Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni normalleşme planına göre 1 Haziran itibariyle ülke genelinde uygulanan kısıtlamanın büyük bir bölümü kaldırılıyor. Buna göre restoran, kafe, pastaneler açılacak. Ayrıca deniz turizminde uygulanan kısıtlamalar da sona erecek. Yeni kararları değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Servet Kayhan, bu süreçte salgının yayılmaması için uyarılarda bulundu.
KONTROLLÜ NORMALLEŞMEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Türkiye’de yaklaşık 3 aydır Covid-19 hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kayhan, pandeminin ülkemizde başlamasıyla birlikte haziran ayında kontrollü normal yaşama geçilebileceğini öngördüklerini belirtti. Halen yeni tanı konulan günlük vaka sayısının azımsanamayacak bir düzeyde olduğunu aktaran Prof. Dr. Kayhan, “Kontrollü normalleşme olsa bile koruyucu önlemlere dikkat edilmesi gerekiyor. Sosyal mesafe kuralına uymak önemli. Çünkü virüs, solunum yoluyla bulaşıyor. Çevremizde hasta kişiler olabileceğini her zaman aklımızda bulundurmalıyız. Sokağa çıkarken ağız ve burnu kapatacak şekilde maske takmak ve hijyen kurallarına uymak, bu dönemde asla ihmal edilmemesi gereken bir husus. Eve gelince, yemeklerden önce ve eller çevre ile temas etmişse hemen sonrasında bol sabunlu suyla veya dezenfektanlarla ellerin temizlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
“KAPALI ALANLARDA YEMEK YEMEYİN”
Normalleşme sürecinde sosyal mesafe kuralının tek başına yeterli olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Kayhan, “Kapalı ortamlarda temiz hava akımının olmaması bir dezavantaj olup maske takılmadığı durumlarda klima aracılığıyla çevremizdeki taşıyıcı kişilerden virüs bulaşma ihtimalini göz önünde bulundurmalıyız. Restoran ve kafelerde kapalı alanlarda değil, açık alanlarda oturmayı tercih etmeliyiz. Özellikle yemek yerken kapalı ortamda bulunmak ve virüs taşıyan kişilerle aynı havayı solumak riskli olduğu için diğer insanlarla aramızda mesafe olmasına dikkat edelim. Yemek yerken veya bir şeyler içerken maske takmak mümkün olmadığına göre temiz havanın olduğu ve kalabalığın olmadığı ortamlarda yeme-içme faaliyetlerinin yapılması önerilir. Restoran ve kafelerde tek kullanımlık çatal, bıçak, kaşık gibi ürünlerin kullanılması hijyen açısından tercih edilmelidir” ifadelerini kullandı.
KORONAVİRÜSLE ERKEN VE ETKİLİ MÜCADELE EDİLDİ
Türkiye’nin, aldığı önlemlerle salgınla başarılı bir mücadele sergilediğini aktaran Prof. Dr. Servet Kayhan, “Hiçbir hastamızı hastanelerden geri çevirmek veya gerektiğinde yoğun bakıma alamamak gibi bir durumumuz olmadı. Bu konuda bazı ülkelerde kötü örneklere şahit olduk. Ülke olarak biz hastalarımıza erken dönemde tanı koymayı ve tedaviye başlamayı başardık, 65 yaş üstünü iyi koruduk, kronik hastalıkları iyi yönettik. Hastalığa erken dönemde tanı konulması ve tedavide kullanılan bazı ilaçlara (hidroksiklorokinin ve favipiravir) erken dönemde başlanması, ölüm oranlarını düşürmektedir. Hastalık ilerledikten sonra bu ilaçların çok yararının olmadığını, hatta yan etkilerinden dolayı ölüm riskini artırdığını düşünüyorum” dedi.
“PANDEMİ HENÜZ BİTMEDİ”
Bağışıklık sisteminin güçlü olmasına vurgu yapan Prof. Dr. Kayhan, “Spor yapmak, düzenli ve yeterli süre uyku uyumak, bol sıvı tüketilmesi, taze sebze ve meyvelerle sağlıklı beslenmek; bağışıklık sistemini güçlü tutmak için önemli. Virüsle her an karşılaşabiliriz, bunu unutmamak lazım. Pandemi henüz bitmedi; Brezilya, Rusya ve Amerika gibi ülkelerde pandemi ağır bir şekilde devam ediyor” diye konuştu.
“KALABALIK OLMAYAN YERLERDE DENİZE GİRİN”
Kişisel önlemlere dikkat etmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Kayhan, “Dışarı çıkılmayacak, tatil yapılmayacak, seyahat edilmeyecek diye bir şey yok, bunları tabii ki yapabiliriz ama bağışıklık sistemimizi her zaman sağlam tutmalıyız ve gerekli kişisel koruyucu önlemleri asla terk etmemeliyiz. Bir süre daha sosyal mesafe kurallarına uyarak yaşamaya alışmalıyız. Tatile gidileceği zaman da çevrede hasta veya taşıyıcı kişilerin varlığı ve yakın temas kritik konulardan birisi. Kalabalık olmayan ve temiz olduğundan emin olduğumuz yerlerde denize ve havuza girilebilir. Temiz su akımı sağlanıyorsa ve ortamın havası temiz tutuluyorsa, başkaları yokken havuza girilmesinde bir sakınca yok. Havuzlardaki klorlu su, virüse karşı da etkili olabilir. Fakat yakın çevrede taşıyıcı veya hasta kişilerin olabileceğinin unutulmaması gerekir” ifadelerini kullandı.