24 Ekim 2025 Cuma / 3 CemaziyelEvvel 1447

Gelenek değişmeyecek! KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı: Türkiye görmezden gelinemez

KKTC'de göreve başlayan Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, 'Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC arasındaki ilişkiler başka herhangi iki devlet arasındaki ilişkilerle kıyaslamayacak derecede özeldir. Bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanımız, müzakere süreçlerini ve Kıbrıs sorunu ve dış politikayla ilgili diğer süreçleri Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden yürütmemiştir. Bu bölgede çözüm, kalıcı barış ve istikrar bu Ada'da Kıbrıslı Türkler ve bölgede garantör ülke Türkiye görmezden gelinerek hak ve yetkileri ihlal edilerek sağlanamaz.' ifadelerini kullandı.

AA24 Ekim 2025 Cuma 14:16 - Güncelleme:
Gelenek değişmeyecek! KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı: Türkiye görmezden gelinemez

KKTC'nin 6. Cumhurbaşkanı seçilen Erhürman, Cumhurbaşkanlığı'nda gerçekleştirilen törende, görevi 5. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'dan devraldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan tören, Erhürman ve Tatar'ın biyografilerinin okunmasıyla devam etti.

Cumhurbaşkanı Erhürman, siyasi hayatı boyunca, seçim sürecinde de sürekli Kıbrıs Türk halkını dinlediğini ve bundan sonra da kulağının hep halkta olacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu güzel ülkede insanlarımızın daha mutlu daha umutlu daha müreffeh bir yaşam sürmeyi hak ettiklerini düşündüm hep. Annelerimizin, babalarımızın, ninelerimizin, dedelerimizin verdikleri varoluş mücadelesinin sonrasında çocuklarımıza, torunlarımıza çok daha güzel, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi 'muasır medeniyet seviyesinde' insan onuruna yaraşır bir hayat sürecekleri bir ülkeyi bırakmanın borcumuz, yükümlülüğümüz olduğunu yüreğimin en derinlerinde hissettim."

Erhürman, Kıbrıs Türk halkını, siyasi görüş, parti gibi ayrımlar gözetmeksizin birleştiren önemli unsurun çocuklar olduğunu aktararak, annesi babası nerede doğmuş olursa olsun bu topraklarda yaşayan her çocuğun kendi çocuğu olduğunu vurguladı.

"Cumhurbaşkanı olarak benim birinci görevim çocuklarımızın eşit, özgür, sağlıklı ve mutlu büyümeleri, yaşamaları için gece gündüz demeden çalışmak. Şampiyon meleklerimiz ve bu ülkede kaybettiğimiz tüm çocuklarımız yüreklerimizde yaradır. Ben bu yaranın hayatım boyunca kapanmayacağının bilinciyle yaşıyorum." diyen Erhürman, Gazze'de öldürülen binlerce çocuğun da Kıbrıs Türk halkının yürek yarası olduğunu bütün dünyaya duyurmak istediğini söyledi.

Erhürman, hayatını kaybeden çocuklara bu borcun ödenmesinin mümkün olmadığını söyleyerek, "Bu bilgi bana çocuklarımız için çok daha fazla çalışmamız gerektiği bilincini aşılıyor. Bu ülkede varoluş mücadelesini çok ağır şartlarda, ağır bedeller ödeyerek veren büyüklerimize ve üzerlerine titrediğimiz çocuklarımıza karşı en önemli borcumuz, bu ülkeyi, halkı dünyada hak ettiği yere taşımak, dünyayla buluşturmak, çocuklarımıza müreffeh ve gelişmiş ülkelerin çocuklarına sağladıkları olanakları sağlamaktır." dedi.

Bu yüzden Kıbrıs Türk halkının bu ülkedeki hak ve çıkarlarını korumak ve gelecek nesillere aktarmanın birinci vazife olduğunu vurgulayan Erhürman, şu ifadeleri kullandı:

"Bütün dünya bilmelidir ve bilecektir ki Kıbrıs Türk halkı bu Ada'daki iki eşit kurucu ortaktan biridir ve bu Ada'nın üzerinde etrafında her ne varsa onda ortaktır. Bu Ada'da güvenlik, enerji, hidrokarbonlar, deniz yetki alanları, ticaret yolları, Avrupa Birliği yurttaşlığı gibi alanlarda Kıbrıs Türk halkının iradesi olmaksızın karar alınması, Kıbrıs Türk halkının yok sayılması mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkının bu adadaki egemenlik haklarına sahip çıkmak hem bu halkın bu adadaki statüsünün gereği hem de varoluş mücadelesini veren büyüklerimize ve bu ülkeyi devredeceğimiz çocuklarımıza karşı yükümlülüğümüzdür."

