Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen “Muhtarlar Toplantısı”nda, Türkiye’nin değişik yerlerinden gelen 406 muhtara hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, muhtarları “milletin evinde, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu” ifade etti. Erdoğan şu mesajları verdi:
200 bin kişi ağırlıyoruz
Türkiye her türlü insani yardımla, burslarla, nakdi, ayni yardımlarla dost ve kardeş Somali halkının yanında oldu. Bakınız Somali şu anda dünyanın en yoksul ülkelerinden biri. Sadece yoksul değil, maalesef dünyanın kendi kaderine terk edilmiş bir ülkesi. Somali’deki insanlık dramını çözmek için, Somali’deki açlığı, yoksulluğu, istikrarsızlığı gidermek için, orada emniyeti sağlamak için hiçkimsenin, hiçbir ülkenin maalesef kılı bile kımıldamıyor. Kobani söz konusu olduğunda bakıyorsunuz dünya ayağa kalkıyor. Küçük bir yerleşim yeri için bütün dünya işbirliği yapıyor. Oradan ayrılıp gelenler bize geliyor. 200 bin insan. Biz onları zaten burada ağırlıyoruz. Orada kimse yok. Orayı bombalıyorlar.
Bombalarla harap oldu
Şimdi bugün de bakıyoruz, maşallah çiftetelli oynuyorlar. Ne olmuş? Şu anda oradan DEAŞ çıkmış. Tamam da o bombaladığınız yerleri yeniden kim onaracak. Öyle mi? O yerle bir olan yerleri yeniden kim onaracak? İşin geleceğinin hesabını kimse yapmıyor. Oradan ayrılan o 200 bin insan acaba geri dönecek mi veya geri döndüğü zaman nereye yerleşecek? Bunun hesabını yapan yok. Ama kendilerine Halep diyoruz. Halep dediğinizde kimse duymuyor. Halep’te 1 milyon 200 bin insan yaşıyor. Halep’te tarih var, Halep’te kültür var. Halep’te medeniyet var. Halep’te ekonomi var. Niçin Halep ile ilgilenmiyorsunuz? Gazze dediğinizde kimse görmüyor. Mogadişu dediğimizde hiç kimse ilgilenmiyor?
Gitmemizi istemediler
Somali’de 4 yaşında bir yavrunun halini gördüm. Bir serseri kurşun kasığından girmiş ve kolundan çıkmış. Onu da ziyaret ettik ve dedik ki bu hastane burada olmasaydı ne olacaktı bu yavrunun hali. Biz oralarda olmazsak bizim adaletimiz ne olur? Tabii oraya gitmememizi isteyenler de oldu. Dediler ‘orada terör var.’ Ziyaretimiz öncesinde heyetimizin kaldığı otelin yanı başında canlı bomba ile saldırı yapıldı. Heyetimize çeşitli tehditler savruldu. Dedik ki biz geri adım atmayacağız. Gideceğiz dedik ve gittik.
Korkuyu korkutmak lazım
Ölümü öldürene ölüm hiçbir şey yapamaz bunu böyle bilmemiz lazım. Korkuyu korkutanlara korku hiçbir şey yapamaz. Eğer biz korkarsak, Somali’yi herkes gibi kendi kaderiyle baş başa bırakırsak yarın bize toprağın altındaki ecdat hesap sorar, şehitlerimiz bunun hesabını sorar, Allah bize bunun hesabını sorar. Büyük devlet olmanın sorumluluğu budur. Biz de korkmuyoruz ve korkmayacağız.
