18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Star yazarları 11. yılında Yazıcıoğlu suikastını değerlendirdi

BBP Eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 yılında helikopter kazası süsü verilen, ancak sonradan ortaya çıkan delillerle FETÖ suikastı olduğu ortaya çıkan elim olayda aramızdan ayrıldı. Bugün vefatının 11. yıldönümü olan 'Muhsin Başkan'ı ölüme götüren ve Türkiye'yi yasa boğan cinayette FETÖ izleri netliğini koruyor. star.com.tr yazarları, 11. yıldonümünde merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun aramızdan ayrılışını anarken, hain suikastı da değerlendirdi.

star.com.tr25 Mart 2020 Çarşamba 15:40 - Güncelleme:
Star yazarları 11. yılında Yazıcıoğlu suikastını değerlendirdi

ARDAN ZENTÜRK

BİR HELİKOPTER KAZASI DEĞİL, AÇIK CİNAYETTİR...

Bugün FETÖ diye adlandırdığımız kökü ABD'deki hareketin para gücünü kullanarak partisine sızmasını önlemesini, kendisine dönük teklifleri daha o zamanlar "Bunlar Amerika için çalışan insanlar, milliyetçi bir hareketin içine sokamam" demesine şahidiz. 

Nitekim, ölümüyle ilgili davalarda gelen itiraflar, planlı bir cinayete kurban gittiğini, şehit olduğunu gösteriyor. (Elebaşının kazadan 5 gün sonra çekilen; "Bir ilahi tokatla dışarı atıldı" ve "Bir perşembe günü vefat edip cuma günü cenazesine ulaşıldı"' sözleri açık ifadelerdir.) Vatan için her şart altında dik durmasını bilen, namuslu bir vatanseveri rahmet ve saygıyla anıyorum. 

Onunla 90'lı yılların çalkantılı dönemlerinde geliştirdiğimiz siyasetçi-gazeteci dostluğunu hayatımın kıymetli sayfalarından biri olarak kabul ediyorum. Vatan için öldü.

SİBEL ERASLAN

HİKAYESİ BİR ADANIŞ RİSALESİYDİ ADETA...

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu beyefendiyi ailecek tanırdık. İnandığı davasını hayatıyla tartmış bir kimseydi. Hakiki manada çile çekmiş, sözüne güvenilirliği ağır işkenceler altında demini bulmuş, çınar mizaçlı bir gençlik lideriydi. 

Hikayesi bir adanış risalesiydi adeta. Herşeye rağmen her zaman mütebessimdi. Mahpushaneden çıktığında Hukuk Fakültesi öğrencisiydik, vefatına kadar değişik vesilelerle görüşmelerimiz oldu. Vefatından evvel, Saray Bosna’daki Ayvaz Dede Şenliği’nde karşılaşmıştık en son, ailesiyle gelmişti, şaha kaldırdığı bir küheylanla çıkmıştı Ayvaz Tepesine. Atının üzerinde dönüp bana el sallamıştı. 

O an bende asılı kaldı. Hainler tarafından şehit edildikten sonra da aynı atıyla cennete koştuğunu düşünüyorum ben. Ruhu Allah’ın rahmetiyle şad olsun.

SELAHADDİN ÇAKIRGİL

BİZ ONUN HİZMETLERİNDEN MAHRUM KALDIK

28 Şubat Zorbalığı günlerinde, C. Başkanı Demirel'i küplere bindiren şekilde Erbakan'a verdiği destek yiğitçeydi.

'Erbakan'a desteği etrafında siyasî pazarlık iddiaları' da gündemimize gelince,

'Evet pazarlığımızı Rabbimizle yaptık.. O hassas anda bir müslümana niye destek olmadınız?' sualine sorumlu bir Müslüman olarak cevabımızın olması için o desteği verdik..' demişti.

Takdir-i ilâhî öyle tecelli etti, amennâ; dünyamızdan, yüreklerimizi yakan bir şekilde ayrıldı.

Amma, biz onun nice hizmetlerinden mahrum kaldık..

