Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davanın üçüncü gündeki duruşmasında savunma yapan Aras, gece otelden şans eseri kurtulduğunu, fiziksel olarak yara almamasının yaralı olmadığı anlamına gelmediğini söyledi.
Aras, 7027 ve 7026 numaralı odalarda kaldığını belirterek, saat 03.30 sıralarında koridordan gelen seslere uyandığını, eşi şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'ı ne olduğuna bakması için kapıya gönderdiğini kaydetti.
Eşinin yangın olduğunu söylemesi üzerine hızlıca odadan çıkıp aşağı indiklerini dile getiren Aras, "Hiç düşünmeden koridora çıktık. Eşim bu sırada 'Yangın var.' diye bağırıyordu. Hiç durmadık. Birkaç oda sonra dumanın içine girdik. Oradan sonra zaten sesimiz çıkmadı." diye konuştu.
Aras, merdivenlere yöneldiklerini, camı kırıp gitmeyi düşünmediklerini anlatarak, "Dumanların içine dalarak hızlı şekilde aşağı indik. Kızımı çekerek götürdüm. 5. ve 6. katlarda zor nefes alıyorduk. Tek başına 8-9 yaşlarında erkek çocuğu gördüm. Onu kurtardık." ifadelerini kullandı.
Otelden çıkmayı başardıklarında dışarıda çok fazla kişinin olduğunu aktaran Aras, şöyle devam etti:
"Sonra annemin ve kardeşimin de olduğu aklıma geldi. Annemin odasının olduğu tarafa gittim. Cam açıktı, onu gördüm. Çalışanlar uzun merdivenlerle 5. ve 6. kattaki misafirleri tahliye etmeye başladı. Bütün gece sahada oradaki insanlar ne yapabiliyorsa onları yaptık. Eşim gibi çatıya çıkıp camlardan giremedim. İnsanlara 'Atlamayın, sakin olun.' diye bağırıyordum. Sonra diğer otel de tahliye edilmiş ve Dorukkaya'ya geçmişler. Ben telefonumu odada unutmuştum. O yüzden yanımda gördüğüm herkese 112'ye arattırıyordum. Kardeşim zaten çıldırmış gibiydi. İtfaiye aracı geldikten sonra bizi oradan uzaklaştırdılar."
Aras, o geceyi yaşamayan kimsenin, yaşananları anlayamayacağını belirterek, "Sabah olmuştu artık. Kardeşimin eşi İstanbul'dan geldi. Çocukları, bizi alıp Gazelle Otel'e götürdü. Eşim o gün tutuklandı. Sonrasında İstanbul'a gittik. Orada çocuğumu psikolojik olarak toparlamaya çalışıyordum. O gün ben de dumana biraz daha fazla maruz kalsaydım bugün hayatta değildim." ifadelerini kullandı.
"ALARM SESİNİ HATIRLAMIYORUM"
Otelin, aile şirketi olduğunu aktaran Aras, "Otel yönetiminde nihai kararları babam alır. Biz emir, talimat vermeyiz, işletmeyle ilgili işlere karışmayız. Bir imza yetkimiz, karar alma yetkimiz yok. Ne kadar hissem olduğunu bile şimdi öğrendim." dedi.
Aras, otele sadece sömestr tatili ve onun dışında birkaç hafta sonu gelip gittiklerini söyleyerek, "İtfaiyenin yangınla ilgili tespit ettiği eksikliklerden haberim yok. Genelde otel işlerini eşim babama soruyor. Eşim satış, rezervasyon, fiyat gibi şeylerle ilgileniyor. Grand Kartal'ın müdürü Zeki Bey'dir. Eşimin konumu kağıt üstünde genel müdür. Kadir Özdemir muhasebe müdürü. Ahmet Demir, Gazelle Otel'in genel müdürüdür. Ahmet Demir'i Grand Kartal'da senede bir kere ya görürüm ya görmem. Aşçılardan sadece aşçı başı Reşat Bölük'ü tanıyorum." diye konuştu.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine yangın eğitimi verilip verilmediğini, tatbikat yapılıp yapılmadığını bilmediğini ileri süren Aras, "Yangın alarmı çaldı mı?" sorusuna, "Alarm sesini hatırlamıyorum." cevabını verdi.
Aras, "Yangın esnasında yangın butonuna bastınız mı?" sorusu üzerine, "Ölümle daha önce burun buruna gelmemiş insanın bunu merak etmesi çok normal. Orada yangın butonu, görebileceğim bir yerde değildi. Dumanların arasına girdikten sonraki bir yerdeydi. Butonu görmedim bile." ifadelerini kullandı.
Aylık kazancı ve ne kadar huzur hakkı aldığı sorulan Aras, "Huzur hakkının ne olduğunu bilmiyorum. 50 bin lira ile 70 bin lira arası aylık gelirim var. Ailem gönderir, annem ve babam." dedi.
