Kanada’nın ‘Fransız’ bahçesi Quebec

Kanada, ABD başkanlık seçimi ardından Amerikalıların en çok yerleşmek istediği ülke ünvanını aldı. ABD’yle en uzun sınıra (9 bin kilometre) sahip olan Kanada, 10 büyük eyalet ve üç bölgeden oluşuyor, aynı zamanda Rusya’dan sonra dünyanın en büyük ikinci ülkesi. Devasa toprağa rağmen son derece soğuk bölgelere sahip olan ülkenin nüfusu 40 milyonun altında. Eyaletlerinden Quebec, Fransızca konuşan nüfusuyla diğer eyaletlerden farklı. Eyaletin en büyük kenti olan Montreal’de halkın bir kısmı anadili olarak İngilizce, bir kısmı ise Fransızca konuşuyor. Şehir St. Lawrence ırmağının daraldığı bir noktada kurulmuş. Quebec’in tarihi eski merkezi Meksika hariç, Kuzey Amerika’daki halen surları olan tek şehirdir ve de 1985’ten beri UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır. Quebec, uluslararası alanda Kış Karnavalı ve de silueti ile kentle özleşmiş tarihi otel Château Frontenac Oteli ile ünlü. Montmorency Şelaleleri ve de Sainte-Anne-de-Beaupré Bazilikası da görülmeye değer.

Aklınızda bulunsun!

1608 yılında Samuel de Champlain tarafından kuruldu. Kuzey Amerika içinde en eski şehirlerden biri. Fransız kaşif Jacques Cartier 1535 yılında, kış için Fransa’dan buraya geldi. 1536 yılında dönmeden önce, kalmak için bir kale inşa ettirdi. 1541’de kalıcı bir çözüm için kaleye geri geldi. Ama yerli düşmanlığı nedeniyle 1542 yılında terk etti.1608 yılında kaşif ve diplomat Samuel de Champlin, Lawrence Iroquoian yerleşim bölgesine gitti. Hayatının geri kalanında ‘Yeni Fransa’da yönetici olarak görev yaptı. 1665’de orada 70 ev ve yaşayan 550 kişi vardı. 1759’da İngilizler geldi ve 1763 yılına kadar ‘7 Yıl Savaşları’ yapıldı. Fransa hakimiyetinde kaldı.1871 yılına kadar İngiliz Garnizonu hüküm sürdü.

GÖRMEDEN DÖNMEYİN

- Vieux Quebec: 1985 yılında UNESCO Dünya miras listesine alınan şehrin tarihi bölümü Eski Quebec 1608 yılında Fransızlar tarafından kurulmuş ve Kuzey Amerika’nın en eski şehirlerinden biri. Ayrıca Kuzey Amerika’da surlara sahip tek şehirdir. 

- Frontenac Şatosu: 1893 yılından bu yana otel olarak kullanılıyor. Dünyanın da en çok fotoğraflanan oteli olduğunu belirtelim. Şatonun nehre bakan tarafında yapılmış olan teras hem manzarası hem yürüyüş alanı ile her zaman kalabalık ve canlı.

- Notre-Dame Katedrali ve Belediye Binası: İki yapının arasındaki ufak park, dinlenmek ve etrafı izlemek için ideal, her zaman kalabalık oluyor. Katedralden, Saint Jean kapısına kadar uzanan cadde ise restoran, kafe, bar, sanat galerileri ve hediyelik eşya satan dükkanları ile günün hemen hemen her saati canlıdır.

- Lower Town: Old Quebec’in en eski bölümüdür. İlk göze çarpan yer arnavut kaldırımı taşları ile Quartier Petit Champlain. Şehrin en eski binalarının yenilenmiş olduğu bölge; restoran, kafe, sanat galerileri ile en çok talep gören yerlerinden biridir.

- Quartier Petit Champlain: Lower Town’da Place Royale şehir kurulduğunda şehrin merkeziymiş. 17. 18. yy.dan kalma restore edilmiş evleri ile aynı ihtişamını korumaktadır. ‘Catch Me If You Can’ ve ‘Taking Lives’ filmlerinin kilise sahnelerinin geçtiği Notre Dame kilisesi buradadır. 

NASIL GİDİLİR?

Türkiye’den Avrupa veya ABD aktarmalı uçuş seferleriyle Quebec’e gidebilirsiniz. Uçuş süresi yaklaşık 12 saat civarında.

NEREDE KALINIR?

Adını Fransız-Kanadalı şair Émile Nelligan’dan alan Hotel Nelligan, Guess’in ortaklarından Georges Marciano’in işletmesi LHotel ve Auberge du Vieux-Port’u tercih edebilirsiniz.

NE YENİR?

Quebec’te dünya mutfağından birçok alternatif bulabilirsiniz. En ünlü yemeklerinden biri olan ‘poutine’ soslu ve peynirli patates kızartması. Etli bir çeşit börek olan ‘tourtières’ Fransa’da olduğu gibi burada da oldukça popüler.