Erhürman, bir hukukçu olarak sözcükler ve kavramlardan ziyade içeriğe önem verdiğine dikkati çekerek, "Biliyorum ki insanlarımızdan federasyon diyenler de, iki devlet diyenler de az önce söylediklerim konusunda, Kıbrıs Türk halkının bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biri olduğu konusunda ve bu adanın etrafındaki her ne varsa onun ortağı olduğu konusunda hangi fikirde olursa olsun, biliyorum ki halkımız tam anlamıyla hemfikirdir. Yukarıda saydıklarım ortak yetki alanlardır ve yalnızca Kıbrıs Rum halkının egemenlik ya da yetki alanında sayılması mümkün değildir." dedi.

"KIBRIS RUM HALKI ADA'DA NE KADAR EGEMENSE KIBRIS TÜRK HALKI DA O KADAR EGEMENDİR"

Kıbrıs Rum halkı Ada'da ne kadar egemense Kıbrıs Türk halkının da o kadar egemen olduğunun altını çizen Erhürman, bir Kıbrıs Rum çocuk hangi haklara sahipse, Kıbrıs Türk çocuğun da aynı haklara sahip olduğunu söyledi.

Erhürman, hidrokarbonlar üzerinde Kıbrıs Rumlarının ne kadar hakkı varsa Kıbrıslı Türklerin de aynı hakkı olduğunu vurgulayarak, "Hiç kimsenin bu adada Kıbrıs Türk halkı yokmuş gibi davranmasını asla kabul etmeyiz. Herkes bilecektir ki, Kıbrıs Türk halkı bu adada hep vardı. Bugün de vardır ve bundan böyle de hep var olacaktır. Kıbrıs Türk halkı çözüm iradesini bu adanın tamamının garantörü olan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte defalarca bütün dünyanın gözü önünde ortaya koymuştur." dedi.

Kıbrıs Türk halkının çözümden, müzakereden, masadan hiçbir zaman kaçmadığını kaydeden Erhürman, Kıbrıs Türk halkının müzakere olsun diye müzakere değil, çözüm olsun diye müzakere istediğini aktardı.

Erhürman, "Bu nedenledir ki Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin pazarlık konusu haline getirildiği, zaman sınırlaması içermeyen, sonuç odaklı olmayan, müzakerelerin bir kez daha Kıbrıs Rum liderliğinin masayı terk etmesi sonucu sona ermesi durumunda, bugünkü statükoya dönülmeyeceğinin baştan güvence altına alınmadığı bir metot çözümü getirmeyeceği baştan öngörülebilir olduğu için müzakere masasına oturmaya engeldir. Bu bölgede çözüm, kalıcı barış ve istikrar bu Ada'da Kıbrıslı Türkler ve bölgede garantör ülke Türkiye görmezden gelinerek hak ve yetkileri ihlal edilerek sağlanamaz. O nedenle diğer garantör ülkelere Kıbrıs Rum halkına Kıbrıs Rum liderliğine ve bütün dünyaya buradan çağrım herkesin kazanacağı çözüme, kalıcı barışa ve istikrara odaklanmaktır." dedi.

Ancak KKTC'yi çözüme ulaştıracak müzakere masasının kurulmasını sağlayacak koşullar oluşmadığı takdirde Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin bu kez de görüşme masasında olacağını belirten Erhürman, "Yeni geçiş noktalarından var olan geçiş noktalarının rahatlatılmasına, yeşilhat tüzüğü çerçevesinde ihracatta karşımıza çıkan sorunlardan, mülkiyet konusunda gündeme getirilen davalara, hala yürürlüğe girmemiş olan doğrudan ticaret tüzüğünden turizm konusunda karşımıza çıkarılan engellere, karma evliliklerden doğan çocuklarımızın Avrupa Birliği vatandaşlığı hakkından Ada'daki dolaşım özgürlüğüne kadar pek çok konunun ele alınması yeni ve yaratıcı güven artırıcı önlemlerin gündeme getirilmesi ve yurttaşlarımızın ihlal edilen haklarının korunması bizim için son derece önemlidir." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE İLE KKTC ARASINDAKİ İLİŞKİ HERHANGİ İKİ DEVLET ARASINDAKİ İLİŞKİLERLE KIYASLANAMAYACAK KADAR ÖZELDİR"

Erhürman, bu ve benzer konuların yalnızca Kıbrıs Rum liderliği ile değil, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlarla da ele alınacağını belirterek, bu amaçla Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi açılmasına yardımcı olacağı tüm diplomatik kanallardan yararlanılacağını söyledi.

"Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler başka herhangi iki devlet arasındaki ilişkilerle kıyaslamayacak derecede özeldir. Bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanımız, müzakere süreçlerini ve Kıbrıs sorunu ve dış politikayla ilgili diğer süreçleri Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden yürütmemiştir." diyen Erhürman, bunun kendi Cumhurbaşkanlığı döneminde de değişmeyeceğinin altını çizdi.

