanse etmek, en naif ifadeyle İslâmiyet'e iftiradır.
TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK EKSİĞİ "MANEVÎ SAVUNMA SİSTEMİ"
Forumun mimarı Gaziantep İslâm, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Şehmus Demir, inanılmaz yoğunluğuna ve ev sahibi telaşına rağmen bize zaman ayırdı, özel sohbet imkânı bulduk.
İslâm ülkelerini iyi tanıyan ve analiz eden Rektörümüzün paylaştığı gözlemler, bütün İslâm ülkeleri nezdinde ekonomik, teknolojik, diplomatik ve demokratik bakımdan fersah fersah ileride olan Türkiye'nin, ideolojik ve teolojik mücadelede çok gerilerde, hatta "edilgen" durumda olduğunu göstermektedir.
Bu vahim ama mühim tespit, İran'ın on yıllardır Türkiye'ye Şiîlik ihraç etme çabalarını çok iyi açıklamaktadır.
Hakeza Şiîlik, Vehhabilik gibi örgütlerin "Mezhep" olarak anılması ve bu fitnecilerin "Tevhid-i İslâm" bünyesinde oluşturduğu tahribat yüzünden, İslâm'da birliğin teminatı olan dört hak mezhebin de gözden çıkarılması, mezhepsizliğin revaç bulması; ülkemize yönelik manevî saldırılarda kat edilen mesafeyi göstermektedir!
Sayın Şehmus Demir Rektörümüzün dikkat çektiği "zaaf" çok önemlidir. Türkiye, askerî güvenlik için tesis ettiği "savunma sistemi"ni, en kısa sürede ve en "sağlam" yöntemlerle dinî sahada da inşa etmelidir. Doğru istikamette gerçekleşecek bu ilmî seferberlik, hem Türkiye'ye yönelik fitneleri boşa çıkaracak, hem de "parlak"lığını hızla kaybeden "El Ezher"in boşluğunu dolduracaktır.
Domateste bile "organik" telaşı yaşayan "insan"ın asıl zarurî ihtiyacı, "inanç" arayışında "doğru"yu bulmaktır. "İnsan"a yapılabilecek en büyük hizmet ise, "doğru"ya giden yoldaki "istismar barikatları"nı kaldırmaktır!
Sahip çıkılır ve "doğru" güzergâhta ilerlemesi için katkı sunulursa, Gaziantep Forum, "sağlam bir İslâm Dünyası" inşa etmek için "en ideal platform" olacaktır.