20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Numan Kurtulmuş: GKRY'nin tutuklama kararı halt etmektir

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 24 TV canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Fatih sondaj gemisi çalışanlarına yönelik tutuklama kararına ilişkin, 'Karar halt etmektir, uluslararası hukuka aykırıdır. Fiilen böyle bir adım atamazlar' dedi.

star.com.tr11 Haziran 2019 Salı 07:00 - Güncelleme:
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş 24 TV canlı yayınında Melik Yiğitel'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
 
Kurtulmuş, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin (GKRY)  Fatih sondaj gemisi çalışanlarına yönelik tutuklama kararına ilişkin, ''Türkiye kendi hakkını kimseye yedirtmeyecektir. Uluslararası hukukta bir çentik açmaya çalışıyorlar. Onun üzerinden Türkiye'yi hukuksal olarak köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar ama yaptıkları şeyin kendisi gayri hukukidir.'' dedi.
 
İşte Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkan başlıklar.
 
YILDIRIM-İMAMOĞLU ORTAK YAYINI
 
Kamuoyunda böyle bir beklenti ortaya çıktı. Böyle bir yayının yapılması konusunda ortak bir fikir oluştu. Bu Türkiye'de bir ilk olacak ve hem İstanbul seçimlerine hem de Türkiye'nin demokrasisine ciddi bir katkısı olacağını düşünüyorum. Adaylar projelerini anlatacaklar. 
 
Binali Bey'in şöyle bir avantajı var. Çok geniş bir siyasi müktesebatı var, hizmet anlamında fevkalade büyük bir birikimi var. Sınanmış, ortaya projelerini koymuş, bu projeler üzerinden Türkiye'ye mal olmuş olan bir siyasi kimlik. ''Şunu şöyle yaparım'' dediği zaman, yapmış olduğu projelerin referansları ile konuşacak. Denenmiş, sınanmış ve milletin halen istifade ettiği hizmetler var. Dolayısıyla hizmetleri, projeleri anlatma bakımından Binali Bey avantajlı
 
 
DEVLET BAHÇELİ'NİN KÜÇÜKKAYA AÇIKLAMASI
 
Sayın Devlet Bahçeli'nin kendi görüşüdür. Binali Bey'e destek vermeye devam ediyor. Ben de bu tutarlılığı ve açık tavrı dolayısıyla kendisine çok teşekkür ediyorum.
 
''VALİYE VE DEVLETE HAKARETTİR''
 
Siyasetçiler biraz sabırlı olmalı. Her zaman her şey istedikleri gibi gitmez. Bu bir VİP skandalı değil. Bu yapılan açıkça valiye ve onun üzerinden devlete yapılmış bir hakarettir. Sürekli gülen CHP adayının maskesi karşılaştığı ilk sorunda düştü. Bu yapılan haksız bir şeydir, hadsiz bir şeydir, seviyesiz bir şeydir. Vali Bey tutankalarla birlikte Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Kendi hakkını ve kendisi üzerinden kamuya yapılan bu saldırıya karşı, devletin hakkını koruyacak bir adım atmış oldu. Madem böyle bir yanlış yaptı, özür dilemeyerek ikinci bir yanlışlıkla pozisyonunu sürdürmemesini tavsiye ederim.
 
İmamoğlu'nun bilinmeyen bir isim olması kendisi için bir avantajdı. Kendisine böyle gülen, sempatik bir rol biçilmiş. Daha önce esnafla vs de münakaşaları oldu. Sinirlendikçe, halkın içerisine girdikçe her şey istediğiniz gibi olmaz. Dolayısıyla siyasetçiler sabırlı olmalı.
 
İMAMOĞLU'NA FETÖ-PKK DESTEĞİ
 
Terör örgütleri PKK ve FETÖ'nün Ekrem İmamoğlu üzerinden siyasete asıldığını halkımızla paylaşıyoruz. Ben kendisine şu çağrıyı da yapıyorum. Madem bunu inkar ediyor kalksın, ''Bizim PKK ve FETÖ'nün desteğine ihtiyacımız yoktur, bunların ikisi de illegal yapılardır, terör örgütleridir. Bunlarla hiç bir işimiz yoktur.'' desin. Bu yapılar İstanbul'da kendilerine yakın olanları seçimde İmamoğlu'na yönlendirmeye çalışıyor. 
 
GKRY'NİN SKANDAL TUTUKLAMA KARARI
 
GKRY'nin tutuklama kararı halt etmektir, uluslararası hukuka aykırıdır. Fiilen böyle bir adım atamazlar. Türkiye kendi hakkını kimseye yedirtmeyecektir. Uluslararası hukukta bir çentik açmaya çalışıyorlar. Onun üzerinden Türkiye'yi hukuksal olarak köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar ama yaptıkları şeyin kendisi gayri hukukidir. Çünkü Türkiye orada bir oldubitti yapmıyor. Kendisinin  münhasır ekonomik bölgesinde arama faaliyetlerinde bulunuyor. Bu çok tabii bir hakkıdır. BM'nin de bu konuda Türkiye'nin haklılığını teyit edeceğini biliyoruz. Rumlar birileri adına, belki bu küresel senaryonun bir parçası olarak ''buradan acaba nasıl sonuç alırız, nasıl Türkiye'yi geriletiriz'' çabasındalar. Bu büyük bir mesele değil ama Türkiye'nin önüne büyük bir mesele gibi getirmeye çalışıyorlar. Böylece Türkiye istikametinde yükselmek yerine, Rumlar tarafından ortaya konulan bir sorunla uğraşan bir ülke haline gelsin istiyorlar. Rumlar kendi güçlerine güvenerek bunu yapmıyorlar, yoksa cürmü kadar yer yakarlar.
 
Doğu Akdeniz'de yaşananları Suriye savaşından ayırmayın. Bağımsız, güçlü bir Türkiye istenmiyor.
 
S-400 ÜZERİNDEN F-35 ŞANTAJI
 
Bunların hepsinin ben birbirileriyle bir şekilde bağlantılı olduğunu görüyorum. Bu mesele sadece S-400, F-35 meselesi değildir. Türkiye'nin bir savunma ihtiyacı var. Biz de müttefikimiz ve 1952'den beri NATO çerçevesinde iş birliği yaptığımız ABD'ye diyoruz ki, ''Gelin bu ihtiyacımızı sizden temin edelim. Onlar da ''hayır'' diyorlar. ''Siz PKK ile PYD ile mücadele ediyorsunuz veremeyiz'' diyemedikleri için, senato müsaade etmiyor gibi bahanelerle vermiyorlar. Ama bizim ihtiyacımız var. O zaman Ruslarla iyi bir anlaşma yapıp oradan alacağız konusunda ''Hayır! oradan da alamazsınız'' diyorlar. 
 
Asıl mesele şu ''Türkiye Batı eksenininden kayıyor mu?'' diyorlar. Ancak anlamadıkları Türkiye'nin bir tane ekseni var o da kendi ekseni. Türkiye bu coğrafyada Doğu'nun ya da Batı'nın Peyki olarak ayakta duramaz. Türkiye kimsenin menfaatlerinin peşinden asla gidemez. Kendi milli menfaatlerini korumak, bağımsız, güçlü müktedir bir Türkiye olmak mecburiyetindedir. Dolayısıyla biz kendi eksenimizi tahkim ediyoruz. NATO müttefikliği konusunda en büyük bedeli ödeyen ülke Türkiye. Ancak nimetlerinden de en az faydalanan yine Türkiye. Meselenin birinci noktası budur.
 
Meselenin ikinci noktası ise, biliyorlar ki sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde güçlü, büyük Türkiye istikametinde bu istikamette yürümeye devam etsin Allah'ın izniyle birkaç sene içerisinde Türkiye, milli savunma sistemleri ile kendi koruma şemsiyesini kuracaktır. Bunları esas ürküten nokta burasıdır.
 
İZLANDA'DA MİLLİ TAKIMIMIZA ALÇAK SALDIRI
 
Türkiye ilk saniyesinden itibaren olayın ciddi şekilde üstüne gidiyor. İki ihtimal var. Eğer havalimanındakiler bunu kendi başlarına yapmışlarsa, büyük bir terbiyesizlik yapmışlardır. Affedilir bir hata değildir. Ama yok Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve bunun somut hali olan Türkiye düşmanlığının bir yansıması ise, o zaman gerçekten sandığımızdan çok daha vahim bir mesele ile karşı karşıyayız. Umarım ki öyle değildir.