Bir Devlet Başkanı'nın, hem de kendi vatandaşlarına, hele de gazeteci bir hanım kıza, velev ki, kendisine ne şekilde bir soru sormuş olsa bile, 'Sus! Defol Domuzcuk! diye hitap edilebileceğini tahmin ve hatta tasavvur edebilir miydiniz?

Edemezdiniz herhalde.. Ama, gördünüz işte.. Yarınlarda daha fazlasını da görebiliriniz..
Daha bir ay kadar öncelerde, ünlü bir hapishanenin bulunduğu 'Alcatraz' adasını ve oradaki cezaevini gezerken, selefi Biden'a olan kızgınlığını bastırmak için, (kapalı şekilde ifade etsem bile, okuyuculardan özür dileyerek,) 'O.... çocuğu.. Beni bu hapishaneye atacaktı..' dediğini unuttuk mu?
*
İlginçtir, bu Amerikalılar arasında böylesine en yüksek mertebedeki kişiler arasında bile, muhatabını küçük düşürmek için, onların 'annelerine böylesi çirkin hakaretler etmek' bir gelenek halinde olmalı ki, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, savaşın galipleri tarafından yeni bir dünya düzeni kurmak için, Yalta ve Potsdam gibi uluslararası konferans tertip edilirken, toplantılara oldukça muzaffer bir lider olarak, gösterişli bir şekilde katılan Sovyet Rusya lideri Joseph Stalin'in o havalı tavrına dönemin Amerikan Başkanı Truman bozulmuş olmalı ki, kendi annesine yazdığı mektupta, 'Anne o, o... çocuğu'nun öyle bir gösterişli gelişi vardı ki..' diye yazdıktan sonra, pişman olmuş olmalı ki, 'Anne ona öyle söylememeliydim, yoksa o da bana aynı şekilde hakaret eder değil mi?' demekten kendisini alamaz.. Yani, bunlar arasında böyle bir gelenek var..
*
Bu bakımdan zaten devamlı aşağılamaya çalıştığı Biden'la yetinmeyen Trump'ın ağzının bozukluğu bilinmiyor değil..
Geçen ay da, kendisini ABD'nin muhtelif şehirlerinde protesto eden göstericilere karşı, 'yapay zekâ' yöntemiyle oluşturulmuş bir videoyu kendi sosyal medya hesabından kamuoyuyla paylaşmamış mıydı? O videoda Trump uçağı kullanan pilot olarak gösteriliyordu. Ve o uçak aşağıdaki kalabalık göstericilerin üzerinden geçerken, onların üzerine uçakta depolanmış olan fosseptik çukurlarının tonlarca artıklarını, o kalabalıkların üzerine boşaltıyor şeklinde hazırlanmamış mıydı video?
Tamamıyla 'yapay zekâ' mahsulü olarak hazırlanmış olsa bile, Trump'ın o videodaki iğrenç görüntüyü, kalabalıkların üzerine boşaltmak isteyiş muradını yansıtması bile şaşırtıcı idi..
Ve işbu Trump, evvelki gün de, son birkaç yıldır, içinde bizzat bulunduğunu yansıtan ve 'pedofili' diye isimlendirilen 'cinsî sapıklık cereyanı' etrafında J. Epstein isimli milyarder bir Yahudi tarafından geliştirilmiş olan iğrenç dosyaların açılması-açılmaması yolunda tartışmalar sürerken, Trump da önce o tartışmalara, 'Ben Başkan seçilirsem o dosyaları açacağım..' diye rakibinden geride kalmamaya çalışırken, Başkan seçilmişti ve amma Trump bu dosyaların açıklanmasını aylardır engelliyor, ayak sürüyordu; o dosyanın, kendi partisi olan 'Cumhuriyetçiler'i karalamak için, rakip Demokratlar'ca düzenlendiğini iddia etmekte daha bir ısrar ediyordu.. Ne de olsa, J. Epstein cezaevindeyken ölmüş veya öldürülmüştü.
Ama, evvelki gün, Epstein'in kardeşi Mark yaptığı açıklamada, o dosyalarda Trump'ın da olduğunu bildiğini söyledi..
Ve daha ilginç olan ise, 3-4 gün önce yayınlanan ilginç bir yabancı karikatürün verdiği mesajdı.. Makaleler dolusu yazılanları birkaç çizgiyle anlatıveriyordu. Çünkü, Siyonist İsrail rejiminin 'Gazze soykırımcısı' Netanyahu, Trump'la görüşürken, Trump ne zaman direnecek 'Hayır!' diyecek olsa, ona, Epstein dosyalarını göstererek, Trump'ı çaresiz durumda düşürüyor, teslim alıyordu..
*
Şimdi, evvelki akşam, genç bir hanım muhabir, 'Epstein dosyaları'yla ilgili olarak, o dosyaların içinde Trump'ın da bulunduğuna dair görüşlerini sorunca..

