MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin cemevini ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazımdır." dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türk siyaset hayatında 3 temel sorun alanı olduğunu, bunların ilkinin kibirli narsistler, ikincisinin işgüzar gevezeler, sonuncusunun da bencil muhterisler olduğunu söyledi.
Erdemli olmak duruyorken entrikaya heveslenmenin kasti bir hata olduğunu ifade eden Bahçeli, savaş yerine barış, kutuplaşma yerine kucaklaşma, kırılma yerine kaynaşma, sürtüşme yerine diyalog, istismar yerine işbirliği, imtiyaz yerine eşitlik, çifte standart yerine adalet, baskı yerine hür iradenin, her sorunun kördüğümünü çözecek kıraat ve kıvamının tarifi olduğunu belirtti.
Farabi'nin temellendirdiği "fazıl şehir" tasavvurunun, saadet ve selametin ancak şehir sakinlerinin yardımlaşmasıyla mümkün olacağını formüle ettiğini anımsatan Bahçeli, bu kapsamda detaylı bir vicdan muhasebesinin zamanının geldiğini dile getirdi. Bahçeli, "Eski defterleri karıştırsak müflis tüccar durumuna düşeriz. Gönüllere karışırsak, gönüllerle kavuşursak milli birlik ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlü şekilde pekiştiririz. Bizim gayemiz ve gayretimiz de hiç kuşkusuz budur." diye konuştu.
Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda sürüp giden dipsiz tartışmaları mutabakata bağlamayı, kalıcı, köklü, kategorik şekilde bağıtlamayı hedeflediklerini vurgulayan Bahçeli, bu hedefin ahlaki, tastamam akıl, izan, insaf ve insan merkezli olduğunun altını çizdi. Siyasi, manevi, tarihi, kültürel ve fikri imkanlarla kireçlenmiş kronik gerilimleri bertaraf etmenin mümkün olduğunu kaydeden Bahçeli, çaba ve çalışmalarının bu yönde olduğunu dile getirdi.
MHP lideri Bahçeli, etnik ve mezhebi kamplaşmanın ateş hattına düşürülmek amacıyla on yıllardır karanlık senaryolara maruz kalan Türk milletini felaha ve feraha eriştirmenin herkesin asil ve asli görevi olduğuna dikkati çekerek, sanal ve sahte bir içerikten mülhem olan Kürt-Türk ayrışmasını tetikleyen iç ve dış düşman cephesi olduğunu vurguladı. İnanan-inanmayan, laik-anti laik ikilemini tırmandıranın yine aynı odaklar olduğunu dile getiren Bahçeli, dahası ve daha fevrisinin ise Alevi-Sünni bloklaşmasını siyasi ve ideolojik dürtülerle süreklilik içinde tahrik ve tahkim etmeye kalkışan Türk ve İslam muhaliflerinin kara kampanyası olduğunu belirtti.
Bahçeli, inanç ve ifade hakkıyla insan ve fikir hürriyetinin kullanımına ses çıkaran, itiraz eden, tepki gösteren, dudak büken kim varsa, buna her kim teşebbüs ve tenezzül ediyorsa "ya akıl ve vicdan mahrumu ya da taşeron olarak sahaya sürülen ajan provokatör mahluk" olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeri geldiği zaman, ihtiyaç duyulan her zeminde bilhassa Alevi İslam inancına aidiyetlik duyan kardeşlerimizle ilgili düşüncelerimizi samimi ve şeffaf biçimde paylaştık. Bir defa şu hususu açık yüreklilikle söylemek mecburiyetindeyim, işin özünde hepimiz Müslüman değil miyiz? Hepimizin Allah'ı bir, Peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir, itikadı bir değil mi? Hepimiz Türk milletinin onurlu ve şerefli mensupları değil miyiz? Aramıza duvar örmek, set çekmek, aşılmaz bariyerler dikmek için satıhtaki yapay etnik ve mezhebi ayrılıklar kimi mihraklar tarafından silah gibi kullanılmadı mı? Birbirimize yan gözle bakmaktan yorulmadık mı? Birbirimizi çatık kaşlarla takipten bıkmadık mı? Yetmedi mi katlandığımız badire ve belalar? Yetmedi mi çektiğimiz çile ve eziyetler? Yetmedi mi maruz kaldığımız sosyal ve siyasal maliyetler? Yetmedi mi yanlış anlamalar ve peşin hükümler? Mayaları karanlıkla yoğrulmuş, kanları yaslı anaların gözyaşlarıyla tuzlanmış iblis uşaklarının tezgah ve tuzaklarını bozmanın ve buruşturup atmanın vakti gelmedi mi? Türk milletinin ebedi ve tarihi varlığında tek yürek olmayalım mı?
