12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Kovid-19 sadece solunum yollarını etkilemiyor! Beyinde ciddi hasarlar bıraktığı ortaya çıktı

Felç, deliryum, anksiyete, şaşkınlık... liste uzayıp gidiyor. Covid-19'un sadece bir solunum yolları hastalığı olduğunu düşünüyorsanız, tekrar düşünün.

1 Temmuz 2020 Çarşamba 15:59 - Güncelleme:
Kovid-19 sadece solunum yollarını etkilemiyor! Beyinde ciddi hasarlar bıraktığı ortaya çıktı

Zaman geçtikçe, koronavirüsün çok sayıda nörolojik sorunu da tetikleyebileceği giderek netleşiyor.

Hastalığı görece hafif ya da orta şiddette geçirenler, devam eden bilişsel etkilerinden bahsediyor. Hafıza ve konsantrasyon sorunları ve yorgunluk gibi.

Ancak, bu anlamda kaygılar hastalığı ağır geçirenler üzerinde yoğunlaşıyor.

Paul Mylrea'yla konuşurken, her ikisi de koronavirüs enfeksiyonu nedeniyle ortaya çıkan iki büyük felç geçirdiğini hayal etmek zor.

Cambridge Üniversitesi İletişim Direktörü olan 64 yaşındaki Mylrea, gayet güzel konuşuyor ve sağ tarafında devam eden zayıflığa karşın, vücudunda herhangi bir sorun yok.

Londra'daki Ulusal Nöroloji ve Nöroşirurji Hastanesi'ndeki (NHNN) doktorların şimdiye dek gördüğü en kayda değer iyileşmelerden birini gösterdi.

İlk felcini, University College Hastanesi'nde yoğun bakımda yatarken geçirdi. Akciğerlerinde ve bacaklarında ölümcül sonuçlar yaratabilecek kan pıhtılarına rastlandı ve bu nedenle güçlü kan inceltici ilaçlar verildi.

Birkaç gün sonra, ikinci ve daha büyük bir felç geçirince NHNN'ye sevk edildi.

'YÜZÜNDE BOŞ BİR İFADE VARDI'

Nöroloji uzmanı Dr Arvind Chandratheva, ambulans geldiğinde hastaneden çıkmak üzereydi.

"Paul'un yüzünde boş bir ifade vardı" diyor.

"Sadece bir tarafı görebiliyordu ve telefonunu nasıl kullanacağını bilemiyor veya şifresini hatırlayamıyordu. Önce kan incelticilerin beyinde bir kanamaya yol açtığını düşündüm, ama gördüğümüz çok garip ve farklıydı."

Paul, pıhtılaşma nedeniyle bir başka felç geçirmiş ve beynin yaşamsal alanlarına kan akışı kesilmişti.

Testler, kanda pıhtılaşma oranını gösteren ve D-dimer olarak bilinen ölçümün çok yüksek olduğunu gösterdi.

Normalde 300'den az olması gereken ve felç geçirenlerde 1000'e kadar çıkabilen ölçüm, Paul Mylrea'da 80 binin üzerindeydi.

Dr. Chandratheva "Daha önce hiç bu düzeyde pıhtılaşma görmemiştim, vücudun verdiği tepkide bir şey kanının müthiş derecede yapışkan hale gelmesine neden olmuştu" diyor.

YÜKSEK DÜZEYDE PIHTILAŞMA

Kısıtlama önlemleri sırasında, hastanelere acil gelen felç vakalarında düşüş oldu. Ancak NHNN'deki nörologlar, iki hafta içinde büyük felçler geçiren altı Covid hastasını tedavi etti.

Bu hastalarda, yüksek tansiyon ve diyabet gibi bildik risk faktörleri de yoktu. Bütün vakalarda çok yüksek düzeylerde pıhtılaşma vardı.

Felçleri kısmen tetikleyen, bağışıklık sisteminin vücutta ve beyinde enflemasyona yol açan aşırı tepkisiydi.

Felç o kadar büyüktü ki doktorlar yaşayamayacağını ya da büyük oranda engelli kalacağını düşünüyordu.

