Ankara'da geçen yıl binicilik eğitmeni Semanur Arslan (27), bir gökdelenin 43'üncü katında yaşayan erkek arkadaşı Ferhat D.'nin evine gitti; pencerenden düşerek hayatını kaybetti. Kayıtlara 'intihar' olarak geçen olay sırasında evde bulunan şüpheliler Ferhat D. ve Ezgi Ö., delil yetersizliğinden serbest kaldı. Arslan'ın "Herkes suçlu. Herkesi kendi vicdanıyla baş başa bırakıyorum. Mahşerde görüşürüz" şeklindeki notunu intihar delili sayan savcılık, dosyaya takipsizlik kararı verdi.
AİLE BAKANLIĞI'NDAN İTİRAZ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Arslan Ailesi'nin avukatları, soruşturmanın takipsizlik kararıyla sonuçlanmasına itiraz etti. Bu itiraz üzerine Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği, yürütülen soruşturmada bazı eksiklikler bulunduğunu ve bazı delillerin tam olarak değerlendirilmediğini belirtti.
KAPALI TELEFONDA VEDA MESAJI
Kararda, maktulün cep telefonunun şifresinin açılmadığı, telefondan elde edilen ve 'veda mesajı' olarak nitelendirilen ekran görüntülerinin ise hangi cihaz ve platformdan alındığının araştırılmadığı ifade edildi. Ayrıca şüphelilerin, mağdurun intihar edeceğine dair çelişkili beyanlarının esas alınmasının doğru olmadığı vurgulandı. Hakimlik, HTS kayıtlarının sadece tespit edildiğini, içeriklerinin analiz edilmediğini ve mağdurun sık iletişim kurduğu kişilerin ifadelerine başvurulmadığını kaydetti. Kararda, mağdurun uzun süredir görüşmediği babasının ifadesine başvurulmuş olmasına rağmen, annesinin ve kardeşlerinin dinlenmediği belirtildi. Mahkeme bu eksikliklerin giderilmesi ve ilgili kişilerin ifadelerinin alınmasının ardından soruşturmanın yeniden değerlendirilmesine karar verdi.
TIRNAKTAKİ DNA KİME AİT?
Dosyanın yeniden açılmasına hükmeden mahkeme, mağdurun tırnak aralarından tespit edilen erkek DNA'sının kimliğinin belirlenmediğine dikkat çekti. Bu örneklerin şüphelilerden alınacak DNA örnekleriyle karşılaştırılması gerektiği ifade edildi.