8 Ekim 2025 Çarşamba / 16 RebiülAhir 1447

Gazze için insanlık ittifakı... Ömer Çelik: İsrail barbarlığı kayda geçmiştir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Çelik, işgalci İsrail'in Sumud Filosu ve Özgürlük Filosu'na yönelik saldırılarını şiddetle kınayarak, 'İsrail'in barbarlığı bir kez daha kayda geçmiştir' şeklinde konuştu.

AA8 Ekim 2025 Çarşamba 18:43 - Güncelleme:
Gazze için insanlık ittifakı... Ömer Çelik: İsrail barbarlığı kayda geçmiştir

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu.

Kapsamlı bir toplantı gerçekleştirildiğini belirten Çelik, Türkiye Yüzyılı Buluşmaları kapsamında sahadan gelen, elde edilen veriler, vatandaşların talepleri, eleştirileri, çeşitli konulardaki kaygıları, sitemleri ve tümünün çerçeveli şekilde bir veri setine dönüştürüldüğünü, ilerleyen günlerde bunlarla ilgili çalışmalar yapılacağını söyledi.

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Terörsüz Türkiye konusundaki hedeflere ulaşabilmesi için gösterilen hassasiyetin azami düzeyde tutulmasına, hem Terörsüz Türkiye hem Terörsüz Bölge konusundaki yüksek hassasiyetin korunması gerektiğine vurgu yaptığını belirterek, "Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili olarak bütün birimlerimizin kendi görev alanlarına düşen çalışmaları eksiksiz bir şekilde, performansını daha da ilerleterek yerine getirmesi gerektiğini ifade etti." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde, AK Parti'nin Büyük Kongresi'nde işaret ettiğini reformların da olduğunu dile getiren Çelik, "Biliyorsunuz büyük kongremizde Sayın Cumhurbaşkanı'mızın açıkladığı bir çerçeve vardı. Onunla ilgili olarak partimiz çalışmalarını tamamladı. Elimizde çeşitli alanların iyileştirilmesiyle ilgili Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmakla ilgili olarak, engel olan, tıkanıklık olan yerlerin aşılması, reforme edilmesi, güncellenmesiyle ilgili son derece iyi çalışılmış bir siyasi paket var. Önümüzdeki dönemde bunun ilk adımlarını gündeme getirmeye, siyasi gündemimize almaya başlayacağız." diye konuştu.

Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Çelik, "Cumhurbaşkanı'mızın yeni Anayasa konusunda verdiği mesaj da nettir. Bu, hepimizin, bütün siyaset insanlarının, bütün devlet adamlarının, devlet insanlarının gelecek nesillere olan bir borcudur. O sebeple bunun da hassasiyetle yerine getirilmesi konusunda partimiz çalışmalarını sürdürüyor. Bu konuda da biliyorsunuz bir heyetimiz var. Bu heyetimiz düzenli toplantılar yaparak yeni anayasa konusundaki politik tutum belgemizi tamamlama aşamasına geldi." ifadelerini kullandı.

"NETANYAHU HÜKÜMETİNİN BARBARLIĞININ, HUKUK TANIMAZLIĞININ BİR GÖSTERGESİ OLARAK BİR KERE DAHA KAYDA GEÇMİŞTİR"

7 Ekim'in, "insanlık tarihinin en ağır katliamlarından birinin yıl dönümü" olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Burada bir kere daha ayın 5'inde İnsanlık İttifakı'nın parçası olarak İstanbul'da ve çeşitli illerde sokaklara çıkan ve İnsanlık İttifakı adına bu soykırıma karşı duran bütün vatandaşlarımızı, bütün sivil toplum örgütlerini bir kere daha tebrik ediyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz. Aynı şekilde bizim kadın kollarımız da güçlü bir farkındalık yaratmak üzere bir eylem farkındalığı oluşturdu. Kadın kollarımızın bu kadar geniş katılımla, bu kadar etkili bir şekilde yaptığı bu faaliyet sebebiyle de özellikle annelerin verdiği mesajın son derece kıymetli olduğunu ifade etmek isteriz. Kendilerine teşekkür ediyoruz."

