27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Silah bırakma çağrısına ilk tepkiler

Dolmabahçe görüşmesinden PKK'ya silah bırakma çağrısı çıktı. İşte tarihi gelişmeye ilk tepkiler...

28 Şubat 2015 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:

Hükümet üyeleri ile HDP Heyeti, Dolmabahçe Başbakanlık Ofisin'deki görüşme sonrası ortak açıklama yaptı. İşte çözüm süreci ile ilgili önemli açıklamaların yapıldığı ve HDP'li Sırrı Süreyya Önder'in "PKK'yı silah bırakma için kongre toplamaya çağırıyoruz" dediği o görüşmeye ilk tepkiler:

 

MEHMET METİNER - AK PARTİ  MİLLETVEKİLİ

Çözüm sürecini barışa ulaştırmak için çalıştı Cumburbaşkanımız... Bu açıklamayı çözüm süreci taçlandıracak bir açıklama olarak selamlıyorum. Demokratik siyasette çözüm yöntemleri bellidir. Demokratik diyoloji dediğimiz bir yöntemdir. HDP seçime gireceğini ilan etti. Barajı aşabilir, aşmayabilir. AK Parti'yi de çözüm partneri olarak da görüyorsa Pensilvanya'nın yanında durarak bunu yapması güveni zayıflatır. Kendi başına seçime girip kazanamazsam sokaklar karışır mesajı benimsememesi gerek bir dil olmalıdır... Barajın altında kalırsa tekrar ben parlomentoya giremedim, çözüm süreci yürümez anlayışına yaslanması kabul edilemez. Yeni bir siyasal tarzda karar kılmalı.

BÜLENT TURAN - AK PARTİ MİLLETVEKİLİ

"Şehit haberleri geldiğinde yüreğimiz sızlar, evden dışarı çıkmak istemezdik. Talep eylemsizlik değil, "silah bırakma" Umarım başarılı olunur."

ABDÜLKADİR SELVİ -  YENİ ŞAFAK YAZARI
 
Bu sadece silahlı mücadelenin bitmesi anlamında değil, bence ortadoğu tarihinde iki kadim milletin (Türkler ve Kürtler) silahlı bir mücadele yerine yeniden tarihte olduğu gibi o yanlış parantezi kapatıp birlikte tarihi yürüyüşlerine kaldıkları yerden, yeni bir ivmeyle devam etmesi bakımından ve ortadoğunun dengelerini etkilemesi açısından da çok önemli.
 
Bundan sonraki Yeni Türkiye'yi Türklerin, Kürtlerin ve bu coğrafyada yer alan tüm unsurların yeniden inşa edeceği bir aşamanın ilk adımıdır. Yani bu Yeni Türkiye'nin artık söylem olmaktan çıkıp pratiğe dönüşmesinin de bir göstergesidir. O açıdan bana varsın saldırsınlar.. Önemli olan bu sonuca varmaktır. 
 
Tabi ki konuşularak bu konular çözülecekti ve konuşuldu ama artık konuşulmanın da ötesine geçildi ve dönüştürüldü. Bir irade ortaya çıktı ki bu çok önemliydi. 15 gün önce de bu açıklama yapılabilirdi ancak Kandil'in silah bırakma konusundaki direnişi nedeniyle bu ertelendi. Hemen gördük ki ağzından barışı düşürmeyenler de hemen Kandil'in yanında yer aldılar ama bu 15 gün içerisinde bence Öcalan'ın liderliği test edildi ve bence Öcalan örgüte hakim olduğunu ortaya koydu. Kandil, Öcalan'ın çizgisine gelmek zorunda kaldı.

