
Bir şarkı vardı...
"Şov yapma, şov yapma.
Fark etmez anladık seni" diyordu...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Demetevler pazarından yansıyan görüntülerine bakınca o aklıma geldi.
Zira tezgah kursan bu kadar olmaz diyeceğimiz bir video izledim. Bamya satan esnaf Özel'e sitem ediyor.
"Domates 15 lira olur mu, tarladan üç liraya bunu veren köylü ne yiyecek?" Diye soruyor.
Sonra diyor ki "Kiraz da 600 lira millet nasıl kiraz yiyecek?"
Özel, satıcıya bunlar ilk seçimde gidecek mesajları veriyor.
Hayat pahalılığından dem vuruyor.
O sırada yan taraftan bir başka kadın "ben daha hiç şeftali yemedim" diye isyan ediyor.
Partililer kadını teskin ediyorlar.
Şimdi kimsenin günahını alacak değiliz.
Ancak geçmişte CHP'lilerin şovları insanın aklına gelmiyor değil. Ama biz yine de tüm bu sitemlerin samimi olduğunu düşünelim ve adım adım gidelim.
Fotoğrafı da o yüzden Özel'in domates tezgahı başındaki pozundan seçtim. Zira tezgahta salkım domatesin kilosu 25 lira yazıyor. Şimdi seçimleri "domates, patates 50 lira oldu" söylemiyle kazanan CHP'nin domates fiyatlarındaki düşüşe üzülüp üzülmediği tartışılır.
Bu arada esnafa ben de katılıyorum.
Bir Niğdeli olarak net söyleyebilir ki, 7 kilo patatesin 100 lira olması da normal değil, domatesin, salatalığın 15 lira olması da...
Bir regülasyon ihtiyacı olduğu kesin...
Ancak elindeki ürünü fahiş fiyatla satarken parasına para katanların ürün rekoltesindeki artış sebebiyle fiyatlar düşünce de bu kadar isyankar olması ayrı bir tartışma konusu...
Yani aslında her daim hakkaniyet terazisinde konuyu tartsak sanki işler daha iyi olacak..
Ama benim beklentim CHP Genel Başkanı Özel'in vatandaş gibi durumdan şikayetçi olması değil, çözüm üretip anlatması...
Öte yandan muhalefet medyasında bir kiraz sevdasıdır almış başını gidiyor... 600 liraya kiraz mı olur haberleri yapılıyor?
Özel'in önüne çıkan pazarcı da "millet kiraz yiyemiyor" diye şikayet ediyor. İyi de 36 kenti don vurdu. Kiraz ağaçlarında çiçekler kurudu. Meyve vermedi.
Elinde kiraz olan da şu an vurgunculuk yapma peşinde, yoksa 600 liraya kiraz satmanın mantıklı bir açıklaması olamaz.
Kendi adıma söyleyeyim vurguncuya pirim verecek değilim.
Karpuzun kilosu 7 liraya düşmüşken hele de kavun, karpuz yerim... Bu yıl da kiraz yemeyiveririm.
Dünyanın sonu da değil yani...
Bu arada hükümetin 36 ilde bahçesini don vuranlara destek verdiğini görmezden gelenler sadece feryat figan haberciliği yapıyor. Özel de peşlerine takılıp siyaset yapıyor.
Dertleri gerçekten milletin derdiyle dertlenmek olsa vallahi susup oturacağım.
Ama Özel ve muhalif medya CHP'li belediyelerin beceriksizliği sebebiyle millet tankerle su beklerken, yolundan kanalizasyon akarken, çöp dağları içinde kalmışken görmezden geliyor.
Özetle meseleyi başladığımız gibi bitirelim...
"Şov yapma, şov yapma, fark etmez anladık seni"
Takdir milletin elbette...

SEVR HAYALİ KURANLAR
En sonda söyleyeceğimi ilk başta söyleyeyim.
Kitabın ortasından konuşalım.
Lozan'ı tartışmaya açıp, Sevr hayali kuranlar avcunu yalar.
Türkiye'nin üniter yapısı, bölünmez bütünlüğü tartışmaya kapalıdır.
Ama yine de suni de olsa gündemde bir Lozan tartışması var.
Türkiye'nin "Kırmızı Bülten"le aradığı PKK'nın Avrupa kolundaki elebaşlarından Lozan'da terör yandaşlarını eyleme çağırması dikkat çekici bir gelişmeydi.
Terör elebaşı "100 yıl önce kaybettiklerimizi geri alacağız" diye hayal alemindeymiş gibi konuşuyor.
