Ağrı Emniyet Müdürlüğü, 8 Aralık 2011 günü düzenlenen operasyonda uyurken yakaladığı PKK'nın Tendürek sorumlusu 'Serkeş' kod adlı Zafer Zal'ın itirafları üzerine il merkezinde çeşitli noktalara baskınlar yaptı. Patnos ilçe merkezindeki Yunus Emre Mahallesine 18 Haziran 2012 günü operasyon düzenleneyen polis, sözde Patnos bölge sorumlusu olan Suriyeli Hasan Nabo'yu bir evde yakaladı. Aranan Suriyeli teröristin üzerinde Uzi marka suikast silahı, susturuculu tabanca, el bombası bulundu. Suriyeli terörist sorgusunun ardından 19 Haziran 2012 günü tutuklanarak cezaevine gönderildi.
'Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, silahlı terör örgütüne üye olmak, cebir tehdit veya hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs etmek, nitelikli yağma' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 80 yıla kadar hapis cezası istemi ile yargılanan Hasan Nabo, dün yargıç karşısına çıktı. Suriye'nin Arfin kentinde doğduğunu anlatan Hasan Nabo'nun çok güzel Türkçe konuşması Mahkeme heyetinin dikkatini çekti. Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, "Çok güzel Türkçe konuşuyorsun. Bizim Türkler senin gibi Türkçe konuşamıyor. Nerede öğrendin?" diye sordu.
ASKER BİZİ ÖLDÜRMEDİ BİZ DE ASKERİ
Bunun üzerine Suriyeli Hasan Nabo, "Örgütte Türkçe konuşuluyor. Orada öğrendim" dedi. Duruşmada, Türkçe savunma yapan Hasan Nabo, Türkiye'ye 2004 yılında geldiğini, ilk olarak Patnos ilçesinde Bölge Trafiğe saldırı eylemini gerçekleştirdiğini itiraf etti. Eylemi, Sidar ve Botan kodlu iki kişiyle yaptıklarını bildiren Nabo, "Irak'tan talimat geldi. 'Eylem yapacaksınız' dediler. Ben eylem yapmak istemiyordum. Çocukken 'okuyup avukat olacağım, insanların haklarını savunacağım' diye hayallerim vardı. Hedef alınarak ateş edilmedi. İsteseydik rahatlıkla binayı roketle vurabilirdik. Amacımız öldürmek değil ses getirmekti. Çakırbey köyünde örgüt, Hacı Ramazan'a çalıştırması için para vermişti. Patnos ile Tutak arasında Kervetin kırsalında 2009'da askerler operasyon yapmış bizi arıyorlardı. Aşırı yağmur başladı. Bütün askerler bir naylonun altına girdi. 10'dan fazla asker vardı. Biz istesek hepsini aynı anda tarayıp öldürebilirdik, yapmadık. Arkadaşımla beraber oradan uzaklaşıp mağaraya gittik. Yağmur durduktan sonra askerler bizim kaldığımız mağaraya geldi. Mağara iki katlıydı, biz alt katındaydık. Asker, deliği farketti ve komutanı çağırdı. Sadece üst kata bomba attılar. Komutan insancıldı. Karanlık oldu, dışarı çıktık. Yine 10 asker önümüzde gidiyordu. Onlar bizim ölümümüze neden olmadıkları için biz de onları öldürmedik" diye konuştu.
BAŞKANLA SURİYELİ TERÖRİSTİN DİYALOĞU
Daha sonra Hasan Nabo, Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya'nın sorularını şöyle yanıtladı:
Başkan Kahya: Kandil'in sıkça bombalandığını duyuyoruz. Nasıl bir yer orası?
Hasan Nabo: Küçük grupların kaldığı düzenli bir yer
Başkan Kahya: Örgüte nasıl katıldın?
Hasan Nabo: 16-17 yaşında Suriye'nin Afrin şehrinde bir köyde yaşarken örgüte katıldım. Köyde yaşayan halk PKK ile birlikte hareket ediyordu. PKK'lıların kılık kıyafetlerinden ve gördükleri itibardan etkilenerek örgüte katılma kararı aldım. 10 kardeşiz ama sadece ben örgütteyim. Afrin'de kapalı odalarda, daha sonra Kandil'de silahlı eğitim gördüm. Suriye'de PYD ve PKK etkilidir. 2004 yılına kadar Kandil'de kaldım. Bu süre içerisinde Talabani kuvvetleriyle silahlı çatışmalar oldu.
Başkan Kahya: Eşin ve çocuğun var değil mi? Biliyorum olduğunu. Delikanlı adamsın niye olmasın hanımın?
Hasan Nabo: Gerçekten yok. Neredeler getirin bi göreyim.
Öte yandan Suriyeli Nabo'nun tutukluk durumunun devamını uygun gören mahkeme, duruşmayı erteledi.