22 Ekim 2025 Çarşamba / 1 CemaziyelEvvel 1447

TSK'nın görev süresi uzatıldı! Lübnan, Irak ve Suriye tezkereleri kabul edildi

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Lübnan'da 2 yıl, Irak ve Suriye'de ise 3 yıl0 görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkere, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.

AA21 Ekim 2025 Salı 19:46 - Güncelleme:
TSK'nın görev süresi uzatıldı! Lübnan, Irak ve Suriye tezkereleri kabul edildi

Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Lübnan'da bulunan Türk askerinin görev süresinin 2 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan tezkerede, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 11 Ağustos 2006'da kabul ettiği 1701 sayılı karar ve TBMM'nin 5 Eylül 2006 tarihli kararıyla 1 yıl için verdiği izin çerçevesinde Türkiye'nin, Lübnan'da konuşlu UNIFIL'e Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarıyla katkı sağladığı, iznin süresinin son olarak TBMM tarafından 31 Ekim 2024'ten itibaren 1 yıl uzatıldığı hatırlatıldı.

Türkiye'nin, UNIFIL'e yaptığı katkılarla barışı koruma harekatının etkin biçimde icrasında önemli bir işlev üstlendiği belirtilen tezkerede, "Bu çerçevede Türkiye'nin katkısı gerek Birleşmiş Milletler sistemi içinde, gerek bölgesel ve küresel ölçekte, gerek kapsamlı sivil-asker işbirliği faaliyetleri vasıtasıyla Lübnan toplumunun her kesimi nezdinde görünürlüğünün artmasına, ayrıca barış ve istikrarın korunmasına yönelik politikasının sürdürülmesine hizmet etmiştir. Bu itibarla UNIFIL'e katkımızın sürdürülmesinin önem arz ettiği değerlendirilmektedir." ifadelerine yer verildi.

UNIFIL'in görev süresinin BMGK kararıyla 31 Aralık 2026'ya kadar son kez uzatıldığı belirtilen tezkerede, 2027 yılına kadar UNIFIL'in tedricen tasfiyesine başlanmasının kararlaştırıldığı aktarıldı.

Tezkerede, şunlar kaydedildi:

"Lübnan ile ikili ilişkilerimiz ve bölgedeki güvenlik koşulları da göz önünde tutularak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin UNIFIL'in görev süresinin uzatılması ve tedricen tasfiyesi yönündeki 2790 Sayılı Kararı uyarınca hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının 1701 Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ve 880 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla tespit edilen ilkeler kapsamında 31 Ekim 2025 tarihinden itibaren 2 yıl daha UNIFIL'e iştirak etmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Cumhurbaşkanınca yapılması için gereğini Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım."

MHP Konya Milletvekili Konur Alp Koçak, İsrail saldırılarının ulaştığı ülkelerden biri Lübnan'ın barış ve istikrarının sadece bu ülkenin değil tüm bölgenin ortak meselesi olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Misyonu'nun dahi İsrail'in saldırılarına maruz kaldığını hatırlatan Koçak, şunları kaydetti:

"Dahası, soykırımcı Netanyahu BM misyonunu Lübnan'ın güneyinden çekilmesi için açıkça tehdit etmiş, İsrail tankları Birleşmiş Milletler mevzilerine girerek birçok asker ve personelin yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Bu durum, söz konusu misyonun İsrail'in hedefinde olduğunu ve daha fazla desteklenmesi gerektiğini göstermiştir. Ne yazık ki uluslararası sistemin çifte standartlı yapısı mazlumun değil, zalimin yanında durmaktadır. Unutulmamalıdır ki Türk milleti tarih boyunca zalime karşı durmuş, mazluma kol kanat germiştir. Türkiye'nin Lübnan'daki varlığı da işte bu tarihi ve insani sorumluluğun somut bir tezahürüdür."

AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, UNIFIL'in İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarının ardından kurulduğunu belirtti.