Bu süreçte PKK'nın bir başka elebaşı Cemil Bayık'tan ilginç bir açıklama geldi... Bayık, "Bazı uluslararası güçler bize 'Eğer ayakta kalmak istiyorsanız Öcalan'dan vazgeçeceksiniz. Kendinize yeni bir önder belirleyeceksiniz, aksi takdirde altı ay kadar ömrünüz var.' dedi." Şeklinde konuştu.
Belli ki İmralı'daki terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ın son videosu özellikle Avrupa'daki bazı ülkelerin, İsrail'in kimyasını bozmuş.
Örgüte baskı yapmaya çalışıyorlar.
Zira Öcalan, örgütün fesih kararıyla ilgili süreçte,
"Ulus devlet, konfederasyon, federasyon gibi bir taleplerden vazgeçtik" mesajı vermişti.
Şimdi PKK'yı, PYD'yi kukla olarak kullanmaya devam etmek isteyen güçler Öcalan'ın üstünü çizmeye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli durumun net olarak farkında ve bu durum mesajlarına da yansıyor.
Bahçeli'nin, "Terörsüz Türkiye adımları sağlam şekilde atıldıkça saklandıkları deliklerden birer ikişer ortaya çıkan fitnecilerin bayağı tehditlerini bozmak tuzaklarını işlevsiz hale getirmek için teyakkuz halindeyiz" sözlerini buraya not düşelim.
Yine aynı şekilde Erdoğan, Suriye'deki terör örgütü PYD elebaşlarını "İsrail'in ipiyle kuyuya inenler, çok büyük bir hesap hatası yaptıklarını er ya da geç anlayacaklardır. İfadeleriyle net bir şekilde uyarmıştı.
Erdoğan'ın, Şunun da bilinmesini isterim: Tıpkı sınırlarımız içindeki Kürt vatandaşlarımız gibi, Suriye'deki Kürtler de bizim özbeöz kardeşimizdir, canımızdan bir parçadır, evelallah
onların da Siyonizm'in sofrasında meze olmalarına müsaade etmeyeceğiz." Açıklaması bizim üstümüze hesap yapanlara net bir mesaj... Bu süreçte CHP Genel Başkanı Özel'in "Üniter yapıdan ve Lozan'dan taviz yok" açıklaması beni umutlandırdı. Bu yüzden Özel'in "Terörsüz Türkiye Komisyonu" için kurulacak masadan kaçmak değil o masaya koşarak gidip oturması gerekiyor.
Hele ki MİT Başkanı İbrahim Kalın kendisine 1 saat 45 dakika boyunca tüm tehditleri anlatmışken...

KARANLIK ZİHNİYET
Öyle bir kitle oluştu ki memlekette cehalet yüklüler, ne acıdan anlıyorlar, ne laf dinliyorlar. Kendi doğruları var.
O doğruları da sosyal medyadan edindikleri zehirli fikirlerle edinmişler.
En son 10 şehit verdiğimiz yangın faciasında ortaya çıktılar.
Memlekette yaşanan her acı üstünden "Erdoğan'ı nasıl yaralayabilirim?" diye kafa yoruyorlar.
Aynı anda, Birbirinin kopyası ifadeler, söylemler fotoğraflar dolaşıma sokuluyor.
Bakın 10 şehit verdiğimiz gün NASA haritasına yansıyan orman yangınlarının durumu aslında söze gerek bırakmıyor.
Aynı gün Kıbrıs Rum Kesimi'nde de can kayıpları yaşandı.
Bu yıl ekipler 4 bin 112 yangına müdahale etti...
Hani söylemesi kolay ama mücadele etmesi inanılmaz zor.
Ekiplerimiz 11 dakikada ilk müdahaleyi yapıyor.
Dünya standartlarında, gerçekten çok gelişmiş bir hava filomuz var.
Orman yangınlarında habercilik yapmış biri olarak şunu söyleyebilirim.
Tüm olay saniyeler içinde oluyor.
Alevlerin sizin yanınıza gelmesine de gerek yok.
Kuvvetli bir rüzgarla öyle bir sıcak hava dalgası geliyor ki nefesinizi kesiyor... Adım atacak gücünüz kalmıyor.
Hani ciğerinin yanması deyiminin mecazi değil de gerçek karşılığını yaşıyorsunuz. Tüm bunlara rağmen elbette 10 canımızı kaybettik.
Afyonkarahisar ve Eskişehir Başsavcılıkları soruşturma başlattı.
Varsa eksiği kusuru olan hesabını elbette versin.
Ama bilmeden, dinlemeden, anlamadan herkesi kılıçtan geçiren kitle ömrümüzü yediniz...