10 Eylül 2025 Çarşamba / 18 RebiülEvvel 1447

Tarihte eşi benzeri görülmemiş işbirliği! Türkiye'den kardeş ülkeye güvenli koridor

Uzmanlar, 4 Eylül'de Türkiye ile kardeş ülke Azerbaycan arasında gerçekleştirilen Türkiye-Azerbaycan 4. Enerji Forumu'nu değerlendirdi. Söz konusu forumun Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri yeni bir boyuta taşıdığını belirten uzmanlar, 'Azerbaycan ve Türkiye uluslararası enerji güvenliğinde ortak adımlar atan stratejik müttefiklerdir. Bu politika, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini tarihte eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye taşımaktadır.' dedi. Uzmanlar öte yandan Türkiye'nin Azerbaycan'ın Hazar'daki enerji kaynaklarını Avrupa'ya bağlayan “güvenli transit ülke” olduğunu belirtti.

AA10 Eylül 2025 Çarşamba 15:33 - Güncelleme:
Tarihte eşi benzeri görülmemiş işbirliği! Türkiye'den kardeş ülkeye güvenli koridor

Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yüce, 4 Eylül 2025'te düzenlenen Türkiye-Azerbaycan 4. Enerji Forumu'nda alınan kararlar ile Türkiye ve Azerbaycan arasındaki enerji işbirliğinin yıllar içinde nasıl şekillendiğini AA Analiz için kaleme aldı.

4 Eylül 2025'te Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK 2025) çerçevesinde İzmir'de Türkiye-Azerbaycan 4. Enerji Forumu gerçekleştirildi. Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Şahbazov'un eş başkanlığında gerçekleşti. Forum sonunda iki bakan tarafından "Forum Protokolü" imzalandı.

Forum kapsamında bürokratlar, enerji şirketleri, yatırımcılar ve sektör paydaşları bir araya geldi. Forumda ağırlıklı olarak hidrokarbon işbirliğinin yanında elektrik, yenilenebilir enerji dönüşümü ve bölgesel enerji entegrasyonu üzerinde işbirliği konuları ele alındı. Forumda alınan kararların hayata geçmesi halinde Azerbaycan'ın hidrokarbon ihracatçısı kimliğinden yenilenebilir enerji üreticisi ve elektrik ihracatçısına dönüşmesi potansiyeli bulunmaktadır. Azerbaycan, bu dönüşümle enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına erişimini hızlandırabilecektir. Böylece iki ülke arasındaki enerji işbirliği, yalnızca arz güvenliğini sağlamakla kalmayıp aynı zamanda düşük karbonlu enerji ihracatından gelir elde etme amacını da taşıyacaktır.

TÜRKİYE'NİN ENERJİ POLİTİKASININ TEMEL EKSENİ

Türkiye'nin enerji politikasının temel ekseni ekonomik büyümeyi desteklerken, dışa bağımlılığı azaltmak ve arz güvenliğini sağlamak üzerine bina edilmiştir. Bu çerçevede yenilenebilir enerji (özellikle güneş ve rüzgar) yatırımları hızla artmakta, 2035 vizyonunda kurulu gücün üçte ikisinin yenilenebilir enerjiden oluşması hedeflenmektedir.

Akkuyu Nükleer Santrali ve Karadeniz gazı gibi projeler, enerji karmasını çeşitlendirerek doğal gaz ve kömür bağımlılığını azaltmayı amaçlamaktadır. Türkiye, bunun yanında Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP), Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı (TAP) ve TürkAkım (TurkStream) gibi boru hatlarıyla bölgesel enerji köprüsü konumunu güçlendirmekte, LNG altyapısı ve depolama tesisleriyle de piyasa esnekliğini artırmaktadır.