İsrail'in hukuksuz bir şekilde alıkoyduğu Küresel Sumud Filosu'ndaki vatandaşların Türkiye'ye getirildiğini anımsatan Çelik, "Bunların karşı karşıya kaldığı muamele uluslararası hukuk açısından suçtur. Ve bu Netanyahu hükümetinin barbarlığının, hukuk tanımazlığının bir göstergesi olarak bir kere daha kayda geçmiştir. Bunların her alanda zorbalık, barbarlık, katliam dışında bir iş bilmediği, bütün insanlığın önüne bu ajandayı dayatmaya çalıştığı bir kere daha görüldü. Dünyanın çeşitli milletlerinden kendi vatandaşlarımızın da içinde olduğu bu filo, Gazze'ye açlığı bir soykırım olarak dayatan, bu insanlık dışı muameleye karşı insani değerleri, insan haysiyetini korumak üzere ortaya çıkmış bir iradedir. Günün sonunda fiziken engellenseler de Gazze'nin mesajını tüm dünyaya duyurarak, Gazze'nin mesajını Akdeniz'den tüm dünyaya yayarak amacına ulaşan bir eylem yapmışlardır."

Çelik, "İnsanlık İttifakı'nın bir parçası olarak Gazze'deki çocuklara, kadınlara, mahrum bırakılmışlara elimizi uzatmaktan vazgeçmeyeceğiz." diyerek yola devam eden Özgürlük Filosu'na da benzer bir İsrail saldırısının gerçekleştirildiğine işaret etti.

İsrail'in, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, vatandaşlar ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen aktivistleri her zamanki barbarlığıyla kaçırarak alıkoyduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu:

"Bunu bir kere daha buradan AK Parti Genel Merkezi'nden en güçlü şekilde lanetliyoruz. Bu bir kere daha hukuksuzluğun ilanıdır. Bir kere daha Netanyahu hükümetinin insani olan, medeni olan her şeye karşı düşmanlığının ilanıdır. Sayın milletvekillerimizi, vatandaşlarımızı ve o filoda bulunan İnsanlık İttifakı'nın bütün üyelerini derhal serbest bırakmalıdırlar. Bu işledikleri suçların hepsi önünde sonunda hesabı sorulacak suçlardır. Burada haksız ve hukuksuz bir şekilde şiddet uygulayarak, tutukladıkları, alıkoydukları aktivistleri açlığa, kötü koşullara mahkum ederek bir kere daha aslında insanlık dışı karakterlerini göstermiş oluyorlar. Sumud Filosu'nun üyelerinin anlattıkları, ortada bulunan, birilerinin 'İsrail'in güvenliği' diye sunmaya çalıştığı şeyin aslında insanlığın bütün değerlerine düşman bir yaklaşım olduğunu bir kere daha göstermiştir. O sebeple bir an evvel, hızlıca onların serbest bırakılması gerekiyor. Bu hukuksuzlukların hepsi kayda geçiyor ve günün sonunda bütün kurumlarımız, Cumhurbaşkanı'mızın talimatıyla milletvekillerimizin, vatandaşlarımızın ve diğer ülkelerden aktivistlerin oradan çıkarılması için gereken iradeyi gösteriyorlar. Sumud Filosu'nda olduğu gibi gönderdiğimiz uçak, pek çok milletten aktivisti Türkiye'ye getirdi ve buradan ülkelerine gittiler. Şimdi de bir kere daha onlara en güçlü şekilde sahip çıkacağız."

"FİLİSTİN DEVLETİ'Nİ TANIYAN DEVLETLERİN SAYISININ ARTMASI DA BÜYÜK BİR SEVİNÇ KAYNAĞIDIR"

Birleşmiş Milletler toplantısında da İsrail'in yalnızlaştığının görüldüğünü söyleyen Çelik, "Artık İsrail'in yanında durmak, İsrail'le ilgili bir cümle sarf etmek gibi bir yaklaşım kim yaparsa bir utanç vesilesidir." ifadesini kullandı.

Çelik, şöyle devam etti:

"Bazı ülkeler, dün 7 Ekim'in yıl dönümünde 'İsrail'le dayanışma' adı altında İsrail bayrağı dalgalandırarak veya İsrail'e destek mesajları açıklayarak maalesef tarihten hiç ders almayan tarihe ve insanlığa dair hassasiyetler konusunda ne kadar zayıf olduklarını gösteren bir yaklaşım sergilediler. Bunların hepsi aslında soykırım sürecine destek veren imzalar olarak tarihe düşülmüş notlardır. Ama bunun karşısında Cumhurbaşkanı'mızın aylardır, yıllardır yaptığı çağrıyla mutabık bir şekilde Filistin Devleti'ni tanıyan, Filistin Devleti'nin bağımsız, hür, başkenti Doğu Kudüs, toprak bütünlüğüne sahip bir şekilde var olması gerektiğini ifade eden devletlerin sayısının artması da büyük bir sevinç kaynağıdır. Bu, giderek artan bir noktaya gelmiştir. Bunun daha da ileri noktalara taşınacağını değerlendiriyoruz."