ÜST AKILA HİZMET EDEN MUHALEFET
BUNDAN sonra da Türkiye’nin ilerlemesini, büyümesini, kardeşlik hukuku içinde gelişmesini engellemek için oyunlar oynanacağını belirten Erdoğan, “Çeşitli sabotaj girişimleri sahneye konulacak. Bunların hepsine karşı uyanık olacağız. Güneydoğu’da, Doğu’da, gelip köylerde, mezralarda birileri tehditler savurup, ‘Oyları filanca partiye vereceksiniz, aksi takdirde oraları yakıp yıkarız’ diyebilir. Namuslu insanlar, namussuzlar kadar cesur olmadıkça başarı yakalanamaz. Bu, merhum İnönü’nün lafıdır ve bunu görmemiz lazım, buna karşı devlet, millet ele ele mücadeleyi sürdürmemiz lazım” dedi. Bir üst aklın Türkiye’de belli kesimi, belli siyasi partileri, belli örgütleri verdiği talimatlarla vazifelendirdiğini ve Türkiye aleyhine çalıştırdığını belirten Erdoğan, ‘’Siz Türkçü parti zannediyorsunuz ama bakıyorsunuz, onlar aslında üst akla çalışıyorlar. Siz Kürtçü parti zannediyorsunuz ama bakıyorsunuz onlar aslında üst akla çalışıyorlar. Siz dini cemaat zannediyorsunuz, hizmet örgütü, yardımlaşma örgütü zannediyorsunuz ama bakıyorsunuz onlar halk için ya da Hakk için değil patronları olan üst akıl için çalışıyorlar. Ne üst aklın ne de onların maşalarının, bu ülkenin istikametini tayin etmelerine inşallah hep birlikte müsaade etmeyeceğiz’’ diye konuştu.
MİLLETİN FERASETİYLE OYNANMAZ
Doğu ve Güneydoğu’da kanı, gözyaşını durdurmaya, huzuru, emniyeti sağlamaya çalışırken, oralarda yatırımlar yaparken, Akdeniz’de, Karadeniz’de, İç Anadolu, Ege, Marmara’da yaşayanların da kaygılarını gidermenin mücadelesini verdiklerini belirten Erdoğan, “Çözüm Süreci bir pazarlık süreci, bir al-ver süreci değildir. Çözüm Süreci, taviz vermek asla değildir. 17 ve 25 Aralık tarihlerinde, yolsuzluk maskesi altında sahneye konulan darbe girişimi, bu çözüm, kardeşlik sürecini, büyük Türkiye hedefini sabote etme girişiminden başka bir şey değildir. Biz, bu girişimler karşısında, o zaman hükümet olarak sağlam durduk, dik durduk. Aynı şekilde milletimiz oynanan oyunu gördü ve sapasağlam, dimdik bir duruş sergiledi. Ve yerel seçimlerde görüldüğü gibi yine büyük bir arayla, o zaman genel başkanı olduğum partimiz geldi seçimlerden başarılı bir şekilde çıktı. Çünkü milletin ferasetinin önünde durulmaz. Arkadan cumhurbaşkanlığı seçimi oldu yüzde 52 ile bu kardeşinizi millet iş başına getirdi. Bu tabii bir şeyi gösteriyor; milletin ferasetiyle oynanmaz ve millet küçümsenmez, sandık küçümsenmez, her şey orada” dedi.
Silahı fırlatmamış tetiğe basmış
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Sultangazi Belediyesi Ek Hizmet binasının açılış töreninde suikast girişiminde bulunduğu iddia edilen Ferhat Yıldız’ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanık Ferhat Yıldız hazır bulunurken, mağdur müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı avukat Ferah Yıldız temsil etti. Suç aleti tabancayla ilgili hazırlanan Adli Tıp raporunda ilginç detaylar yer aldı. Raporda, tabancanın çalışır vaziyette olduğu, kovan çekirdeğinde çizikler bulunduğu, mermi çekirdeğine ateşleme iğnesi çarptığı fakat tabancanın patlamamış olduğu belirtildi. Müvekkilinin eylemini gerçekleştirdiği yere öldürme kastıyla değil, protesto amacıyla gittiğini öne süren sanık avukatı “Müvekkilim taş atar gibi silahını fırlatmıştır. Dolayısıyla olsa olsa silahlı tehdit suçu olabilir. Öldürme ve yaralama kastı olmadığında tahliyesini talep ediyoruz” diye konuştu. Sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme heyeti duruşma savcısının mütaala vermesi için duruşmayı erteledi. Sultangazi’de kuruyemiş dükkanı işleten tutuklu sanık Ferhat Yıldız olay günü caddelerde Erdoğan’ın geçtiği yönünde anonslar yapıldığını ve o gün yaşananları ilk duruşmada “Olaydan bir hafta önce adını bilmediğim bir şahıstan, bir otobüs durağında silah satın aldım. Silahı satın aldığımda içince bir tane kurşun vardı. Silahı hiç kullanmadım” diye kendini savunmuştu.