Bununla birlikte Türkiye'nin enerji stratejisinde iklim politikaları da giderek belirleyici hale gelmektedir. 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda emisyon ticaret sistemi kurulmakta, yenilenebilir enerjiye ek olarak batarya depolama ve şebeke modernizasyonu gündeme alınmaktadır. Ancak ithal kömür bağımlılığı, jeopolitik riskler ve yüksek finansman ihtiyacı önemli kırılganlık alanları olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle Türkiye'nin önümüzdeki dönemde başarıya ulaşabilmesi, yenilenebilir enerji yatırımlarını iletim ve depolama kapasitesiyle desteklemesine, gaz ticaret merkezi hedefini şeffaf piyasa mekanizmalarıyla uyumlu hale getirmesine ve karbon düzenlemelerine uyumlu sanayi dönüşümünü hızlandırmasına bağlıdır.

TÜRKİYE'NİN ENERJİ POLİTİKASINDA AZERBAYCAN'IN ÖNEMİ

Türkiye'nin enerji politikasının başarıya ulaşmasında Azerbaycan ile işbirliği stratejik önem taşımaktadır. Azerbaycan'ın zengin petrol ve doğal gaz kaynakları, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı (BTC), Bakü-Tiflis-Erzurum Boru Hattı (BTE) ve TANAP gibi projeler üzerinden Türkiye'ye ve Avrupa'ya taşınarak Türkiye'nin enerji arz güvenliğini güçlendirirken, ülkeyi bölgesel bir enerji koridoru haline getirmektedir. Bunun yanında iki ülkenin yenilenebilir enerji, elektrik ticareti ve yeşil hidrojen gibi alanlarda geliştirdiği ortaklıklar, Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefleriyle uyumlu bir şekilde enerji politikasını sadece kısa vadeli arz güvenliği değil, uzun vadeli sürdürülebilirlik ve bölgesel liderlik vizyonuna da taşımaktadır.

Azerbaycan açısından Türkiye ile enerji işbirliği içinde olmak, ekonomik, jeopolitik ve stratejik açıdan büyük önem taşımaktadır. Ekonomik olarak Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşan BTC, BTE ve TANAP gibi boru hatları Azerbaycan'a güvenilir ve sürdürülebilir bir ihracat koridoru sağlamaktadır. Bu da ülkenin enerji gelirlerini çeşitlendirmesine ve bütçe istikrarını güçlendirmesine olanak vermektedir. Jeopolitik açıdan bakılacak olursa Türkiye, Azerbaycan'ın enerji kaynaklarını uluslararası pazarlara ulaştıran güvenilir bir ortak olarak konumlanmakta ve Hazar enerji havzasının Avrupa'ya açılan kapısı işlevini pekiştirmektedir. Stratejik açıdan ise iki ülke arasındaki enerji işbirliği, Azerbaycan'ın sadece hidrokarbon üreticisi değil, aynı zamanda bölgesel enerji ve elektrik ticaretinde söz sahibi bir aktör haline gelmesine yardımcı olmakta, yenilenebilir enerji ve yeşil dönüşüm projeleriyle ülkenin enerji portföyünü çeşitlendirmesi için fırsatlar oluşturmaktadır.

TÜRKİYE-AZERBAYCAN ENERJİ İŞBİRLİĞİNİN STRATEJİK BOYUTLARI

Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov'un ifade ettiği üzere Azerbaycan ve Türkiye, bölgenin jeoekonomik yapısını şekillendiren, barışa, istikrara ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunan ve uluslararası enerji güvenliğinde ortak adımlar atan stratejik müttefiklerdir. "Tek millet, iki devlet" ilkelerine dayanan ve devlet başkanları tarafından karşılıklı güven ve itimatla uygulanan bu politika, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini tarihte eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye taşımakta ve tüm enerji projelerinin itici gücü haline gelmektedir.

