5 Mayıs 2024 Pazar / 27 Sevval 1445

Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon Ersoy: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı büyük bir vefa örneğidir

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon Ersoy, 'Asım'ın nesline yaklaştık. Daha da ileri gideceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız gençliğe çok önem veriyor. Güzel bir gençlik yetişiyor. Cumhurbaşkanımız dedemi hakikaten çok seven bir insan. O sevgisi bilgisinden geliyor. Çok iyi analiz etmiş. Çok iyi anlamış, anlayarak anıyor. Bizlere düşkünlüğünü her zaman belirtiyor. Milli kahramanlarımızın torunlarını özellikle buldurtuyor. Külliyede ağırlatıyor. Büyük bir vefa örneğidir. Birçok insanla tanıştım. Fevzi Çakmak'ın, Sütçü İmam'ın, Seyit Onbaşının torunlarıyla bu sayede tanıştım.' dedi.

Sabah Gazetesi27 Aralık 2022 Salı 07:37 - Güncelleme:
Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon Ersoy: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı büyük bir vefa örneğidir

İstiklalimizin şairi ve istikbalimizin müjdecisi Mehmet Akif Ersoy ebediyete irtihalinin 86. yıl dönümünde minnetle anılıyor.

Sabah Gazetesi, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u vefatının 86. Yıl dönümünde, torunu Selma Argon Ersoy ile konuştu. Ersoy, dedesinin fikri dünyasına ve şiirlerinin arka planına dair oldukça çarpıcı ve özel açıklamalarda bulundu.

GÜNCELLİĞİNİ KORUYAN BİR İSİM

"Mehmet Akif Ersoy, bu ülke için önemini ve güncelliğini hep koruyan bir isim. Dedemin yaptıkları olağanüstü şeyler. Ailesini arkada bırakıp, Atatürk'ün çağırması üzerine Anadolu'ya geçiyor. Ersoy'un doğduğu dönemde Osmanlı'nın yıkılmaya yüz tutuğu bir süreç.

Bu yıkımı içselleştiriyor. Küçük yaştan itibaren insanları iyi incelemiş. İbadet dolu bir ev. Genç yaşta şiirlerini yazmaya başlamış. Çevresinde olan her şey ruhunda yer etmiş. İnsanların vicdanının sesi olmuş. Sosyal bir insan ve yazdığı şiirler sosyal hayatımızı da anlatıyor.

'Ne yazdımsa görerek yazdım, hayalle işim yok' der. Safahat bir belgeseldir. Bir akıl kitabıdır. Allah'a çok inanmış bir insan. Dedemi anlamak isteyen bir insanın, Safahat'ı iyi idrak etmesi lazım. 63 senelik kısa ömrünün tamamı çalışarak geçmiştir. Hep bir şeyler öğrenmiş, bir şeyler öğretmiştir.

Neyzen Tevfik'e Farsça öğretmiş, kendisi de ondan ney çalmayı öğrenmiştir. Çok yönlü bir entelektüeldi. Güreşçi bir yanı da var. Sporla ilgileniyor. Devamlı kolunun altında kitapla dolanırmış. Hem öğretmen hem talebedir."

"TAKLİTÇİ OLMAYIN DER"

"İstiklal Marşı milli bir mutabakattır. Hem İstiklal Marşı hem de Necid çöllerinde yazdığı Çanakkale Destanı üstünde durulması gereken şiirleridir. Safahat'taki şiirlerini hepsi gerçektir. Asım'ın nesli görmek istediği gençliğin sembolüdür. Asım içinde vatan sevgisini, Allah ve peygamber sevgisini, örf ve adetlerine bağlı bir genci temsil eder. Fakat Batı'nın ilmine de yabancı değildir. Milli ve manevi değerlerine bağlı ama Batı'nın bilimine de açık bir gençlik. Dedem, Batı'nın insanlığına güvenmez. Fakat ilmini ve fennini alın der. Taklitçi olmayın der. İlmini geliştirin der. Şuan her şeyi nasıl yapıyorsak, o zamandan bunu ister. Şu an her şeyi kendimiz yapıyoruz.

Asım'ın nesline yaklaştık. Daha da ileri gideceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız gençliğe çok önem veriyor. Güzel bir gençlik yetişiyor. Cumhurbaşkanımız dedemi hakikaten çok seven bir insan. O sevgisi bilgisinden geliyor. Çok iyi analiz etmiş. Çok iyi anlamış, anlayarak anıyor. Bizlere düşkünlüğünü her zaman belirtiyor.

Milli kahramanlarımızın torunlarını özellikle buldurtuyor. Külliyede ağırlatıyor. Büyük bir vefa örneğidir. Birçok insanla tanıştım. Fevzi Çakmak'ın, Sütçü İmam'ın, Seyit Onbaşının torunlarıyla bu sayede tanıştım."

MÜTEVAZİ BİR KİŞİLİK

"Dedem oldukça mütevazi bir insan. Para için makam için kendini ön plana asla koymamış. Soğukta, paltosunu çıkartıp başkasına verebilecek birisi. Ödül karşılığında şiir yazmam diyor. Nitekim verilen ödül parasını da o dönem Kızılay gibi görev yürüten bir devlet kuruluşuna tek kuruşuna dokunmadan bağışlıyor.

Bizler şahlandıkça, ileriye gittikçe daha çok üzerimize geliyorlar. Onun için Mehmet Akif'in fikirlerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Dedem Sevr anlaşmasını anlattığı Kastamonu vaazları sonrası Atatürk dedemi çağırır ve 'Sizin kadar bu anlaşmanın berbatlığını anlatan çıkmadı' der. O vaazlar çoğaltılarak dağıtılır.

Birlik ve beraberliğimizi daim korumalıyız. Dedem, devlet kalıcıdır der. Ayrımcılığa karşı çıkar. Dedem, Batıyı da Doğuyu da iyi tanıyan bir isim. Fikirleri bu nedenle kıymetli. Geçmişi öğrenmeden geleceği bina edemeyiz. Mehmet Akif'in, hayatının dizi şeklinde tanıtılmasını çok isterim. Baştan itibaren gençlere seyrettirilmeli."