19 Temmuz 2025 Cumartesi / 24 Muharrem 1447

İstanbul Valisi Gül'den 15 Temmuz mesajı: Planı bozan Cumhurbaşkanı'mızın cesareti

İletişim Başkanlığı Uluslararası Medya Çalışma Grubunca İstanbul'da düzenlenen '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Medya Programı'nda konuşan İstanbul Valisi Davut Gül 'Darbe girişiminde planı bozan, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın cesareti, dirayeti ve Cumhurbaşkanı'mız ile milletimiz arasındaki o kader birlikteliği oldu' dedi.

AA17 Temmuz 2025 Perşembe 20:23 - Güncelleme:
İstanbul Valisi Gül'den 15 Temmuz mesajı: Planı bozan Cumhurbaşkanı'mızın cesareti

İstanbul Valiliği'ndeki programda konuşan Vali Davut Gül, 15 Temmuz'un üzerinden 9 yıl geçtiğini, bu tür önemli hadiselerin 9 yıl içinde anlaşılmasının çok kolay olmadığını söyledi.

"Şu avantajımız var; her birimiz aslında Türkiye'de yaşayanlar olarak bu olayın şahitleriyiz. 15 Temmuz'da gerek vatandaşlarımızın gerek kamu görevlilerimizin her birinin tecrübeleri, anıları, yaşadıkları ve kahramanlıkları var." diyen Gül, FETÖ'nün 1960'lı yıllardan başlayarak, gerek ülkenin kamu hizmetindeki eksiklerini gerekse milletin muhafazakarlığını kullanarak belli bir alan oluşturmaya çalıştığını ifade etti.

Vali Gül, 1960'lı yıllarda nüfusun yaklaşık yüzde 70'inin kırsalda yaşadığını belirterek, "Dolayısıyla eğitimle, pansiyonla, yurtlarla ilgili eksiklikleri, en önemli kaynağımız olan insan kaynağımızı bir şekilde ele geçirerek bunlarla başlayan bir süreç oldu. Yine inançlı insanların zekatlarını, fitrelerini, yardımlarını kullanarak ekonomik kaynak elde ettiler. Sonraki süreçte okuyan kişilerin bir şekilde kamuya girmesiyle kamuda belli bir kadrolaşma başladı. Gün geçtikçe bu kendilerine yetmedi. Soruları çalan, terfilerde arkadaşlarına kumpas kuran, iftira atan ayrı bir suç şebekesi oluştu." diye konuştu.

"PLANI BOZAN, SAYIN CUMHURBAŞKANI'MIZIN CESARETİ, DİRAYETİ"

Emniyet başta olmak üzere yargıda, askeriyede, özellikle kritik yerlerde tek kriteri FETÖ'ye sadakat olan bir yapının kurumların içine yerleşmeye başladığını anlatan Gül, şöyle devam etti:

"Yurt dışında özel okullar açarak, o ülkedeki bürokratların, siyasetçilerin, önde gelen kişilerin çocuklarını okutmaya başladılar. Aslında Türkiye'de yapmak istedikleri şeyin aynısını tüm dünyada yapan bir suç şebekesiyle karşı karşıyayız. O ülkelerde okullarla başlayan ve okulları bir lojistik olarak kullanan yapı, Türkiye'den ticaret yapmak isteyen kişilerin o ülkelerdeki öğrencisini okuttu, kamu görevlileri, siyasetçilerle bir araya getirmeye başladı. Türkiye'nin dışında farklı ülkelerde ayrı bir alan açıldı. Birbirini besleyen bir yapı oluştu. Yurt dışında alan açtığınızda buradaki iş adamının ekonomik olarak da katkılarını alma imkanı oluştu. Devletin, milletin bunu fark etmesiyle önlemler alınmaya başlandı. Önlemler alındığında 15 Temmuz ihanet gecesine yavaş yavaş gelmiş olduk."

Gül, devletin içine sızan yapının, genç demokrasinin geçmişte de hastalığı olan müdahalelere başvurduğunu belirterek, "Üniforma giymiş teröristler bunu bir darbe teşebbüsüyle yapmak istediler. Asker alana çıktığında vatandaşın buna rıza göstereceği, siyasetçilerin direnmeyeceği ve darbenin başarılı olacağı şeklinde kanaatleri vardı. Darbe girişiminde planı bozan, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın cesareti, dirayeti ve Cumhurbaşkanı'mız ile milletimiz arasındaki o kader birlikteliği oldu. Milletin yöneticilere güvenmesi, yöneticilerin de milleti yalnız bırakmaması neticesinde darbe başarısız oldu." değerlendirmesinde bulundu.