Türkiye-Azerbaycan enerji işbirliği sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir kaldıraç işlevi de görmektedir. Türkiye, Azerbaycan'ın Hazar'daki enerji kaynaklarını Avrupa'ya bağlayan "güvenli transit ülke" olurken, Azerbaycan da Türkiye'nin Rusya'ya olan enerji bağımlılığını dengeleyen kilit tedarikçi konumundadır. İki ülke arasında son yıllarda elektrik iletim hatları, yenilenebilir enerji yatırımları ve Karabağ sonrası bölgede enerji altyapısının yeniden inşası gibi yeni işbirliği alanları gündeme gelmiştir. Bu işbirliği, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) içindeki enerji entegrasyonuna da model teşkil ederek, bölgesel dayanışmayı ekonomik gerçeklikle birleştiren stratejik bir örnek oluşturmaktadır.

Ayrıca, Türkiye-Suriye Doğal Gaz Boru Hattı iki ülke arasında işbirliğine yeni boyut kazandırmıştır. Bu boru hattı bölgesel enerji entegrasyonu ve transit kapasitenin genişletilmesi açısından stratejik potansiyel taşımaktadır. Türkiye üzerinden Suriye'ye ve buradan Akdeniz ile Orta Doğu pazarlarına uzanabilecek elektrik ve doğal gaz bağlantıları, hem Türkiye'nin enerji köprüsü rolünü güçlendirecek hem de Azerbaycan'ın enerji ihracatını Avrupa dışında yeni pazarlara ulaştırmasına imkan tanıyacaktır.

TÜRKİYE-AZERBAYCAN 4. ENERJİ FORUMU İLE İLİŞKİLERDE YENİ BİR BOYUT

4 Eylül 2025'te İzmir'de gerçekleşen Türkiye-Azerbaycan 4. Enerji Forumu'nun sonunda imzalanan protokolle hidrokarbon, yenilenebilir enerji, elektrik ticareti, madencilik ve enerji verimliliği gibi başlıklar altında altı ayrı çalışma grubunun kurulması kararlaştırılmıştır. Bu durum, iki ülke arasındaki enerji temelli ilişkilerin sadece mevcut petrol ve doğal gaz hatları üzerinden değil, aynı zamanda elektrik enterkonneksiyonları, yenilenebilir enerji projeleri ve yeni finansman modelleriyle de şekilleneceğini göstermektedir.

Özellikle TANAP ve BTC gibi projelerin sürdürülmesiyle birlikte Azerbaycan'ın üretim kapasitesini Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıması ve Türkiye'nin enerji koridoru rolünü güçlendirmesi, forumun öne çıkan unsurları arasında yer almıştır. Protokol ve çalışma grupları, forumu tek seferlik bir siyasi iletişim etkinliğinden çıkarıp kalıcı ve kurumsal bir işbirliği mekanizmasına dönüştürmüştür. Bu durum, projelerin izlenmesi ve planlı bir şekilde uygulanması açısından kritik önem taşımaktadır.

Diğer taraftan forumun Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK) çerçevesinde yapılması, iki ülkenin enerji gündeminin artık fosil yakıtların ötesine geçtiğini göstermektedir. Yenilenebilir enerji, elektrik ticareti, depolama ve hatta yeşil hidrojen gibi konular, önümüzdeki dönemin işbirliği alanları olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda Türkiye ve Azerbaycan arasındaki enerji ortaklığı, hem ikili düzeyde arz güvenliği ve ekonomik getiriyi artıracak hem de Avrupa'nın enerji çeşitlendirme politikalarıyla uyumlu şekilde bölgesel enerji güvenliğine katkı sağlayacak yeni bir stratejik boyuta taşınacaktır. Azerbaycan'daki güneş ve rüzgar projeleriyle Türkiye'deki bağlantı, taşıma ve finansman araçlarının birleşmesi, bölgesel bir "yeşil elektrik koridor" oluşmasını sağlayabilir.

İki ülke enerji alanında el sıkıştı

Koridor savaşlarının yeni cephesinde ibre Türkiye'den yana! Tamamlayıcı halkada son perde

Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde önemli eşik

ÖNERİLEN VİDEO

Gençlik ve özgüven vizyonuyla yeni eğitim yılı

Kapat
Video yükleniyor...