Paul "İkinci felcimden sonra, eşim ve kızlarım yolun sonuna geldiğimi, beni asla göremeyeceklerini düşündüler. Doktorlar, beklemek dışında yapacak bir şey olmadığını söyledi. Sonra, bir şekilde hayatta kaldım ve giderek güçlenmeye başladım" diyor.

İlk cesaret veren işaretlerden biri, altı dil konuşan Paul'un dillere karşı yeteneğiydi. Hemşirelerden biriyle konuşmak için, İngilizce'den Portekizce'ye geçiyordu.

Dr. Chandratheva, "Birkaç dili yetişkinliğinde öğrenmişti ve bu beyinde felçten etkilenmeyen farklı bağlantılar kurmuş olabilir" diyor.

Paul eskisi kadar hızlı okuyamadığını, bazen unutkanlaştığını söylüyor, ancak beynin hasar gören alanlarına bakıldığında bu hiç de şaşırtıcı değil.

Fiziksel iyileşmesi de etkileyici oldu. Doktorlar bunu daha önce de fiziksel durumunun çok iyi olmasına bağılyor.

Paul "Günde bir saat bisiklet sürer, haftada birkaç kez spor salonuna gider ve nehirde yüzerdim. Bisiklet ve dalış günlerim bitti ama yüzmeye geri dönmeyi umuyorum" diyor.

125 HASTADA BEYİN SORUNLARI

Lancet Psikiyatri dergisinde yayımlanan bir çalışmada, İngiltere'de hastanede yatan 125 ağır koronavirüs hastasında beyin problemleri tespit edildi.

Yaklaşık yarısı pıhtılaşma yüzünden felç geçirirken,diğerlerinde beyinde enflamasyon, psikoz ya da bunama benzeri semptomlar görüldü.

Araştırmayı yapan ekipten Liverpool Üniversitesi Profesörü Tom Solomon "Virüsün sadece akciğerlerde değil, beyinde de sorun yarattığı şu an açık. Bu kısmen beyine oksijen gitmemesinden. Ancak kanda pıhtılaşma, bağışıklık sisteminin tepkisi gibi başka faktörler de var gibi görünüyor. Ayrıca virüsün kendisinin de beyni enfekte edip etmediğini sorgulamalıyız" dedi.

Kanada'da nöroloji uzmanı Prof. Adrian Owen, koronavirüsün bilişsel kabiliyetleri nasıl etkilediği üzerine internet üzerinden küresel bir çalışma başlattı.

Owen, "Yoğun bakımdan sağ çıkanların bilişsel sorunlar yaşadığını biliyoruz. Dolayısıyla, Covid-19 hastaları çoğaldıkça, yoğun bakımdan eve çıkmanın bu insanlar için tedavinin sonu olmadığı artık giderek daha net görülüyor. Bu sadece toparlanmalarının başlangıcı" diyor.

1918'DEKİ GRİP SALGINIYLA OLASI BENZERLİKLER

NHNN'den nöroloji uzmanı Dr. Michael Zandi de "Koronavirüslerin yol açtığı SARS ve MERS'in bazı nörolojik hastalıklarla ilişkili olduğu biliniyordu. Ancak daha önce hiç böyle bir şey görmemiştik" diye konuşuyor.

"Kıyas yapabileceğimiz en yakın şey 1918'deki grip salgını. O zaman, 10-20 yıl sonrasında çok fazla beyin hastalığı ve sorununun ortaya çıktığı görülmüştü."

Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna doğru, yaklaşık bir milyon kişinin yakalandığı encephalitis lethargica (uyku hastalığı) adlı gizemli bir nörolojik rahatsızlık ortaya çıkmıştı.

Buna neyin yol açtığı ve tetikleyenin grip mi, yoksa enfeksiyon sonrası ortaya çıkan bir bağışıklık sistemi hastalığı olup olmadığı konusunda çok az şey biliniyor.

Uyku hastalığı dışında, bazı hastalarda yaşamları boyunca etkileyen ve Parkinson hastalığına benzeyen hareket sorunları da ortaya çıkmıştı.

Covid-19 ve 1918'deki İspanyol gribi salgınları arasında kıyaslamalar yaparken dikkatli olunmalı. Ancak bu kadar çok sayıda Covid hastası nörolojik semptomlar sergilerken, beyin üzerindeki uzun vadeli etkilerine bakmak önemli olacak.