Gönül rahatlığıyla, vicdan huzuruyla, dahası samimiyetle diyorum ki, hem Alevi'yiz hem Sünni, hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz. Bu düşüncelerim elbette Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin geçmişe sari ve bugüne havi ihtiyaç ve beklentilerini seslendirmeye mani değildir. Sadece maksadım, herkesin ve hepimizin üzerinde durması gereken, esasen milli ve manevi paydada ortak hissiyat olan yorum ve değerlendirmeleri açıklamaktır. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim de sorunumuz, onların her isteği bizim de isteğimizdir."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Aleviliği asıl mecra ve muhtevasından kopartıp inanç ve kültür alanından çıkaranların, bundan tehlikesi siyasi mevzi haline dönüştürmeye çalışanların büyük bir yanlışın failleri olduğunu vurgulayarak, "Cami ne kadar bizimse cemevi de bizimdir. Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam'ın mükellefiyetleri de bizimdir." dedi.
Tabulara sığınmanın, suni gerginlikleri ve korkuları diri tutmanın, insan ve inanç haklarına kapalı durmanın hiçbir sonunun ve sonucunun olmadığının altını çizen Bahçeli, "Geldiğimiz bu aşamada diyeceğim şudur, cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin cemevini ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazımdır." diye konuştu.
Merhum Prof. Dr. Mehmet Eröz'ün "Türkiye'de Alevilik ve Bektaşilik" isimli kitabına işaret eden Bahçeli, Ersöz'ün kitabın ön sözünde yer alan "Ülkemize birlik ve dirlik getirmesi dileğiyle, Türk ilim dünyasına sunduğumuz bu eser 35 yıllık bir arzunun ve 15 yıllık bir fikir çilesinin ürünüdür." sözlerini aktardı.
Bahçeli, Eröz'ün Türk milliyetçisi ve dava büyüğü olduğunu söyledi. Eröz'ün yazdığı kitabın zamanlar üstü ve objektif olduğunu, Alevi Bektaşi kültür geleneğini çok iyi anlattığını ifade eden Bahçeli, "Dün ne diyorsak bugün de aynı çizgideyiz. İftira ve isnatlara sırtını dayayanlar, Maraş'tan Çorum'a kadar yaşanan dış mahreçli provokasyonların iç yüzünü hala okumayanlar, bu nedenle de tarihten husumet üretmek için emre amade bekleyiş içinde olanlar emin olunuz ki bizim ilgi ve irtibat sahamızın da sonuna kadar dışındadır." değerlendirmesinde bulundu.
Nevşehir'de Hacıbektaş Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi'nin ilk etabının açılışının yapıldığını anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde, şahsımın fani hayattaki bir tasarrufunu Horasan Erenleri Dernekler Federasyonuna hibe etmemizle birlikte yaklaşık 6 bin metrekarelik alana inşa edilip ilk etap açılışı yapılan, aynı zamanda dünyanın ve ülkemizin en büyük cemevi projesi olan Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi'nin milli birlik ve beraberliğimizin nişaneleri arasında yer alması Allah'tan niyazımdır. Bu Cemevi'nin açılış tarihi Hacı Bektaş Veli'nin ebediyete irtihalinin de 754. yıl dönümüne tekabül etmiştir. Ehlibeytin aydınlık meşalesi orada yanacak, yürekleri ısıtan manevi mesajları oradan yankılanacaktır. Edep ve hürmet mektebi, muhabbet ve meşveret meclisi orada kurulacaktır. Alevi inanç ve geleneğiyle temelleri kazılan kardeşlik ve kucaklaşma ocağı, inanıyorum ki aşk ve ahlakla körüklenecektir. Manevi kurtuluşumuzun mihmandarı ve mimar başları olan ehlibeytin aziz büyüklerini saygı ve rahmetle yad ediyorum. Ehlibeyt sevdalılarına selam ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımız ile Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Mehmet Şahin başta olmak üzere, Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi'nin yapımında emeği geçen herkese huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun, uğurlu olsun, canlar hep var olsun."