KURTULUŞ TAYİZ - YAZAR

40 bin insanımızı teröre kurban verdik. Artık bunda sona geldik. Tahkim edilmiş bir ateşkesin anlamı eylemlere son verildiği anlamına geliyor... Bu süreç başladı. Silah bırakma süreci başlamış durumdadır, büyük başarıdır. Sürecin mimarı Cumhurbaşkanımızın kararı, azmi olmasaydı bugün burada olamazdık. O kadar engellerle karşılaştık ki, hükümet barışı sağlamakta çok kararlı davrandı. Türkiye için hayal edilmesi çok zor bir gün, tarihi bir gün.  Türkiye için büyük bir başarı hikayesi.

AKİL İNSANLAR HEYETİ:

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, PKK'ya silah bırakma çağrısına ilişkin, "Sorunun çözümü, demokratik siyaset açısından çok önemli bir noktadayız" dedi.

Hakyemez, AA muhabarine, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile yaptığı görüşme ve sonrasında yapılan açıklamalarına ilişkin, çözüm süreci başladığı zamandan bu yana her iki tarafın yaptığı bu ortak açıklamanın, çok önemli bir adım olduğunu vurguladı. Hakyemez, "Psikolojik açıdan olumlu bir adım. Aynı zamanda çözüm sürecinin en önemli aşamalarından birisi olan PKK'nın silah bırakmasına ilişkin çağrıyı, en önemli aktörlerden olan Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yönelik yapması da çok önemli" şeklinde konuştu.

Yapılan açıklamanın ve görüşmelerin gereğinin yerine getirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Hakyemez, şöyle devam etti:

"Abdullah Öcalan'ın Nevruz'da okunan mesajı da çok önemliydi. Ama aradan süre geçmesine rağmen silahlı unsurların çekilmesi noktasında istenilen aşamaya ulaşılamamıştı. Fakat hükümet kararlılıkla çözüm sürecinin üzerine gitti. Psikolojik olarak bir beklenti ortaya çıktı. Bu aşamada Öcalan'ın böyle bir talepte bulunması çok önemli. Daha önemli olan şey ise HDP kanadından bir kişinin, hükumetin olduğu bir ortamda bunu açıklaması. Bu da Kandil'e yönelik olarak önemli bir çağrıdır. Umarız ki bunun gereği yerine getirilir. Doğu ve Güneydoğu'da çözüme yönelik beklenti çok yüksek. Bu çağrıya PKK ve Kandil'in uyacağı kanaatindeyim. O nedenle çok önemli bir tarihi aşamadayız. Sorunun çözümü noktasında demokratik siyasetin devreye girmesi açısından çok önemli bir noktadayız."

Sorunun henüz çözülmüş olmadığını vurgulayan Hakyemez, "Sorunun çözümü artık silahlarla değil de demokratik siyasetle bu işin görüşülmesi gerekir. Bu sorunda demokratik siyaset yoluyla çözülecektir. Bu açıklamanın seçim öncesi yapılması da çok önemli. Süreç aslında geriye kolay kolay dönülemeyecek bir aşamadadır. Bunun gibi hassas aşamalarda yol kazaları, sabote edici girişimler olabilir. Gelinen noktada siyasi kararlılığı oluşturan zemin pekiştirilmiştir. Yol kazalarından asla korkmamak lazım veyahutta sabote edici engelleyici girişimlerin çok açık bir şekilde deklere edilmesi gerekir" dedi.

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Üyesi Oral Çalışlar, PKK'ya silah bırakma çağrısına ilişkin, "Bu bence bölgedeki dengeleri değiştirmek, Türkiye'nin demokrasiye ulaşması ve yeni Türkiye projesini sağlamak açısından Türklerle Kürtler arasında tarihi bir ittifaka giden yolu açabilir" şeklinde değerlendirdi.

Çalışlar, AA muhabirine, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde bir araya gelmeleri sonrasında yaptıkları ortak açıklamayı izlediğini belirterek, Öcalan'ın çağrısının son derece olumlu ve yerinde bir gelişme olarak gördüğünü söyledi.