Ömer Çelik, bugün Mısır'da bir toplantı yapıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Burada Başkan Trump'ın planı çerçevesinde ateşkesinin sağlanması, daha sonra da kalıcı barışa geçilmesiyle ilgili sürecin yol haritası üzerine çalışılıyor. Türkiye de o toplantıda. Burada bu plan ortaya çıktığı andan itibaren Hamas'ın barış odaklı ve diplomasi boyutu son derece güçlü ve incelikli cevabının takdire şayan olduğunu ifade etmek isteriz.

Başkan Trump'ın ateşkesin sağlanması ve barışın sağlanmasıyla ilgili başlattığı girişim çerçevesinde Hamas, barıştan yana olduğunu, ateşkesten yana olduğunu, diplomasiden yana olduğunu, hem bu soykırım katliamının bitmesi gerektiğini hem de bu çatışmaların bitmesi gerektiğini ifade eden gayet iyi kademelendirilmiş, hiyerarşisi iyi kurgulanmış, işçiliği üzerinde iyi çalışılmış bir cevap yayımladı. Bunun hayata geçmesi için fırsat verilmesi gerekiyor."

İsrail ile görüşmelerde Hamas'ın barıştan yana cevabının hayata geçmesi için fırsat verilmesi gerektiğini ifade eden Çelik, cevabın hemen ardından İsrail'in Gazze'ye yoğun bombardımanlar gerçekleştirdiğini belirtti.

Daha çok çocuk ve kadının öldürülmesinin aslında Netanyahu'nun barış ve ateşkese düşman bir tutum içerisinde olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyleyen Çelik, "Netanyahu kendi kişisel kaderini daha çok katliam yapmaya bağlamış bir figür olarak hareket ediyor. Maalesef bu çerçevede uluslararası siyasetteki her barış gelişimini sabote etme konusunda da çeşitli fırsatlar üretmeye kendince katliamcı fırsatlar üretmeye kalkıyor." dedi.

Buna hiçbir şekilde uluslararası toplumun müsaade etmemesi gerektiğini belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın ateşkes ve barış konusunda başından itibaren ateşkesin sağlanmasından, Filistin Devleti'nin kurulmasına ve tanınmasına dönük çabalara kadar, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya koyulan entegre yaklaşım, tutarlı bir plan olarak, görüldüğü gibi birçok devlet tarafından benimsenen bir yaklaşım haline gelmiştir. Bugün herkes bir kere daha görüyor ki aslında bu meselenin nihai çözümü Filistin Devleti'nin hür ve bağımsız olarak başkenti Doğu Kudüs 1967 sınırlarında toprak bütünlüğüne sahip bir devlet olarak orada var olmasıdır. Bunun karşısında geçmişte sureta iki devletli çözümden yanayız diyen İsrail'in şu anki hükümeti iki devletli çözümü dillendirmeyi bile bir suç gibi bir suçlama gibi kullanmaya çalışıyor. Bu çerçevede ortaya çıkan tablo karşısında uluslararası toplumun İsrail'i izole etmek ve barışa zorlayıcı mekanizmaları harekete geçirmek dışında bir seçeneği kalmamıştır."

"KENDİ VATANLARINDAN SÜRGÜN EDİLMESİ GİBİ BİR SEÇENEK SÖZ KONUSU OLAMAZ"

Çelik, bahse konu barış planı üzerinde konuşulurken, İsrail tarafından dile getirilen Filistinlerin Gazze ve Batı Şeria'daki statüleriyle ilgili yaklaşımların son derece sinsi ve insanlık adına tehlikeli birtakım altyazılar içerdiğini gördüklerini belirtti.

Ömer Çelik, "Şunun herkes tarafından bilinmesi gerekir ki barışın ve ateşkesin kalıcı olması için herhangi bir şekilde Filistinlilerin kendi vatanlarından sürgün edilmesi gibi bir seçenek söz konusu olamaz." ifadelerini kullandı.

Filistin'in, Filistinliler tarafından yönetilmesinin de önemli bir konu olduğunu belirten Çelik, diğer seçeneklerin her birinin Netanyahu'nun katliamcı politikasına hizmet ettiğini söyledi.