İşte o zaman, Trump'ın ağzı fren tutmadı, ve o kıza, 'Queti!.. Queti! Piggy..' (Sus! Defol! Domuzcuk..) diye hakaret etmez mi? Ve devamında söyleyeceği sözler hep aynı: 'Ben ne büyük hizmetler yapıyorum, bunlar ise beni karalamak için uğraşıyorlar..'
*
Ama, bu hakaret, Amerikan medyasından alışılmadık bir tepki aldı ve Trump'ın kafasının yerleştirildiği kocaman domuz gövdesi ve benzeri ilginç karikatürler yayımlandı..
Ve daha ilginç olan, bu karikatürlerin, Trump'ın o kıza söylediği 'Quite! Quite! Piggy!' ('Sus! Defol, Domuzcuk!') şeklindeki sözle birlikte sunulması.. Yani, Trump, şimdi, kendi sözüyle vuruluyor..

*
Ve, sözün bu noktasında geçmişten bir anekdot..
'Şehvet yüzünden düşen kalkmamıştır!'
Clinton 1998'lerde ABD Başkanı iken, bulaştığı bir çirkinlik karşısında, bu iddiaları reddetmişti.. Ama Amerikan Kongresi'nce azledilmek üzereyken, 'yalan söylediği'ni itiraf etmişti ve bunu, ailesinin dağılmaması için yaptığını ağlayarak anlatmış ve azledilmekten kurtulmuştu..
O günlerde Almanya'daydım ve Millî Gazete'nin Avrupa baskısında yazıyordum ve 'Clinton, Mesnevî okusaydı, bunlar gelmezdi başına..' başlıklı bir makale yazmıştım..
Mesnevî'deki o hikayeyi burada kısaca tekrarlayayım..
Mesnevî'de Celaleddin Rûmî diyor ki: 'Erkek dağ keçisinin kürkü çok makbuldür.. Ancak avlanması sırasında 'kürk'ünün hiç delinmemesi gerekir..
Bunun için, iki dağ arasında 15-20 metrelik bir uçurum aralığı olan bir yer vardır.. Avcılar, 'dişi dağ keçisi'ni uçurumun karşı tarafına getirirler.. Uçurumun alt tarafında da gerekli hazırlıklar yapılmıştır..
'Erkek dağ keçisi', dişi keçiyi karşıda görünce gelir uçurumun kenarına bakar ve bu mesafeyi atlarım diye hesap ederek, geriye 8-10 metre çekilip var gücüyle atlar ama 2-3 metre sonra aşağıya düşer. Aşağıda avcılarca hazırlanmış yumuşacık yatakların üzerine düşer ve böylece kürkü hiç zedelenmemiş olur..
*
Celâleddin Rumî, bu hikayeyi anlattıktan sonra, asıl dersi verir:
'Ey oğul, şehvet yüzünden düşen, kalkmamıştır..'
Evet, asıl ders bu cümlededir..
Trump'ı da çok ağır tartışmalar bekliyor ve belki de Amerikan toplumuna başkanlık yapamayacak kadar.. O da, belki, 'Ailem dağılmasın diye yalan söyledim..' mazeretine sığınırsa, şaşılmamalıdır..