19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

''O operasyon Deniz Feneri'ne değil, Cumhurbaşkanımıza yönelikti''

Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Cengiz, Deniz Feneri'ne yönelik operasyonla ilgili, 'AK Parti hükümetine ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yapılmış uluslararası en ciddi ilk operasyondur. Bu operasyonun ana hedefi Deniz Feneri değildir, Deniz Feneri aracıdır.' dedi.

27 Haziran 2022 Pazartesi 11:16 - Güncelleme:
''O operasyon Deniz Feneri'ne değil, Cumhurbaşkanımıza yönelikti''

Deniz Feneri'nin 25. yıllık serüvenini anlatan "Sönmeyen Işık: Deniz Feneri" adlı kitapta, dünyanın dört bir yanından onlarca iyilik hikayesine yer verildi.

Kitapta, 25 yıllık serüvenle ilgili bir röportajına yer verilen Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Cengiz, dışarıda Türkiye düşmanları içeride FETÖ'nün derneğe yönelik operasyonunu anlattı.

Cengiz o röportajda, şu ifadeleri kullandı:

Evet, bu operasyon bana göre Ak Parti hükümetine ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yapılmış uluslararası en ciddi ve ilk operasyondur. Bu operasyonun ana hedefi Deniz Feneri değildir, aracı Deniz Feneri'dir.

Bunun sebebi de Deniz Feneri'nin oluşturduğu güçlü marka ve bu toplumda oluşturduğu olumlu manadaki karşılıktır. Yani Deniz Feneri üzerinden hükümete yapılacak bir operasyonla da toplumdan çok ses geleceğini iyi hesap etmişler.

AK Parti hükümetini buradan biraz daha fazla hirpalayacaklarını planlamışlar. AK Parti hükümetine ve Cumhurbaşkanımıza yapılan ilk ciddi operasyon Deniz Feneri üzerinden yapılmıştır. Operasyonu Almanya'da 2007 yılında başlattılar. 2008 yılında Ergenekon-Balyoz sürecine de denk gelmişti, onun da karşısına koyarak 2008 yılında Türkiye'de devam ettirdiler.

"BUNLAR İBRET VESİKASI OLARAK TARİHTE YERİNİ ALACAK"

Bu süreç devam ederken 2009 yılının Temmuz veya Ağustos ayıydı: başta derneğin başkanı sıfatıyla Engin Bey olmak üzere, Deniz Feneri Derneği'nin yönetim kurulu üyeleri teker teker Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli sıfatıyla Almanya'daki soruşturmaya bağlı olarak Türkiye'de yürütülen soruşturma kapsamında ifadeye çağrıldılar. Ben de hukukçu olduğum için yönetim kurulu üyesi olarak "Başkanım ben size eşlik edeyim." dedim.

Birlikte gittik, 6-7 saat Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nda ifade verdi Engin Bey. Çıktığında moralinin çok bozuk olduğunu, çok yorgun olduğunu gördüm. Zaten o iki yıllık süreç içerisinde yaşadıklarımız ciltler dolusu kitaba sığmaz. Çünkü bizim bu operasyona dair odalar dolusu arşivimiz var. İnşallah bunlar ileriki zamanlarda ibret vesikası olarak tarihte yerini alacaktır.