Kendi derûnunda, ve sosyo-politik ve ideolojik çizgisinde, Müslümanca, çok zor olan bir çizgi düzeltmesi yapmanın bu yiğit örneğine Allah'u Teâlâ'dan rahmetler niyaz ediyorum.

FADİME ÖZKAN

MELUN EL KAZA SÜSÜ VERİLMİŞ CİNAYETLE ONU KOPARDI HAYATTAN

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun katlediliş sürecinin başı sayılabilecek bir tarihte, 2007 baharında bir röportaj yaptım kendisiyle.

Konuştuğumuz o melun el, iki yıl sonra helikopter kazası süsü verilmiş bir cinayetle onu da kopardı hayattan.

Bugün dönüp baktığımda “Hayat size ne öğretti” sorusuna verdiği cevabı emanet değerinde buluyor ve vefatının yıldönümünde saygıyla, rahmetle paylaşmak istiyorum:

“Ben yoksulluğun, gelir ve fırsat eşitsizliğinin ne olduğunu bilirim. Sorunların kavgayla çözülemeyeceğini de tecrübe ettim. İşkencenin insanlık suçu olduğunu düşünüyor, sekiz yıl cezaevinde yatıp hiç ceza almamış biri olarak geciken adaletin en büyük adaletsizlik olduğuna inanıyorum. Bunca şeyden sonra farklı düşünenleri yok etmek yerine onları anlamaya çalışmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.”

MEHMET METİNER

SİSTEMİ AHTAPOT GİBİ SARAN PARALELCİLER CİNAYETİN ÖRTÜLMESİNİ SAĞLADI

Muhsin Yazıcıoğlu milli ve yerli siyasetin önemli bir temsilcisiydi. İnançlı ve ilkeliydi.

Anadolu irfanının ve kültürünün siyasetteki bu yiğit önderini boyun eğmediği için paralelciler katlettiler.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahsında yok etmek istedikleri siyaset, onun kendi şahsında müşahhaslaştırdığı siyasetti.

Asıl Muhsin başkanın şahsında Erdoğan’a mesaj verilmek istendi.

“Asıl muktedir biziz. Bize rağmen veya bize karşı bir siyaset izlersen sonun ölüm olur.”

Keşke o gün bu mesajı doğru okuyabilseydik.

Sistemin her tarafını ahtapot gibi saran paralelcilerin bizden görünen yüzleri bu cinayetin örtülmesini sağladı.

RESUL TOSUN

BU TAVSİYESİNİ KULAĞIMA KÜPE OLARAK TAŞIRDIM

2002 milletvekili seçildiğimde telefon etti. Dedi ki: "Milletvekili seçildiğimizde önümüzde çok uzun zaman var diye düşünüyordukBir de baktık ki süre dolmuş. Aman süre çabuk doluyor zamanı iyi değerlendir."

Bu tavsiyesini kulağımda küpe olarak taşıdım. Ve vekilliğimin her gününün hesabını verecek şekilde hareket ettim.

Allah rahmetiyle muamele buyursun.

15 Temmuz’dan sonra yeniden açılan hesaplaşma süreci yargı eliyle artık tamamlanmalıdır.

Paralelci hainlerin kökü tümden kazınmayıncaya kadar ne Muhsin başkanın ruhu şad olur ne de hiç birimizin vicdanı bunu kabul eder.

YAKUP KÖSE

SİYASİ İKBALİ İÇİN HALKINA SIRTINI DÖNMEDİ

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu her şart altında Anadolu insanından yana tavır almış, siyasi ikbal için halkına sırtını dönmemiş bir isimdir. Özellikle 28 Şubat cuntasına karşı göstermiş olduğu dik duruş unutulmaz. Türkiye’deki Hak ve halk düşmanı karanlık unsurları bilen ve bunlara karşı hem devleti yönetenleri hem de halkı ikâz eden Merhum Yazıcıoğlu kaza süsü verilen bir cinayetle rahmet-i Rahman’a yürüdü.