Eleştiri oklarının hedefi olan Salih Memecan konuyla ilgili şunları söyledi: "Esasında bu karikatürün eleştiri alacağını hiç öngörmedim. Bu karikatürü ben Gezi olaylarıyla ilgili de çizmedim. Bu son olaylarla hani bir sebeplerle çocuklar çıkıyor, taş atıyorlar ve bu arada birileri ölme ihtimali beliriyor. Ve konuda yukarıdan düşerek ölen çocukla ilgili yaptım. Tam o olaydan bir kaç gün sonra çizdim o tartışmalarla ilgili konuda şu: "Birileri bu çocuk ölse de biz de burdan fayda çıkarsak, siyasi prim yapsak' diye düşünüyor ve bu çok aşağılık bir hareket. Bu Türkiye'de daha önce de yapıldı, şimdi de yapılıyor ve bunun geleneği de var. Biz hep söyleriz Sabah 12 Eylül öncesi sokak vuruşmalarında bir silahla solcular sağcıları öldürüyor, öğleden sonra aynı silahla sağcılar solcuları öldürüyor. Yani bunlar hep planlanmış, Türkiye'yi kaosa götürmek hükümeti veya yönetimi yapamaz hale gelmek. Onun için bu konuda duyarlı olmak hassas olmak gerektiğine dair bir karikatür. Orada eleştirdiğim şey adam orada çocuklara görev veren adam. Çünkü sonra o 'öleceksin' dediği çocuğun hayatı o adam için hiç önemli değil. Sen orada bir araçsın."
Mustafa Karaalioğlu ise şöyle konuştu: "Ben o karikatürden sonra oluşan atmosferden iki şey anladım. Bir tanesi şu; Birileri yani "bizim orada bir alanımız var. Orada gençler ölüyorlar o gençlerin ölümünü propagandaya dönüştürme konusunda bizi rahatsiz etmeyin, bu konuya bakmayın, bu konuyu eleştirmeyin, bu konuyu kritik etmeyin, bu konuyla ilgili görüş belirtmeyin" imtiyazı istiyorlar. Tepkilerdeki temel ana fikir o. Yani burada böyle bir durum var. "O gençler nasıl ölüyorlar, neden ölüyolar bunu sorgulamayın o bizim alanımız ve oraya dışarıdan bir müdahaleyi kabul edemeyiz" teleşı var. Karikatüre oluşan tepkilerde beni ürküten şey bu oldu. İkincisi de şu; Türkiye'de ya da herhangi bir ülkede sokağa çıkıyorsanız ki bu hakkınızdır, kendinizi ifade edersiniz vs... Ama siyasi bir hamlede bulunuyorsanız ve bu ölümlü sonuçlara yol açıyorsa siyasi eleştiriyi de göze almalısınız. Yani "hem bunları yapayım, hem de kutsal kalayım, hem bunları yapayım, hem dokunulmaz kalayım" böyle bir imtiyazı yok kimsenin. O pazara giriyor, bir oyun oynuyorsanız bu oyunun karşılığı reaksiyon almanız, eleştirilmeniz kritik edilmenizdir. Salih Memecan'ın yaptığı şey, çizdiği şey orada bir ithamda bulunmuyor, belge açıklamıyor öyle bir imkana sahip değil. Yaptığı şey olayın bir yönünü cesur bir şekilde ortaya koymak ama gördük ki başkaları söz konusu olduğunda veya kendilerinin hoşuna giden karikatür ürünleri yapıldığında aradıkları hoşgörü ve tolerans, eleştiri kendilerine yöneltildikçe bu kesimlerde yok. Benim için çok enteresan bir deneyim oldu."