23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Kur'an-ı Kerim'de yıldız kayması nasıl anlatılıyor?

'Gördüğünde dilek tut denilen' Yıldız kaymasının Kur'an-ı Kerim'deki dehşete düşüren hikmetini biliyor musunuz?

27 Temmuz 2014 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Kur'an-ı Kerim'de yıldız kayması nasıl anlatılıyor?
Geceleyin nadiren de olsa açık bir havada gökyüzünü seyrederken, milyon hatta milyarlarca  yıldızın oluşturduğu muhteşem manzaranın içinden bir yıldızın parlak bir çizgi çizerek kayıp gittiğini muhakkak görmüşsünüzdür.
 
Halk arasında Yıldız Kayması diye tanımlanan bu olayın aslında yıldızlarla hiç bir ilgisi yok. Yıldızlar dünyadan milyarlarca kilometre ötedeki uzak güneşlerdir. Zira bir yıldızın yani bir Güneş'in kayması demek Dünya'nın bir anlamda yok olması demektir. Yaşadığımız Galaksi'de birçok şeyin tersyüz olması demektir.
 
Güneş Sistemimizin içinde Güneş ve gezegenlerin çekim kuvvetleri arasında bir oraya bir buraya gezinen sayısız göktaşı vardır. Bunlardan bazıları Dünya'nın yakınından geçerken çekim alanına girerler, hızla atmosfere dalarlar. Sürtünmeden dolayı ısınırlar, yanarlar ve arkalarında parlak, çizgi gibi bir iz bırakırlar.
 
Sonunda tamamına yakını, düşüşün son anında görülen parlamayı takiben yok olurlar.
 
Peki Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah bu olayı nasıl anlatıyor? Yıldız kayması dediğimiz göktaşı kaymalarının perde arkasında ne var?
 
YILDIZ KAYMASININ KUR'AN-I KERİM'DEKİ DEHŞETLİ AÇIKLAMASI
 
Yıldız Kayması dediğimiz olayı Allah, Mülk Suresi 5. Ayet'inde şöyle açıklıyor:
 
"Andolsun ki biz, göğü yıldızlarla bezedik ve bazılarıyla şeytanların taşlanmasını sağladık. Onlara alevli ateş azabını hazırladık."
 
İslam Hukuku Profesörü Prof. Dr. Hayrettin Karaman bu ayetin tefsirini şöyle yapıyor:
 
CİN VE ŞEYTANLARIN BAŞINA DÜŞEN BİRER NÜKLEER BOMBA
 
"İşaret edilen âyetlerde yıldızların güzel görünüşleri ile bazı manevî fonksiyonlarından söz ediliyor. Başka âyetlerde yıldızların daha başka faydaları da açıklanmıştır. Yıldızlardan şeytanın ve cinlerin, bir nevi silâh ile kovulması, tevilsiz ve yorumsuz alındığında fizik ötesi bir olaydır, bilimin sınırı dışında kalır, bilim böyle bir olay için ne 'olmuştur' der, ne de 'olamaz' der. Mü'minler buna inanırlar, nasıl olduğunu da bilmezler, bunun (gaybın) bilgisi Allah'a aittir."
 
Bilindiği gibi cinler ve şeytanlar ışından yaratılmış varlıklar. Göklere çıkabilmek gibi insanlara verilmeyen özel  yeteneklere sahipler. Fezada yine sayısı belirsiz melekler, emir ve komuta zincirinde ilâhî buyruk gereği devamlı haberleşme halindeler.
 
Şeytan ve cinler bu esrarlı âlemde inen haberleri dinlemek isterler. Oysa bu onlara Kur'an'da da belirtildiği üzere yasak kılınmıştır. Yükselmeye başladıkları zaman «şihab» denilen meteoritler birer roket veya nükleer başlıklı füze gibi onlara fırlatılır ve böylece geri dönmeleri sağlanır.
 
Mülk Suresi 5. Ayet'inde anlatılan bu olay Hicr Suresi 15, 16 ve 18'inci ayetlerde şu şekilde anlatılmıştır:
 
"Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve bakıp temâşa edenler için onu süsledik. Onları, taşlanmış (kovulmuş) her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir ateş alevi düşmüştür."
 
Ünlü Tefsir Âlimi Elmalılı Hamdi Yazır, bu ayetlerin tefsirini şu şekilde yapmıştır:
 
"Saffât Sûresi'nde yer alan "Biz, yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik. Ve itaat dışına çıkan her şeytandan gökyüzünü koruduk. onlar, artık Mele-i a'lâ'da olup bitenleri dinleyemezler. Dinlemeye kalkışanlar da her taraftan taşlanırlar. Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azab vardır. Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delen ve yakan bir alev takip eder."(Saffât, 37/6-10) âyetlerinde olduğu gibi Allah'a karşı inat eden ve O'nun tarafından indirilen Rabbanî işleri, emir ve âyetleri anlayarak hak yoluna girmek isteyen insanları gizliden gizliye türlü engeller, kuruntular, hayaller, hile ve desiselerle aldatarak akıllarını ve gönüllerini çelip arkalarında sürüklemek üzere dolaşan bu suretle insanlara karşı işleri güçleri şeytanlık yapmaktan ibaret olan ve bundan dolayı kendilerine şeytan denilen maddî, manevî birtakım alçak kuvvetler, kötü ruhlar vardır ki bunlar, gökten kovulmuş ve gök de onlardan korunmuştur.

Devamı için tıklayınız...

Kaynak: Sanalgaste.com