26 Mayıs 2025 Pazartesi / 29 Zilkade 1446

Murat Çiçek: Bütün seçimlerde Sarıgül'e sarılıyorlar

Gündemin öne çıkan başlıkları Günün Manşeti'nde tartışıldı.

yirmidorthaber.com15 Nisan 2014 Salı 07:00 - Güncelleme:
Programdan satır başları:
 
KANLI AY TUTULMASI
 
Doğa olaylarını siyasete bağlamak
 
Murat Çiçek: Benzer bir olay 1999'daki deprem öncesinde meydana gelen güneş tutulmasında da olmuştu.Bir bağlantısı var mı bilmiyorum. Bilim adamları bunu kanıtlayabilmiş değil. Doğa olayları sonucu birşey olma ihtimali var ama bunu kalkıp da don olayı ve 30 Mart'a, MİT yasasına bağlamak neyin kafasıdır onu anlamıyorum. 
 
 
Küçük şahsi meseleleri doğa olaylarına bağlayınca komik oluyor
 
 
Melih Altınok: Çok büyük, kitlesel olaylara neden olabiliyor, doğrudur.. Mesela diyorlar ya engizisyon kuruldu arap savaşı çıktı falan filan da.. Sen kendi küçücük, dar siyasi tartışmalarını kocaman evren olaylarına bağlayınca komik oluyor. 
 
 
TWITTER YETKİLİLERİNİN TÜRKİYE'YE GELMESİ
 
 
Demek ki gerektiğinde olabiliyormuş
 
 
Murat Çiçek: Twitter'in 2 ve 3 numaralı yetkilileri görüşmeler için İstanbul'a geldi. Demek ki olabiliyormuş.. Gerektiği zaman çağırtıp görüşülebiliyormuş ya da onlar gelebiliyorlarmış.. Bunun için twitter'in kapanması mı gerekiyordu? Neticeye baktığımızda evet, böyle olması gerekiyormuş anladığımız kadarıyla. 
 
 
Bu da bir diplomasi dilidir
 
 
Melih Altınok: Net bir şekilde.. Diplomaside bazen dil budur. Ben şuna üzülüyorum. Tıpkı Başbakan'ın Davos çıkışında olduğu gibi 'Böyle dil mi olur?' falan denildi. Hayır! Diplomasinin dili içerisinde zaman zaman sertlik, zaman zaman rest ve masadan kalkma vardır. Burada da aynı. Bir tane ticari kuruluş var ve sizin ne ticari hukukunuzu tanıyor, ne insan haklarını dinliyor ne de anayasanızı dinliyor. Siz de ona 'dur bakalım! Faaliyetlerini geçici süre durduruyorum' diyebilirsiniz.. Ama buradaki arkadaşlar twitter'in ticari bir fonksiyonu olduğunu görmezden gelmeye çalıştılar çünkü bu da siyasal iktidara çakmak için bir malzemeydi. Neticede bu da bir diplomasi yöntemi bence ve bu diplomasi yöntemi üzerine ilk defa bir zahmet geldiler Türkiye'ye.. Senin de dediğin gibi gerekiyormuş bazen..
 

 

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

 BÜTÜN SEÇİMLERDE SARILIYORLAR SARIGÜL’E

Murat Çiçek, ‘Kılıçdaoğlu ne var ki zaten Cumhurbaşkanı dediğin protokol olur, bakanlar kuruluna falan toplar ama o çok ekstrem durumlarda olur, oraya temsili oturacak zaten’di yor. O şeyin olayın değil1 yada farkında oldukları halde örtmeye çalışıyorlar her halde, sahalara ineceksiniz meydanlara ineceksiniz, adak kim olursa artık! Erdoğan,Gül, Kılıçdaroğlu belki Mustafa Sarıgülü gösteriler. Bütün seçimlerde sarılıyorlar Sarıgül’e. Beni Cumhurbaşkanı seçin diye aday karşılığında ben cumhurbaşkanı olarak şunları şunları  yapmayı vaat ediyorum diyecek meydanlara çıkıp. Bunları vaat eden bir adamın Köşke çıktığı zaman o vaatlerini elinin tersi ile itmesinin imkansızlığı söz konusu, bunların yapılması konusunda ya hükümeti zorlayacak, yada yetkileri varsa bu yetkilerini kullanarak bir şey yapmaya çalışacak, yada dediğim gibi uyumlu bir şekilde çalışmak adına söylediklerini yutacak Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi sembolik devletin en üst düzeydeki ismi olacak.

 

HALKTAN KORKTUKLARI İÇİN SİVİL ADAYLARDAN UZAK DURUYORLAR

Melik Altınok, Hangi seçilmiş bu konumu içine sindirir. Yüzde 50 ile aktör olacak ben temsilen geldim demeyecek başbakandan bile fazla oy alarak oraya gitmiş olacak! Kılıçdaroğlu farkında değil artık seçimle geliyor cumhurbaşkanlığı, artık bu değişimi anlaması gerekiyor ama o noktada değiller! Kılıçdaroğlu hala şunu diyebiliyor sivil aday olsun. O devir bitti! Siz bunu yaptınız siyasiler gelmesin gelmesin dediniz 2000 yılında Sezer’i çıkartınız. Siyasetten çok müthiş bir korku var ya “Halkı boş bırakırsan ya davulcuya ya gidiyor ya da zurnacıya” diyor bunlar. Cuntacıları, eski askerleri, eski bürokratları aday gösteriyorlar halk gidiyor içinden çıkmış sivil siyasetçileri çıkarıyor, getiriyor iktidar yapıyor. Bundan çok korktukları için “sivil” terimide evrensel anlamın çok ötesinde kullanıyorlar. Sezer onlara göre sivildi. Sezer’in gelmesi ile birlikte bu ülkede bürokrasi ciddi biçimde güç kazandı, sivil siyaset eridi!

 

ERDOĞAN'IN KARŞISINA HUHALEFET ÇIKIP "ADAYIM" DEMELİ

Melik Altınok, Kılıçdaroğlu şu an tutarlı bir şey söylüyor sivil siyasetçi gelmesin, Erdoğan siyasetin taa göbeğinden gelen bir isim. Erdoğan gibi güçlü bir karakter aday olacak muhalefetin çıkıp şunu demesi gerekiyor, Kılıçdaroğlu onun karşısında da ben adayım demeli, mesela Bahçeli ben adayım demeli. Böyle güçlü bir adayın karşısına o bürokrat gitsin bu bürokrat gitsinle nasıl kurtarırsınız siz. Ondan sonra gelsin fiili ittifaklar, Sonra Bilgül Ayman Güler çıksın biz ne yaptık desin, CHP içinde çatlaklar, MHP içinde fokurdamalar. Muhalefet güçlü bir adayla çıkmalı, Genel Başkan düzeyinde bir aday olmalı. 

 

ÖZAL'IN ADAYLIK SÜRECİNDE HÜRRİYET AYNI MANŞETLERİ ATIYORDU

Melik Altınok, Adayın önemi olmaz olur mu? Sadece adayın önemi var! Şuan ne konuşuluyor Erdoğan konuşuluyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday konuşulur. Niye böyle yapıyorsunuz diyorlar, adam neye mi güveniyor? Medyaya güveniyor. Turgut Özal aday olduğu zaman medyada, “halkın yüzde 71’i Özal’  karşı, Özal sivil diktatör” manşetler atılıyordu.  O zamanda aynı manşetleri Hürriyet atıyordu. Şimdi diyorlar ya Erdoğan’ı yüzde 55’i desteklemiyor diye. Bu sivil dikta o zamandan başlamıştı.