Gazzeliler başta olmak üzere bütün Filistinlilerin kendi vatanlarında yaşaması gerektiğini ifade eden Çelik, Filistinlilerin sürgün muamelesiyle karşı karşıya kalmalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Filistin ve Filistinlilerin sadece Filistinliler tarafından yönetilebileceğini bunun dışındaki dayatmaların hiçbir geçerliği ve kalıcılığının olmayacağını belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Bu süreci yakından takip ediyoruz. İnşallah ilerleyen saatlerde bugün bu konuda iyi bir takım gelişmeler duymayı bekliyoruz. Şu ana kadar nihai aşamaya gelinmese de müzakerelerle ilgili olarak kat edilen bir mesafe var. Ama bu işin tamamı demek değil. Mısır'daki müzakerelerin belli bir aşamaya geldiğini değerlendiriyoruz. MİT Başkanımız orada. Bu meselenin tamamı değil. Belli bir noktaya geldiğinde ilerleyen saatlerde açıklama yapılması ve bu çerçevede ateşkese hızlıca ulaşılması, Gazze'ye bütün yardımların engelsiz bir şekilde ilk adımda önünü açacaktır. Bu da soykırım şebekesinin katliamlarına dur demek açısından bir pencere oluşturacaktır."

"DEVLETİMİZİN KURUMLARI TEYAKKUZ HALİNDEDİR"

Etraftaki gelişmeleri de takip ettiklerini belirten Çelik, bazı ülkelerin çevre ülkelerdeki etnik ve mezhep unsurlarını kışkırtarak yeni kaos ve kriz alanları oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.

Çelik, Terörsüz Türkiye ve bundan ayrı düşünülmeyecek olan terörsüz bölge hedefinin ne kadar kritik, stratejik, tarihi ve doğru bir adım olduğu daha net bir şekilde gördüklerini söyledi.

Etrafta aylardır görünen ve görünmeyen gelişmelerin yaşandığını ifade eden Çelik, "Aslında Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge sürecinin entegre olduğunu, olması gerektiğini, iç içe ve ayrılmaz olduğunu bizim önümüze bir kere daha getirmiştir." dedi.

Bazı devletlerin yaptıkları faaliyetlerle terörsüz bölge ve Terörsüz Türkiye sürecini sabote etmeye çalıştığını net bir şekilde gördüklerini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

"Devletimizin kurumları teyakkuz halindedir. Sayın Cumhurbaşkanımız, her türlü sabotaja, süreci akamete uğratmaya çalışan her türlü girişime karşı net talimatlarla kurumlarımızı görevlendirmiştir. Sürecin kendi ritmi ve takvimi içerisinde hassasiyetle sürmesi gerektiğini belirtiyoruz. Burada esas odağımız terör örgütü PKK'nın feshi ve silahların tamamen ortadan kalkmasıdır. Terörün ortadan kalkmasıdır. Bunu da daha önce ifade ettik. Bütün unsur, şube ve uzantılarıyla ve bütün boyutlarıyla bunun gerçekleşmesi gerekir. Suriye'deki SDG ve diğer ülkelerdeki KCK yapılanmaları gibi."

"CUMHUR İTTİFAKI'NIN BURADAKİ İRADESİ SON DERECE NETTİR"

Meselenin sadece Türkiye'den terör gündeminin çıkarılması ve Türkiye'nin geleceğinden terörün uzaklaştırılması olmadığını ifade eden Çelik, sürecin bölgedeki Kürt, Türkmen, Arap, Sünni, Alevi, Nusayri, Şii ve Dürzi gibi bütün etnik ve mezhep gruplarının kendi geleceklerini oluşturması konusunda daha yüksek bir iradeye ve geniş bir manevra alanına sahip olmasını sağlayacağını belirtti.

Terörsüz Türkiye süreciyle terörsüz bölge sürecini ayrıştırmaya çalışanların, bu durumun tüm süreci akamete uğratmak olduğunu çok iyi değerlendirmeleri gerektiğini söyleyen Çelik, şunları kaydetti:

"Bunların hepsi iç içedir. Herhangi birinin bu birleşik kaplar teorisi gibidir. Bir tarafı olup da diğer tarafının olmaması diye bir şey söz konusu olamaz. Biz bölge halklarına dönük, Türk'e dönük, Kürt'e dönük, Arap'a dönük, Sünni'ye, Alevi'ye, Şii'ye, Nusayri'ye, Dürzi'ye bütün bu gruplara dönük olarak kötü niyet besleyenlerin, kötü amaçlar peşinde koşanların, burada terör örgütlerinin devam etmesi için hangi gerekçeler, altlıklar üretmeye çalıştığını hangi provokasyonları planlamaya çalıştıklarını da net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla bütün bu süreci kendi güvenlik alanı için de tutmak için de gayretimizi gösteriyoruz. Burada Cumhurbaşkanımızın verdiği mesajlar sürecin bütün koordinatlarını bütün ilkelerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Cumhur İttifakı'nın buradaki iradesi son derece nettir. Biz, bu çerçevede çalışmalarımızı faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz."