14 Aralık 2024 Cumartesi / 13 CemaziyelAhir 1446

Nusret Taşdeler, telekonferansla savunmasını yapıyor

Ergenekon davasında hakkında yakalama kararı bulunan Nusret Taşdeler, tedavi gördüğü Ankara GATA'dan telekonferans yöntemi ile Ergenekon davasının görüldüğü duruşma salonuna bağlanarak savunmasını yapıyor.

CİHAN23 Kasım 2012 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Nusret Taşdeler, telekonferansla savunmasını yapıyor
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında telekonferans yöntemi ile ifadesi alınan Nusret Taşdeler, hakkında yürütülen iddialara karşı diyeceklerini dile getirdi. Hakkında soruşturma yürütüldüğü ve yakalama kararı verildiği sırada orgeneral rütbesinde olduğunu ve Ege Ordu Komutanlığı görevinde bulunduğunu belirten Taşdeler, "Orgenerallik, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin barış zamanındaki en yüksek rütbesi. Ege Ordusu Komutanlığı ise Türk vatanının savunulması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerinin korunması konusunda hayati önemde görev ve sorumlulukları olan bir makamdır." dedi.

Taşdeler sözlerine, "Bu yüksek makamda bulunmanın onuru ve sorumluluklarımın bilinciyle, görevimin gereği olarak, Ege Ordusu'nu muhtemel bir harpteki vazifesini üstün başarı ile yapabileceği muharebe gücüne ve harbe hazırlık düzeyine ulaştırmak amacıyla yoğun bir tempoda çalışmakta iken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın söz konusu soruşturma ile ilgili yazısını aldım. Bu yazı ile kendimi akıl, izan, mantık ve vicdan ölçüleri içinde izahını ve kabulünü mümkün göremediğim, zihnen ve bedenen yorucu ve yıpratıcı, gurur kırıcı, itibar düşürücü, haysiyet zedeleyici bir sürecin içinde buldum." diye devam etti.

Dava dosyasında yer alan ihbar mektubunda, "2007 Eylül ayında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'un emri gereği üniversitelerden bir kısım akademisyen ve CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda şube müdürü olarak görevli kurmay albaylar Dursun Çiçek, Sedat Özüer, İlker Ziya Göktaş ve Fuat Selvi tarafından kamuoyunu yönlendirme maksatlı çeşitli belgeler hazırlandığına tanık oldum." şeklinde iddialar yer aldığını hatırlatan Taşdeler, bu iddiaları reddederek ihbar mektubunun iftira mektubu olduğunu söyledi.

Taşdeler, ihbar mektubunda yer alan ve CHP'li bazı vekillerin desteğini aldığı iddialarıyla ilgili olarak ise Başbakan askeri başdanışmanlık görevini yürüttüğü sırada, sadece görevi gereği politikacılarla görüştüğünü, bunun haricinde hiçbir politikacı ile görüşmediğini savundu.

İddianamede ileri sürülen suçlamaları 6 ana başlıkta toplanabileceğini belirten Taşdemir, "Bu davaya ismini veren "İnternet Andıcı" ile hiçbir ilgim, bu andıç hakkında hiçbir bilgim, söz konusu andıçta ismim, imzam veya parafım, Andıç muhteviyatında şahsıma herhangi bir atıf bulunmamaktadır. İnternet Andıcı, benim Genelkurmay Harekât Başkanlığından ayrılmamdan sonraki bir tarihte hazırlanmıştır. İddianame'de, bu konuda şahsıma yöneltilen herhangi bir iddia veya suçlama yoktur." şeklinde konuştu.

İrtica İle Mücadele Eylem Planı, evrak imha ve bilgisayar silme konularıyla bir ilgisinin de olmadığını da söyleyen Taşdeler, "Bu konulara ilişkin bilgim yoktur. Zaten iddianamede de, bu konulardaki eylem ve faaliyetlerin, benim Genelkurmay Harekât Başkanlığı'ndan ayrılmamdan sonraki tarihlerde vuku bulduğu iddia edilmekte, bu konularda şahsıma yöneltilen herhangi bir iddia veya suçlama bulunmamaktadır." dedi.

Taşdeler, "26'ncı Genelkurmay başkanımızın, her rütbeden muvazzaf ve emekli general, amiral, subay ve astsubaylarımız ile sivil memurlarımızın, askeri yargı mensuplarımızın, bir Cumhuriyet başsavcımızın, milletvekillerimizin, bir siyasi parti genel başkanımızın, üniversite rektörlerimizin, profesörlerimizin, öğretim üyelerimizin, akademisyenlerimizin, doktorlarımızın, avukatlarımızın, gazetecilerimizin, yazarlarımızın, televizyoncularımızın, sendikacılarımızın, polislerimizin, hasılı hemen her yaştan, meslekten, sosyal konumdan, kadın ve erkek vatandaşlarımızın, 'Silahlı terör örgütü kurucusu, yöneticisi, ara yöneticisi veya üyesi oldukları' iddiasıyla yargı karşısında bulunduklarını, üstelik tutuklu olarak yargılandıklarını dikkate aldığımızda, bu tespitin ne kadar doğru ve yerinde olduğu ortaya çıkmaktadır.' ifadesini kullandı.

Kendisinin 11 Ağustos 2007- 20 Ağustos 2008 döneminde Harekat Başkanlığı yaptığını belirten Taşdeler, "Yani Başkanlığım internet sitelerinin 1999-2009 yılları arasındaki on yıllık faaliyet sürecinin, 2007-2008 dönemindeki yaklaşık bir yıllık bölümüdür. Bilgi Destek Dairesi bünyesindeki tespit edilebilen ilk internet sitesi 14 Mart 1999, son İnternet Sitesi ise 24 Mayıs 2007 tarihinde açılmıştır. Benim görev sürem içerisinde, açılan veya kapatılan herhangi bir internet sitesi yoktur. Esasen söz konusu İnternet Sitelerinin açılması ile ilgili olarak hiçbir şahısa, herhangi bir suçlama da yöneltilmemiştir. Harekât Başkanlığım döneminde, internet siteleri ile ilgili faaliyetin yürütülme usul ve esaslarında herhangi bir değişiklik yapılmamış, 11 Ağustos 2007 tarihinde devralınan sistem bir yıl süreyle aynen devam ettirilmiştir." dedi.

Sanık Taşdeler, "Bu durumda Harekât Başkanının, Bilgi Destek Dairesinin internet siteleri ile ilgili faaliyetlerinden dolayı suçlanmasının haklı ve doğru bir davranış olduğunu iddia etmek de mümkün ve uygun olmasa gerektir." şeklindeki iddiasını da dile getirdi.