4 Kasım 2025 Salı / 14 CemaziyelEvvel 1447

Murat Karayılan: Apo'nun görüşmesi yeterlidir

Kandil'de bulunan PKK'nın üst düzey kadroları içerisinde yer alan Cemal kod adlı Murat Karayılan, “Şimdi bizim bazı söylemlerimize dayanarak “PKK ya da KCK de sürece dahil olmak istiyor” diyen çevreler oldu veya böyle konuşan kişiler var. Ancak öyle bir durum söz konusu değildir. Bizim adımıza, yani KCK adına Önder Apo'nun görüşmesi yeterlidir. BDP ayrı bir siyasi oluşumdur, o da kendi rolü çerçevesinde elbette sürece ve görüşmelere dahil olabilir ama bizim adımıza Önderliğimizin görüşmeler yapması kendi başına yeterlidir.” dedi.

ŞEYHMUS ÇAKAN / STARGAZETE.COM23 Ocak 2013 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Murat Karayılan: Apo'nun görüşmesi yeterlidir
'Biz, “biz de görüşmelere katılmalıyız” gibi açıklamalar yapmadıklarını dile getiren Karayılan, “Ancak bize düşen bölümleri, yani teknik ve uygulama sorunlarını çözmek üzere, İmralı'daki görüşmeler paralelinde elbette ki farklı departmanlar oluşturulabilir. Bunlar, gereği gibi yapılır” diye konuştu.

İmralı'da bulunan Abdullah Öcalan'ın kendilerine ile direk diyaloga geçmesini isteyen Karayılan, “Bizim söylediğimiz şudur: “Stratejik kararlar ve değişim süreçlerinin uygulanması için Önderliğimizin bizlerle tartışabilme olanağının yaratılması gerekiyor. Yani Önder Apo bizlerle direk diyaloga geçebilmelidir. Sadece dar yönetimle değil, geniş yönetim yapısıyla, Kadın ve Gençlik hareketleri gibi bileşenlerle, yine gerilla güçleri ve komutanlıklar da söz konusudur. Eğer stratejik bir değişim söz konusuysa o zaman Önderliğin bizzat devreye girmesi gerekiyor.” Biz bunu söylüyoruz. Bunun doğru anlaşılması gerekiyor. Biz demiyoruz ki, “biz de ayrıca görüşmelere katılalım.” Şeklinde konuştu.

YEŞİL IŞIK YAKMADIK

Karayılan, devletin ilgili kurumlarının çeşitli kanallarla kendilerine ulaşmaya çalıştığını belirterek, “Fakat biz yeşil ışık yakmadık. Öyle bir talebimiz de yoktur. Biz Önderliğimizin bizi tam olarak temsil edeceğine inanıyoruz. Ama Önderliğimizin, kararlarını veya görüşmelerde ulaşılan sonuçları, özellikle de stratejik değişim anlamına gelecek konularda tüm yapıyı ikna etmesi gerekmektedir. Onun için de diyaloga geçmesi gereklidir. “Bu mümkün mü, değil mi” konusu da önemli ama eğer siz Önderliğimizi tüm bir hareket ve Kürt halkı üzerinde sözü geçerli olan bir lider olarak görüyorsanız, bu lider niye tecrit altında kalsın ki? Ancak onun sağlık, güvenlik ve serbest hareket etme olanaklarının yaratılmasıyla köklü ve kalıcı bir toplumsal uzlaşma zemini gelişebilir. Yoksa sen liderliğini tecrit altında tutacaksın, sadece bir TV vermekle yetineceksin, savaşçı güçlerini operasyona tabii tutacaksın, siyasi güçlerini de tutuklayacaksın, sonra da “çözüm geliştiriyoruz” diyeceksin. Böyle çözüm gelişmez. Bu ne biçim bir çözüm anlayışıdır? Bu konuda bizlerin doğru anlaşılması önemlidir. Onun için bazı izahatları yapma gereğini duydum ve altını çizerek belirtiyorum; belirttiğim bu çerçeve tüm KCK sistemi için geçerlidir. İki de bir "değişik görüşler var" diyerek gerekçeler yaratılmamalıdır. Biz buradayız, hareketin tümünden sorumluyuz ve açıkça ifade ediyoruz: Önderliğimiz hareketimiz adına her türlü görüşme yapma gücüne ve iradesine sahiptir. Ancak Önderliğimizle görüşme olanaklarının yaratılması ve Önderliğimizin sürecin gelişmesi için bizzat katkı sunması gerekmektedir”