MASAK, hazırladığı yeni raporda, yolsuzluktan tutuklanan İmamoğlu ve yakınlarının rüşvetle 25 villa, daire ve ofis sahibi olduklarını tespit etti. Raporda, kaynağı belirsiz para transferlerine de dikkat çekiliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'na gönderilen raporda, "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunun 7 ayrı eylem üzerinden" incelendiği ifade ediliyor.
Rapora göre Sarıyer'deki 2 villa, görünüşte bir şirket üzerinden satın alınmış gibi gösterilse de gerçekte İmamoğlu ile bağlantılı isimler adına alındı. Satış işleminin Ali Nuhoğlu tarafından faturalandırıldığı, fakat bedelin perde arkasından Tuncay Yılmaz tarafından ödendiği belirtildi. Villalar üçüncü şahıslar adına tescil edilerek fiili sahiplik gizlendi.
MASAK, 21 milyon 330 bin TL'lik nakit hareketliliğe dikkat çekti. Şüpheliler, finansal izlerini gizlemek amacıyla paravan isimler kullandı. Tapuda görünen isimler ile gerçek kullanıcılar arasındaki uyumsuzluğun, aklama faaliyetinin organize biçimde yürütüldüğüne işaret ettiği belirtildi.
Beylikdüzü Marina'daki bir konut alımı sırasında yaşanan para hareketi dikkat çekici bulundu. MASAK, 7 milyon TL'lik fonun Tuncay Yılmaz'a ait şirketler aracılığıyla yönlendirildiği, faturalı alım ile gerçek kullanıcı arasında bağ kurulamadığını tespit etti.
Adem Soytekin tarafından İstanbul'da alınan 14 ofisin ödemesi şüpheli bulundu. MASAK'a göre bu taşınmazların kamuya açık hiçbir finansal kayıtla örtüşmemesi, kara para aklama şüphesini pekiştirdi.
İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu üzerine geçirilen 4 konutun parası, üçüncü kişi tarafından ödendi. MASAK, fiili kullanıcı ile ödeme yapan kişi arasında hiçbir organik bağ kurulamadığını belirtti.
35 milyon 220 bin 151 TL'lik nakit hareketi, kamu kaynaklarıyla ilişkili olabileceği şüphesiyle raporda ayrı bir başlıkta işlendi. Bu meblağın Tuncay Yılmaz kontrolündeki şirketlerden yönlendirildiği belirtilerek, devlet ihaleleriyle muhtemel bağlantıların incelenmesi önerildi.
Yurt dışından Mehmet Selim İmamoğlu'na gönderilen 637 bin 106 Euro'luk (29 milyon TL) para transferinin açıklamasız olduğu, herhangi bir ticari karşılığı bulunmadığı belirtilerek, aklama suçunun maddi unsurunu doğrudan oluşturduğu değerlendirildi.
Rapora göre tespit edilen toplam malvarlığı, 25 taşınmaz (villa, daire, ofis), 63 milyon 550 bin 151 TL nakit, 637 bin 106 Euro (29 milyon TL) olarak belirlendi. MASAK, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 17'nci maddesi uyarınca henüz el konulmamış varlıklar hakkında yeni tedbir kararı alınmasını önerdi. Ayrıca TCK 55 ve 60'ıncı maddeleri uyarınca müsadere taleplerinin yetkili ceza mahkemelerine iletilmesi gerektiği not düşüldü.
181 sayfalık raporda vurgunun hukuki karşılığı da değerlendirildi. Tespit edilen eylemlerden paravan kişi kullanımı, sahte belge düzenleme, mülkiyetin gizlenmesi, gelir-kaynak uyumsuzluğunun, kara para aklama suçunu gösterdiği belirtildi. TCK'nun 282'nci maddesi açısından bakıldığında, suçun hem maddi hem manevi unsurlarının oluştuğu yönünde kuvvetli kanaat olduğu belirtilerek, "Ayrıca örgütlü suç kapsamında değerlendirme ihtimali de göz ardı edilmemeli" vurgusu yapıldı.
Raporu değerlendiren uzmanlar şu değerlendirmede bulundu: "Bu rapor, bir belediye başkanının, yakın çevresinin, ticari ilişkilerinin ve kamusal süreçlerin nasıl örtülü yapılar içinde çalıştığını gözler önüne sermektedir. Hukuki sürecin seyrine göre, Türkiye siyasi tarihinin en ciddi malvarlığı soruşturmalarından biri yaşanabilir. MASAK'ın bu raporu, ilerleyen dönemde siyasetin ve yargının seyrini değiştirecek bir dönüm noktasıdır."
Bilirkişiyi hedef gösteren İmamoğlu'nun "yargı görevini yapan bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlarından 2 yıldan 4 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde görülecek duruşma önceki gün Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısındaki salona alınınca, İmamoğlu ve avukatları duruşmaya katılmadı. Bir sonraki duruşmanın salonun fiziki şartlarının elverişli olmaması ve güvenlik gerekçesiyle Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısında bulunan duruşma salonunda yapılmasını kararlaştıran mahkeme, İmamoğlu'nun salonda hazır bulundurulması için cezaevine müzekkere yazılmasına hükmetti. Duruşma 26 Eylül'e ertelendi. İmamoğlu 27 Ocak'ta bazı soruşturmalar ile kamu davalarında görevli bilirkişilerden birini, şüpheliler lehine karar verilmesi için alenen hedef göstermişti.
Silivri dün sürpriz bir görüşmeye sahne oldu. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB'deki yolsuzluk ve rüşvet ağı gerekçesiyle tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda ziyaret etti. Kılıçdardoğlu, cezaevinde başka 7 tutukluyla daha görüştü. Dün saat 12.00'de cezaevine gelen Kılıçdaroğlu, saat 16.00'da açıklama yapmadan ayrıldı. İmamoğlu'nun talebiyle gerçekleştiği öğrenilen görüşmenin, şaibe iddiaları nedeniyle yargıya taşınan CHP'nin 38'inci Olağan Kurultayı ile ilgili ortaya çıkan ses kaydından sonra gelmesi dikkat çekti. Alman İstihbaratı'na çalıştığını kabul eden FETÖ firarisi Erk Acarer'in servis ettiği ses kaydında, kurultayda divan başkanı olan İmamoğlu, ikinci tur öncesi telefonla konuştuğu Kılıçdaroğlu'na "Çekilin" çağrısı yapıyordu. Kılıçdaroğlu resmi olarak çekilmediği halde, bu yönde yayılan dedikoduların, delegelerin kararını etkilediği belirtiliyor.