Yanlarında refakat eden bir tekne de bulunmaması nedeniyle iki yüzücüden bir süre haber alınamadı. Saat 10.50'de denize açılan antrenör Serdar Sanrı, saat 14.00'te Yapıldakaltı Mevkii'nden kıyıya çıktı. Alper Sunaçoğlu ise yüzmeye devam etti. Ancak saat 14.10'da lodos fırtınaya dönüşünce rekortmen yüzücü Alper Sunaçoğlu da pes etti. Dev dalgalarla daha fazla mücadele edemeyince saat 16.00'da Karacaörenaltı Mevkii'nde sahile çıkmak çıktı. İki yüzücünün de sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
Denizde yaşadıklarını anlatan Alper Sunaçoğlu, "Düşündüğümden daha hızlı yüzmeye başladım. İlk 3 saatte bir sıkıntı yoktu. Ancak birara hava patladı. Resmen kara bir bulut geldi denizin üzerine çöktü. O noktada hem gök gürültüsü, hem yüzüme vuran yağmur suları, hem de dalgalar bizi zor durumda bıraktı. Serdar hocamla daha fazla risk almaya gerek olmadığı konusunda konuştuk ve sahile çıkmaya karar verdik. O sırada birbirimizi kaybettik. Panikledim. Serdar hocam sahile çıktı mı, çıkmadı mı? Ben çıkayım mı, çıkmayayım mı diye bir ikilem yaşadım. Sonra yüzmeye devam ettim. Ardından kıyaya doğru çıkmaya çalıştım. Ama sahilden gelen dalgalar da işimi zorlaştırdı. Kıyıya çıkmam kolay olmadı. Ama neresi olduğunu bilmiyordum. Yürümeye başladım. Karacaören Köyü'ne ulaştım. Muhtar benimle ilgilendi ve Çanakkale'ye ulaşmama yardımcı oldu" dedi.
GAZZE'YE YÜZMEK İSTİYOR
Birkaç yıl önce Gazze Maratonu için İsrail Başkonsolosluğu'na başvurduğunu ve "Sen kendi denizlerinde yüzdün mü de İsrail denizine geliyorsun?" yanıtını aldığını hatırlatan Alper Sunaçoğlu, "Ben o sırada sadece Mersin'den Kıbrıs'a yüzmüştüm. Çanakkale Boğazı benim yüzdüğüm son Türk denizidir. Önümüzdeki günlerde yine İsrail Başkonsolosluğu'na giderek, Türkiye'nin denizlerinde yüzdüğümü ve Gazze'ye yüzmek istediğimi söyleyeceğim" diye konuştu. Antrenör Serdar Sanrı, bu hava koşullarına rağmen Sunaçoğlu'nun 35 kilometrelik parkurun 30 kilometresini yüzerek önemli bir başarı elde ettiğini kaydetti.