Gazze'deki soykırım, artık açlıkla, insanların çoluk çocuk açlığa mahkum edilişiyle sürüyor. Kimsenin durduramadığı, aslında durdurmadığı İsrail barbarlığı, sadece insanları yok etmiyor Gazze'de... Bunun ucu hepimizi yakıyor.
Vicdanlarını yitirmiş, kalplerini tüketmiş, izanları kalmamış bir yığınla dolu yeryüzü... İnsanlık mı diyelim şimdi buna? Hayvanların, ağaçların, dağların, taşların bile kabul etmeyeceği bir yıkımdır Gazze'nin yaşadığı.
Peki ya sağ kalanlar? Kimler sağ çıkıyor bu belalı süreçten? Siz de insanlığınızın gün be gün Gazze ile birlikte eridiğini hissediyor musunuz? İsrail'in Gazze'de açtığı derin girdap tüm insanlığı hepimizi diplere çekiyor. Utanç içindeyiz, yaptığımız eylemler, protestolar, ikazlar, kınamalar, sonuçsuz sarmallar gibi moral bozucu bir tekrarla sürüyor... Oysa İsrail tüm bunlarla alay edercesine, yüzsüzce, utanmazca devam ediyor karanlık yoluna...
Başka bir şeyler yapmalı!
Bir şeyler yapmalı!
Şu koskoca evrenin içinde bir toz zerresi kadar bile, kelebeğin kanadındaki pullar kadar bile bir yer tutmuyoruz halbuki. O kadar küçüğüz. O kadar kısa bir hayat sürüyoruz. Peki nedir bu kadar nefretin sebebi, bu düşmanlıklar, bu öfke, bu kibir, bu üstünlük hırsı, bu toprak tapıncı niye?
Gazze'deki vahşete, barbarlığa bakınca, belki de insanlığın son demleridir artık diyorum. Milyonarca yıldır dönen ihtiyar dünyamızda Gazze ile birlikte işlenmedik cinayet, işlenmedik hıyanet, kötülük kalmadı... Belki de insanların dönemi, bitecektir diyorum çünkü, küçücük bir şehre kıstırılmış 2 milyon Gazzelinin teker teker öldürülüşünü seyrediyoruz her gün. Bir uzaylı istilası veya kıyamet kopuşu değil Gazze'de yaşananlar. Gazze karşıtlarının ama sesli ama sessiz onayladığı bir soykırımın karşısında, tabii ki insan kalmak kolay değil. İnsan olsaydık şayet bu böyle olmazdı. İnsan olsaydı İsrailliler, ABD'liler ve diğer suskunlar elbette bu böyle olmazdı...
Demek ki Gazze'deki insanlık dramı insanlığı bitirecek güce geldi çattı...
İnsanlık yani insan kalabilme değerlerimiz ve o değerlerle tanımladığımız dünyamız aslında ne kadar boş bir levha imiş, ne kadar havai nutuklar, ne kadar kof davullar, ne kadar fasa fisoymuş...
Açlıktan adamlar yıkılıyor Gazze'de!
Açlıktan anneler ayakta duramıyor!
Çocuklar bir an evvel ölüp de cennete uçmanın hayalinde Gazze'de!
Allah'ım sanki bir ölüm küresi olmuş Gazze, ölüm yağıyor her çevrilişinde ve biz seyrediyoruz sadece...
Belki de insanların dönemi bitmiştir. Tıpkı bir zamanlar dinozorların, dev hindiba otlarının döneminin bittiği gibi belki de insanların döneminin bitmesiyle de burun burunayızdır. İyi ki yeni bebekler dünyaya geliyor bu arada.
Çünkü Tagore; doğan her bebeğin insanlıktan ümit kesmeyen Tanrı'nın bir işareti olduğunu söyler...
Evet, yıldız yıldız bebekler geliyor yeryüzüne ve şeytani bir nefret, o yıldızları söndürüveriyor. İsrail işte bunu yapıyor, tüm umutları kırıyor, insanı daha kundaktayken öldürüp, doğan çocuğa bile düşmanlığını ilan ediyor!
Öyle üzgünüm ki...