"TÜM FARKLILIKLAR BİR TARAFA BIRAKILDI"

Vali Gül, o gece tüm farklılıklarını bir tarafa bırakan milletin Cumhurbaşkanı'nın çağrısıyla alanlara çıktığını anımsatarak, "İstanbul'da da başta 15 Temmuz Şehitler Köprümüz olmak üzere Belediyenin olduğu Saraçhane'de, Valiliğin olduğu bu mekanda, Üsküdar'da, Esenler'de, şehrimizin birçok yerinde vatandaşlarımız direnmeye başladı. Askerde darbe teşebbüsünde bulunan kişiler var, aynı şekilde bunu engellemek isteyen Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup askerlerimiz var. Polis de diğer kurumlar da aynı şekilde. 16 Temmuz sabahında kontrol yavaş yavaş ele geçirildi." dedi.

Darbe teşebbüsünün püskürtüldüğünü, sorumluların yakalandığını dile getiren Gül, 15 Temmuz sonrası devletin bu ihanet şebekesinden kurtulmasıyla kurumların toparlanmaya başladığını söyledi.

Gül, "Türkiye, demokrasisini, milli iradeyi güçlendirmeye başladı. Suça bulaşan insanların mahkemelere sevk edilmesi, adli süreçlerin başlamasıyla dosta, düşmana şunu göstermiş olduk; bu millet seçtiği, iradesiyle yönetici pozisyonuna getirdiği kişileri geçmiş yıllarda olduğu gibi birilerine teslim etmeyeceğini gösterdi." diye konuştu.

"Dünyanın çeşitli yerlerinde FETÖ'cü teröristler, kimi zaman çevreci, insan hakları aktivisti, sporcu olarak, kimi zaman başka bir pozisyonda karşınıza çıkabilir." diyen Gül, "Günün birinde bize, bizim kurumlarımıza yapılanın daha fazlası ülkelerinizde sizin vatandaşlarınıza yapılabilir ve bunu fark etmezsiniz. Tıpkı Haşhaşiler gibi tamamen inkar, iftira ve hangi ortamdaysa o ortama ayak uyduran, kişiliğini, karakterini belli etmeyen yapıda sinsi bir terör örgütüyle karşı karşıyayız." ifadesini kullandı.

"BİR FETÖ'CÜYÜ İKNA ETME İHTİMALİ SIFIR"

Bir gazetecinin, "Bazı Türk Cumhuriyetleri ve Amerika gibi ülkelerde FETÖ'nün tehlikesi tam anlaşılmış değil ve barındırılıyor. Bu tarz ülkelere ne söylemek istersiniz?" sorusuna Gül, "Gerek Dışişleri Bakanlığı'mız gerekse sivil toplum kuruluşları aracılığıyla gerekse her ortamda FETÖ'nün sadece Türkiye'nin meselesi olmadığını, dünyanın bir meselesi olduğunu anlatıyoruz. Takdir kendilerinin." yanıtını verdi.

Vali Gül, FETÖ ile mücadelenin dinamik bir süreç olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin her yerinde yeni delil, kıpırdama bulduğumuzda bununla ilgili adli birimler gereğini yapıyor, biz de yapmaya devam edeceğiz. Bu iş beklenilecek ya da 'Artık bitti, filizlenmeyecek.' denilen bir konu değil. FETÖ'cülük iflah olmaz bir hastalıktır. Bir FETÖ'cüyü ikna etme ihtimali sıfır. Mankurtlaşan beynini kiraya veren bir yapı var. 'Allah ıslah etsin.' diyoruz ama fırsat bulduğunda yine ihanet edeceğine, bu memleketi yine satacağına inanıyoruz ve tedbirlerimizi bu açıdan değerlendiriyoruz." dedi.

Programa, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İstanbul Bölge Müdürü Efe Murat Erbaş, İletişim Başkanlığı Uluslararası Medya Koordinatörü Gözde Kirişçioğlu ile yerli ve yabancı basın mensupları katıldı.