5 Ekim 2025 Pazar / 13 RebiülAhir 1447

Sumud krizine Türkiye'den kritik hamle… Bakan Fidan: Cumhurbaşkanımız talimat verdi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, soykırımcı İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu aktivistlerinin Türkiye'ye getirilme sürecini canlı yayında anlattı. Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla yürütülen diplomatik ve operasyonel sürecin detaylarını paylaştı.

HABER MERKEZİ4 Ekim 2025 Cumartesi 22:36 - Güncelleme:
Sumud krizine Türkiye'den kritik hamle… Bakan Fidan: Cumhurbaşkanımız talimat verdi

İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan aktivistleri getiren Türk Hava Yolları (THY) uçağı İstanbul Havalimanı'na indi.

Türkiye, katil İsrail'in sivil gemilere saldırısından hemen sonra harekete geçerken, Bakan Fidan TRT Haber canlı yayınında süreci en ince ayrıntısına kadar anlattı.

İşte Bakan Fidan'ın açıklamalarının satır başları:

Tabii burada ilk önce bu eyleme katılan kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı gerçekten tebrik etmek istiyorum. Yani bu asil bir eylem. Filistin davasını, Gazze'de devam eden soykırımı önlemek için bir uluslararası farkındalık oluşturmak şu anda bizim en büyük silahımız. Biz de uluslararası diplomaside açıkçası bunu yapıyoruz.

Tabii bu organizasyon faaliyetine başladığı zaman, bu sefer geniş ölçekli başlıyor, çok uluslu bir katılım var. Çok sayıda insanımız, çok sayıda gemi katılıyor, çok ülkenin vatandaşı burada. Bizim birkaç tane hedefimiz vardı bu önümüze geldiği zaman. Birincisi bunun başarıya ulaşması. Yani bu etkinlik barış içerisinde, kimsenin burnu kanamadan ve bölgede yeni bir çatışmanın fitili ateşlenmeden bunun hedefine ulaşması ve kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın sağ salim ülkelerine dönmesi.

Bu tabii yukarıda koyduğumuz hedefler. Bunun altında çok husus var. Bir defa İsrail'e düzgün mesaj gitmesi için uluslararası baskının oluşturulması gerekiyordu. İlk etapta filo limanlardan ayrılır ayrılmaz biz belli ülkelerle bir koordinasyon mekanizması kurduk. Bunu çok fazla kamuoyuna yansıtmadık. En son belki 16 Eylül'de bir ortak, 17 ülkenin beyanıyla ortak bir bildiri yayınladık ama onun gerisinde İspanya, Latin Amerika, Asya Pasifik ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyle yakın bir siyasi koordinasyon kurduk. Ortak mesaj verdik ve buradan bir baskı ürettik, uluslararası baskı.

Yani, bu insanlar sahipsiz değiller. Fakat diğer taraftan da bir sivil eylem ama biz devletler olarak uluslararası hukukun, uluslararası insancıl hukukun bize alan açtığı ölçüde biz buna sahip çıkıyoruz mesajını vermek önemliydi. Daha da önemlisi, ilk kez bu devletleri bir araya getirmek önemliydi. Yani bunların vatandaşları bir araya gelmiş, hareket ediyor ama devletlerinin geride bir diplomatik birliktelik içerisinde olması gerekiyordu. Türkiye olarak biz ona öncülük ettik. Sağ olsun İspanya bu konuda gerçekten çok ciddi bir rol oynadı. İspanya Dışişleri Bakanı'na da burada huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum hassasiyetinden dolayı.

Daha sonra gemiler yola çıktıktan sonra tabii seyir sefer güvenliği önemli. Çok fazla sayıda tekne var; küçük, orta ölçekli. Bunların yolda kalanı var, daha farklı güvenlik sorunları olabilirdi. Tabii bölgede bulunan deniz kuvvetlerimiz, özellikle havadan izleme unsurlarımız, İspanya, İtalya başta olmak üzere bölgedeki diğer deniz kuvvetleriyle de bir koordinasyon içerisinde oldular.

En sonunda bu asil aktivistler gözaltına alındıktan sonra da biz bir an önce onların esaretine son verecek bir operasyonel hamleye girmemiz gerekiyordu. Yani Cumhurbaşkanımızın da bu konuda kesin talimatı oldu. İsrail makamlarıyla, güvenlik makamlarıyla Milli İstihbarat Teşkilatımız üzerinden temasa geçtik. Yereldeki büyükelçiliğimizdeki maslahatgüzarlığımız da ilgili makamlarla temasa geçti ve geri planda gerçekten çok fazla insanın emeğinin olduğu bir operasyonla da bugün kardeşlerimizi ülkemize getirdik.

Tabii başka ülkelerin de bu konuda bizlerden talepleri oldu açıkçası. Bu taleplere de yanıt verebildiğimiz için açıkçası memnunuz. Çünkü başlangıçta da ifade ettim, bu gerçekten eşine ender rastlanan asil bir eylem. Yani bu eyleme devletler mümkün olduğu her ölçüde sahip çıkmak durumundalar. Geride bir miktar kardeşimiz daha kaldı. Onların prosedürel bir mahkemesi olacak. Belki birkaç gün içerisinde de en geç onları ve diğer kardeşlerimizi tahliye ettirmiş olacağız inşallah.

Biliyorsunuz bu kriz başladığı andan itibaren bizim bir duruşumuz vardı, bir tespitimiz vardı. Yani Filistin meselesini ciddiye alan, ciddiyetle takip eden bir hükümetiz. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyeti en üst düzeyde. Kamuoyumuzun sahip olduğu vicdani hassasiyeti, duygusal hassasiyeti bizim gerçek hayat politikasına mümkün olan en iyi şekilde yansıtmamız gerekiyor.

"Kullanıcıyız, geliştiriciyiz, deneyimliyiz" Yerlilikte yüzde 20'den yüzde 80'e

Sumud aktivistleri İstanbul'da

'İsrail ömrünü korkarak geçirecek'

ÖNERİLEN VİDEO

Su kesintileri vatandaşı bezdirdi: Rezil durumdayız

Kapat
Video yükleniyor...