Toplum zaten gettolaştı, üstüne tuz biber ekmedim

İşte Salih Zengin'in konuk olduğu o programdan öne çıkan açıklamalar...

Toplum zaten gettolaştı, üstüne tuz biber ekmedim

Elif Çakır: Sonradan gurmelik nereden çıktı?

Salih Zengin: Gurmelik bildiğiniz anlamda yemek anlamına geliyor. Damak zevki çok iyi olanların, Bir fikir sahibi olanların bir mesleği diyelim.

Elif Çakır: Bu meslek sonradan edinebilir mi?

Salih Zengin: Tabii ki edinilebilir aslında gurmelik doğuştan şu tarafı var. Bebek anne karnındayken, annenin yediği yemeklerin lezzeti bebeğe geçer. Çocuklar aslında ilk lezzeti anne karnında oluşur. Hani bugün çok tartışılıya, annemin yemekleri gibi yapmıyorsun derler ya beyler bunun gibi işte. Bu aslında o lezzeti aradığına bir işarettir. Bebekken anne karnındayken yediği o lezzeti arar. Bu gurmelik aslında orada başlıyor. Ama bunu yetiştirmek önemli yoksa sonradan aile dediğin şeyler sınırlı. Dünya’nın nimeti çok fazla bunları nasıl yiyeceğini, nerede yiyeceğini. Artık ilmili, Akademik bir tarafa bürünüyor. Gurmelik ondan sonra başlıyor. Bu köşeye başlarken bir ihtiyaçtan başlamıştık zaman gazetesinde.

Elif Çakır: Nasıl Karar verdiniz Gurme yazma başlamaya ve sonradan Gurmelik nereden çıktı?

Salih Zengin: Bir süre sonra Dışarıda yediğim lezzetli yemekleri insanlarda bunu görsün diye gazete yazmaya karar verdim. İnsanlar helal yerler görmek, Tanımak yemek istiyor, O zamanda gurme yazarlığı yeni yeni başlıyordu. Bildiğimiz duayen gurme yazarlar vardı. Ama şimdiki gibi bir gazetede, Bir televizyonda magazinleşmesi söz konusu değildi. Yeni yeni başlayınca alında şunu gözlemledim. Evet bu bir yere gidiyor, Bu iş patlayacak, Belli. Ve herkeste gurme diye çıkmış, Baktım ki herkes ben gurmeyim deyince, Bende sonradan gurmeyim dedim. İlk 1995 yılında köşenin adını buna dönüştürdüm.

Elif Çakır: Cem Yılmaz’la Ve Yılmaz Erdoğan’la sonradan gurmelik tartışması çıktı Kimde kaldı bu sonradan gurmelik?

Salih Zengin: Cem Yılmaz bunu bir televizyon kanalında söylemişti. Bunu sonradan ben buldum diye. 3-4 yıl öce. Yılmaz Erdoğan daha önceden sahiplenmesine gerek yok. Yılmaz Erdoğan zaten kendi skeç programı vardı. Orada gazetedeki köşeme atıfta bulunarak, Çok güzel konuştu. Bu ismi kim bulduysa helal olsun söylemesine rağmen, Programda bize itibar verdi. Ama ondan sonra BKM olarak başvurmuş, Gurme tescilini

Elif Çakır: Sizin Böyle bir başvurunuz oldu mu gurme başvurusu?

Salih Zengin: Eve oldu. Başvuruyu aldık sonuçlandırdık, Şuanda benim ve zaman gazetesinin tesciline geçti.

Elif Çakır: Yani Türkiye’nin sonradan gurme tescillisi sizsiniz?

Salih Zengin: Evet benim. Ama aslında çok da zorlamadım. Beni halk zorladı. İnsanlar bunu almam için. Oysaki ne gerek var.

Elif Çakır: Sonradan gurme yazarıyım diyenlere dava açılması söz konusu olacak mı?

Salih Zengin: Gazete olarak, Bir uyarı yazısı göndereceğiz. Fakat hiçbir yemek yüzünden de kavga çıkarmak istemiyorum. Çünkü yemek buluşturan, Beraberce kaynaştırandır güzel bir şeydir Birbirimizi yemeye ne gerek var.

Elif Çakır: Gurmelikle sonradan gurmelik arasında bir fark nedir?

Salih Zengin: Aslında şöyle bir fark var. Gurme dediğiniz kişi yemekten çok iyi anlar. Yediği zaman o yemekte kullanılan malzemeler, nedir ne değildir bunu çok iyi fark etmelidir.

Elif Çakır: Yeni Kitabı İstanbul’da alkolsüz yemek isteyen yerlerde bir nevi kılavuzluk oldu?

Salih Zengin: Bir nevi kılavuzluk oldu evet.

Elif Çakır: Bu kitabın böyle bir zamanda çıkması toplumun gettolaşmasına sebep olduğu iddiaları var toplum gettolaştı mı?

Salih Zengin: Toplum zaten gettolaştı. Üstüne tuz biber ekmedim. Gettolaşma zaten vardı. Alkollü restoranlar olduğu zaman, bunların reklamı yapıldı, yazıldığı zaman gettolaşma olmuyor, nedense böyle bir tahakküm olmuyor, fakat alkolsüz vurgusu yaptığınız zaman hemen hop ne oluyor !!! Kardeşim alkolsüz bizi dışlıyor musun deniliyor. Burada şöyle bir şey de var alkolsüzlüğün bir çağrışımı var, karşı tarafa sevap veya helal var alt metinde. Tabii ki restoranlarda etin helal mi haram mı o ayrı bir tartışma konusu. Alkollü alkolsüz iddiası var, burada gettolaşma değil, Tam tersi o gettolaşmaya karşı bir çıkış yolu var. Yıllardır insanların ne yiyip, ne giyineceğine kadar söylem geliştirenlerin, Bu konuda baskı yapanların susan bir kitle oldu.

Elif Çakır: En güzel mutfak karşılaştırması yaparsak Dünya’da en güzel mutfak ne diyebiliriz?

Salih Zengin: Ben şimdi Türk Mutfağını tek geçerim. Bu birazda galiba yemek alışkanlığıyla ilgili bir şey, Ama insanın kendi toprağından olan bir şeyi yemesi, Ruhunu, Kalıbını etkileyen bir şeydir. Bu unutulmayan bir şeydir. Bugün dünya mutfağa moda olunca suşiler, muşiler falan ama ben Türk mutfağının Dünya mutfağa oranınca çok zengin olduğunu söylemek istiyorum.