İsrail'in saldırganlığının sadece saldırdığı ülkelerle değil tüm insanlığı etkilediğini anlatan Maviş, "Bu saldırganlık görmezden gelindikçe hatta bu saldırganlığın arkasında duruldukça kaybeden sadece Gazze değil, bütün insanlık olmaktadır. Bugün Lübnan'da üç milyona yaklaşan Filistinli mülteci yaşamaktadır. İsrail hala Golan Tepelerinde işgalci olarak bulunmaktadır." dedi.

Kötülüğün, siyonizmin içgüdüsel hali olduğunu belirten Maviş, "Filistin'e reva görülen eziyet bütün insanlığa reva görülen eziyettir. İsrail'e karşı bazı devletlerin yapamadığını batılı şehirlilerin meydanlarını dolduran halklar yapmıştır. Halkların sesine kulaklarını tıkayan siyasetçiler halklarına rağmen İsrail gaddarlığını sürdürmek istemişlerdir ancak her şeye rağmen insanlığın vicdan cephesi kazanmıştır." ifadelerini kullandı.

Maviş, bölgede Türkiye'nin tek taraflı ve edilgen bir rol yerine küresel barış ve istikrar için rol almasının önemli olduğunu ifade ederek, "Türkiye bölgenin asli unsurudur. Her zaman bölgede yaşanan gelişmelerde temel aktör olarak yer alacaktır." dedi.

Görüşmelerin ardından UNIFIL kapsamında Lübnan'da bulunan Türk askerinin görev süresinin 2 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

SURİYE VE IRAK TEZKERE SÜRESİNİN 3 YIL DAHA UZATILMASI MECLİS GENEL KURULU'NDA KABUL EDİLDİ

Irak'ta ve Suriye'de görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) görev süresinin 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi milletvekilleri tezkereye kabul oyu verirken, CHP ve DEM Parti hayır oyu verdi.

Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiğine dikkat çekilen tezkerede, "Diğer taraftan, Irak'ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Suriye'de PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, terör örgütleri mevcudiyetini sürdürmekte ve ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir" ifadelerine yer verildi.

Tezkerede, PKK/PYD-YPG'nin, Suriye merkezi yönetimine entegre olmaya yönelik adım atmayı ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddettiği, ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesini de engellemeye çalıştığı belirtildi. Tezkerede, "Diğer taraftan, Suriye'de mevcut yönetimin beklenti ve gereksinimi doğrultusunda ülkenin terörle mücadele imkan ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi, sivillerin günlük yaşamlarını ve geri dönüşlerini olumsuz etkileyen mayınların temizlenmesi, ülkedeki kimyasal silahların yerlerinin tespiti ve imhası süreçlerinde de ulusal çabalara eşlik eden uluslararası çalışmaların desteklenmesi ihtiyacı bulunmaktadır" denildi.

Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmaya, istikrar ve güvenlik tesisi çabalarını sekteye uğratmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, Türkiye'nin milli güvenliğine tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklar doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması ve Suriye'deki istikrarın tesisine dair çabaların pekiştirilmesinin milli güvenlik açısından hayati önem arz ettiği vurgulandı.

Tezkerede, şunlar kaydedildi:

"Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edilmiş olmasının ve yine 2170 (2014) sayılı Kararda bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı Karar ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulmuş olmasının ışığında, Türkiye'nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır.

Bu mülahazalarla, Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler karşısında Türkiye'nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 2.10.2014 tarihli ve 1071 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile verilen ve son olarak 17.10.2023 tarihli ve 1395 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile uzatılan iznin süresinin 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren 3 yıl uzatılması hususunda gereğini Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım."

  • Türk asker
  • Görev süresi
  • TBMM Genel Kurulu

ÖNERİLEN VİDEO

SOLOTÜRK Kayseri semalarında nefes kesti

Kapat
Video yükleniyor...