Oral Çalışlar, "Bu bence bölgedeki dengeleri değiştirmek, Türkiye'nin demokrasiye ulaşması ve yeni Türkiye projesini sağlamak açısından Türklerle Kürtler arasında tarihi bir ittifaka giden yolu açabilir. Sonuç olarak kargaşa içindeki bölgede bizim en yakın komşularımız Kürtler. Suriye'de, Irak'ta ve İran'da Kürtler var. Kendi içimizde yaşayan, çok büyük bir nüfusu Kürt olan yurttaşlarımız var. Bu intibak projesi, bütün bölgenin kaderini olumlu yönde etkileyecek, çatışmaları birlikte göğüsleme imkanı yaratacak yeni bir adımdır. Ben bunu tarihi bir adım olarak görüyorum ve sevinçle karşılıyorum" diye konuştu.

Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanvekili Prof. Dr. Beril Dedeoğlu da yapılan açıklamanın sürpriz olmadığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Umalım ki bu çağrıya tüm taraflar uysun. Bu ortamda bazı şeylerin görüşülmesi çok daha kolay olur. En azından gelişmeleri kamuoyunun benimsemesi sağlanır. Gelişmelerden kastedilen çok büyük adımlar değil, bildiğim kadarıyla ve gene bildiğim kadarıyla Öcalan şahsına yönelik özel durumlar talep etmiyor. Dolayısıyla bu daha çok Kürtlerin siyasete taşınmasını kolaylaştıracak adımlar şeklinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu, olumlu kamuoyu yaratılmasına olanak sağlayacağı için hükümet de daha rahat adımlar atacaktır. AK Parti ile Kürt siyasetçiler arasındaki gerilimin de düşürülmesinde rol oynar diye umuyorum."

-"10 madde genel ilkeler"

Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Üyesi Doğu Ergil ise kullanılan siyasi dille barış girişiminin artık uyumlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Silah bırakmanın Kandil'den, siyasi Kürt hareketinden beklendiğini ifade eden Ergil, şunları aktardı:

"Dolayısıyla artık bir barış ortağı olduğunu kabul ediyoruz. Siyasetin dili de yöntemi de bu doğrultuda olmalı. Sürekli dışlayarak, tehditleyerek, aşağılayarak yapılmamalı. Sözü edilen 10 maddeyi dikkatle okudum. Genel ilkeler, genel doğrultular. Bunların somut hale gelmesi, yani uygulamaya, hukuka ve kurumlara dönüşmesi için çok zorlu bir süreç lazım. Bu da müzakereyle olacak. Ama şimdiye kadar resmi bir müzakere süreci başlamadı. Bundan sonra başlayacaksa eğer gerçekten muhataplarının belli olması lazım. Müzakerenin usulünün, aşamalarının, her aşamada neyin müzakere edildiğinin, nasıl bir sonuç beklendiğinin ve ortaya çıkan sonucun da açık olması lazım. Bu şimdiye kadar olmadı. Bundan sonra eğer olacaksa olacak. Diyalogdan müzakereye geçişten söz ediyorsak."

-"Yeni bir anayasal düzen lazım"

Ergil, "Bu temel ilkelerin, ölçülerin üzerinde bir uzlaşma sağlayamadık. Bundan sonra sağlanması lazım. O yüzden silah bırakma kararı bütün bunların olacağına ilişkin bir karşılıklı niyet belirtimi ve ön kabulle başlar. Yoksa 'silah bırakmak' dediğiniz şey şartlı bir şeydir. Hangi şartların yerine getirileceği, bu şartların hangi vadede ve ne biçimde yerine getirileceğinin netleşmesi lazım. O yüzden iyi bir niyet belirtiminde bulunulmuştur. Ama bu daha çok başlangıçtır" diye konuştu.

-"Umarım silahsızlanma konusunda bir karar verirler"

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Prof. Dr. Yücel Sayman da çözüm sürecinde silahı bırakıp, bırakmama konusuna taraf olmadığını belirterek, "Silahlı mücadele edenlerin tarafında olan bir kişi değilim. Sadece bundan olumsuz bir şekilde etkileniyorum. O bakımdan bırakılması iyi" dedi.