Aras, "Size otelin yangın konusunda güvenli olduğunu düşündüren nedir?" sorusunu, "Ben otelin güvenli olduğunu varsayıyorum, yıllardır oraya gittiğim için. Duman dedektörlerinin olduğunu biliyorum. Yangın dolaplarını, yangın merdivenlerini görüyorum. Eşimin yangın riski olan yerde göz göre göre ne beni ne de başkalarını barındıracağını düşünmüyorum." şeklinde yanıtladı.
"Hiç suçlu olduğunuzu düşünüyor musunuz, vicdan azabı çekiyor musunuz? Kapıları çalmak, bağırmak aklınıza gelmedi mi?" sorusuna Aras, "Birçok yerde sistem hataları olduğunu görüyorum. Buna Türk adaleti karar verir. Dışarı çıkarken eşim bağırdı. Keşke elimden daha fazlası gelseydi. Keşke kapıların hepsini çalabilseydim." cevabını verdi.
KARTALKAYA'DAKİ GRAND KARTAL OTEL YANGINI DAVASINDA ŞİRKETİN YÖNETİM KURULU ÜYESİ ERGÜL SAVUNMA YAPTI
kızları Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras'ın ardından dinlenilen Emine Murtezaoğlu Ergül, olay gecesi otelde olduğunu ve hasbelkader kurtulduğunu söyledi.
Yangının çıktığı gece 6018 numaralı odada kaldığını belirten Ergül, sesleri duyunca yataktan fırladığını, kapıyı açınca dumanla karşılaştığını anlattı.
Ergül, doğuştan görme engeli olduğu için lens kullandığını belirterek, "Çok zorlukla lenslerimi takabildim. O sırada kızım aradı. Ne yapacağını sordu. Ben de ona 'kesinlikle kapıyı açma, altına ıslak bir havlu koy ve pencereden çık' dedim." diye konuştu.
O sırada odasının önündeki çatıya birinin atladığını ve kendisinden battaniye istediğini aktaran Ergül, "Ben de elime ne geçerse fırlattım. O sırada yine kızım aradı. 'Camları açamıyorum, çocuk kilidi var.' dedi. Ben de 'Kır o zaman, seni alırlar.' dedim." ifadesini kullandı.
Ergül, Gazelle Otel'de olan eşini arayıp yardıma gelmesini istediğini, daha sonra da hem dışarı çıkmaya hem de insanlara yardım etmeye çalıştığını söyledi.
Havanın aydınlandığı bir zamanda gelen küçük kızının eşinin, torunlarını ve kızlarını alıp gittiğini belirten Ergül, "İçeride tanıdıklarım, ahbaplarım vardı. Sürekli onların durumunu soruyordum. Çocukları yolladıktan sonra otelin yanına gitmeye çalıştım ama jandarma otele kimseyi yaklaştırmıyordu. Sonra birkaç gün Gazelle Otel'de kaldıktan sonra kızlarla İstanbul'daki eve gittik." diye konuştu.
"OTELİN YÖNETİMİNİ EŞİM YAPARDI"
Sanık Ergül, otele tatillerde kızlarıyla geldiğini, onlar büyürken İstanbul'da yaşadığını, anne babasına ve torunlarına baktığını dile getirerek, "Bundan dolayı otelin işleyişiyle hiçbir ilgim yok. Gittiğim zamanlarda sadece çiçekleri sulayın, burayı süpürün gibi şeyleri söylerim." dedi.
Mahkeme başkanının "Otel işlerine karışır mıydınız? İmza yetkiniz var mı?" sorusuna Ergül, "Yetkim var, doğru. Eşim olmadığı zaman evrak getirirlerdi, imzalardım. Otelin yönetimini eşim yapardı. Emir Aras müdürdü ama eşime sormadan bir şey yapmazdı." yanıtını verdi.
Ergül, Zeki Yılmaz'ın işletme müdürü olduğunu, yıllardır Kartalkaya'da çalıştığını belirterek, "Elektrik teknikeri ilk başta Bayram ve Hüseyin idi. Sonrasında yenilerin hiçbirini tanımıyorum. Ahmet Demir, Gazelle Otel'in genel müdürüdür. Ahmet Demir, Grand Kartal otelin yönetimiyle ilgili işler yapmaz." ifadesini kullandı.
Çocuklarının otele hangi sıklıkla geldiği sorusuna Ergül, "Ceyda ve Elif, sadece tatillerde gelirlerdi. Zaten çocuk büyütüyorlar. Genelde İstanbul'dalar." cevabını verdi.
Ergül, yangın güvenliğiyle ilgili eksikliklerin belirtildiği rapordan ne zaman haberi olduğuna ilişkin soru üzerine, "Yangından sonra haberim oldu. Emir Aras, Kadir Özdemir, Mehmet Salun, Cemal Özer'in tek başına bu eksiklikleri giderme yetkisi yoktu, sormadan bir şey yapamazlar." diye konuştu.
"Grand Kartal Otel'de yangın eğitimi verildi mi? Yangın tatbikatı yaptınız mı?" sorusuna Ergül, "Hiçbir bilgim yok." yanıtını verdi.
Ergül'ün savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.