Sayman, açıklamalarını, Akil İnsan Heyeti'nde yer almış biri olarak yapmadığını belirterek, "Çünkü onun işlevi bambaşka bir şeydi, bitti. Raporumuzu yazdık verdik. Onunla ilgili olarak konuşmuyorum" ifadelerine yer verdi.

Görüşmede, Türkiye'deki silahlı mücadeleden vazgeçilmesi konusunun ele alındığını dile getiren Sayman, bunun kimsenin karşı çıkacağı bir sonuç olmadığını kaydetti.

Silahlı mücadele olmayınca ölümlerin olmayacağını, çatışma olmayınca daha demokratik çözümün yolunun açılabileceğini aktaran Sayman, ancak burada böyle bir çağrının yapılmadığına işaret etti.

Karar almak üzere PKK'nın, bahar aylarında olağanüstü toplantıya çağrıldığını, PKK'nın bahar aylarında bu konuyu görüşerek, karar vereceğini belirten Sayman, şöyle konuştu:

"Umarım silahsızlanma konusunda bir karar verirler. Çözüme ulaştırır mı? Çözüm dendiği zaman silahı bırakıp, bırakmama konusuna ben taraf değilim. Silahlı mücadele edenlerin tarafında olan bir kişi değilim. Sadece bundan olumsuz bir şekilde etkileniyorum. O bakımdan bırakılması iyi. Ama çözüm bakımından ben tarafım. Demokrasiyle çözülmesi bakımından tarafım, çünkü beni ilgilendiriyor. PKK'dan çok, hükümetten çok, devletten çok beni ilgilendiriyor. Benim yaşamımla ilgili bir şey. Elbetteki bundan sonraki her türlü mücadelenin demokratik bir alanda yapılmasını yeğlerim. Böyle de olması gerekir. Hayatım boyunca bunun için mücadele verdim. Belki de onun için akil insanlığı kabul ettim, o platformda gözlemlerde bulanabilmek amacıyla.

Bu çözüm hele hele tartışılan kanunlarla Türkiye'deki demokratik olmayan bir ortamda çözüm olabilir mi? Çözüm olabilir ama demokratik bir çözüm olmaz. Çünkü devlet biçimi olarak demokrasi yok. Onun da gerekleri yapılmıyor. Umarım onunda gerekleri yapılır."

-"Destekliyorum"

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Mustafa Armağan da Türkiye'nin barışa ne kadar ihtiyacı olduğunun son 2 yıldaki barış sürecinde daha iyi anlaşıldığını belirterek, "Akil İnsanlar olarak sahaya çıktığımızda gördüğümüz şuydu: Toplum genel olarak çözümden yanaydı, şehit cenazeleri görmek istemiyordu ancak bazıları bu sorunu belli bir partinin çözmesine karşı çıkıyordu. Bunun bir parti meselesi olmadığını, bir devlet kararı olduğunu, bu ülkenin asıl bu kafayla gidilirse bölünebileceğini, doğusu ve batısıyla bütünleşmiş bir Türkiye için barış ve çözüme ihtiyacımız olduğunu yılmadan, usanmadan anlattık" diye konuştu.

 

Armağan, 28 Şubat 2015'in yaptıkları çağrının ete kemiğe büründüğü tarih olarak hatırlanacağını dile getirerek, "Kavganın silahla değil, demokratik usullerle ve mecliste yapılabilmesi, kurşunlarla değil, oylarla mücadele edilmesi ve ülkede herkesi kapsayan kucaklayıcı bir barış ortamının tesisi bakımlarından yapılan ortak açıklamanın ülkemizin ve demokratik hayatımızın önünü açacak bir adım olacağına inanıyorum ve destekliyorum" ifadelerini kullandı.