Erhürman, "Benim görevim Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerini çok daha iyi bir seviyeye taşımak olacaktır." diyerek, cumhurbaşkanlığı makamının yalnızca dışarda değil anayasal mevzuat çerçevesinde içerde de görevleri olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erhürman, "KKTC'de bir nüfus politikasının geliştirilmesi, kamu yönetimiyle ve başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamu hizmetleriyle ilgili şikayetlerin ve güvenlikle ilgili endişelerin azaltılması, kamu görevlerinde liyakatin esas alınması, beyin göçünün engellenmesi, göç eden gençlerimizin ülkemize dönüşünün teşvik edilmesi, hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi, nicelik değil nitelik odaklı yüksek öğretim, taşınmaz mal komisyonunun sürdürülebilir, mülkiyet düzeninin öngörülebilir kılınması, Cumhurbaşkanı olarak benim üzerlerinde hassasiyetle çalışacağım konuların bir kısmıdır. Cumhurbaşkanının bu konuların bazılarında anayasa mevzuatın diğer kısımlarından kaynaklanan doğrudan yetkileri varken diğerlerinde dolaylı ya da sorunların çözümüne önayak olmak şeklinde ifade edilebilecek yetkileri vardır." ifadelerini kullandı.

"KIBRIS TÜRK HALKININ TAMAMINI KUCAKLAMA GÖREVİ BENİM İÇİN EN ÖNEMLİ GÖREVDİR"

Erhürman, kendisi açısından önemli olan noktanın, "halkın derdiyle dertlenmek ve çözüm için çaba sarfetmek" olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Bu noktada bir kez daha söylemeliyim ki anayasada cumhurbaşkanına yüklenen tarafsız olma, Kıbrıs Türk halkının bütününü temsil etme ve halkın tamamını kucaklama görevi benim için en önemli görevdir. Beni yakından tanıyan halkımızın hükümette hangi siyasi parti ya da partiler olursa olsun hükümetle yarışa veya çatışmaya girmeksizin sorunların çözümü için azami gayret göstereceğim. İnsanlarımız arasında asla ayrımcılık yapmayacağım ve yaptırmayacağım."

Kıbrıs Türk halkının demokrasiyi içselleştirmiş bir halk olduğuna dikkati çeken Erhürman, farklı siyasi görüşteki insanların en yoğun siyasi tartışmaları yaptıktan sonra oturup birbiriyle sohbet edip gülebilecek demokratik olgunluğa sahip olduğunu söyledi.

Erhürman, "Bunlar asla kaybetmememiz, üzerine titrememiz, hassasiyetle korumamız gereken dünyaya örnek olabilecek hasletlerimizdir. Bu seçimin kaybedeni yoktur. Kazanan Kıbrıs Türk halkıdır, çocuklarımızdır ve kardeşliğimizdir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra Cumhurbaşkanlığı makamında da bölünmemize, parçalanmamıza, kardeşliğimizin zedelenmesine asla izin vermeyeceğimi yüreğimin en derininden gelerek söylemek isterim." dedi.

"MARUZ KALDIĞIMIZ İZOLASYON ZULMÜMÜN SONA ERMESİ İÇİN HER PLATFORMDA BÜYÜK MÜCADELE YÜRÜTTÜM"

Tatar da konuşmasında, KKTC'de cumhurbaşkanlığı görevini başarıyla tamamlamanın gururu içinde olduğunu belirterek, önemli olanın makamlar olmadığını önemli olanın KKTC'nin kalıcılığı, devlet olarak egemenlik haklarıyla var olması olduğunu söyledi.

KKTC'de halkın iradesinin sandığa yansıdığını, Erhürman'ın KKTC'nin 6. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini belirten Tatar, Erhürman'ı kutlayarak, görevinde başarılar diledi.

Tatar, "1963'ten bu yana maruz kaldığımız izolasyon zulmümün sona ermesi için her platformda büyük bir mücadele yürüttüm. Bu dönemde radikal bir paradigma değişikliğine giderek, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzü esas alan iki devletli çözüm vizyonumuzu ilan ettik. Nisan 2021'de, BM Genel Sekreterliği ev sahipliğinde düzenlenen 5+1 gayriresmi zirvesinde uluslararası düzeyde bunu kayda geçirdim." dedi.

"İki taraf arasında ortak zemin bulunmadığı"nın kayda geçirildiğini, böylece Kıbrıs müzakerelerinde yeni bir döneme girildiğini aktaran Tatar, Rum tarafına yönelik çeşitli işbirliği tekliflerini kendi döneminde ilettiğini söyledi.

Tatar, görev süresi boyunca en gurur duyduğu gelişmelerden birinin KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'na oy birliğiyle gözlemci üye olarak kabul edilmesi olduğunu, Kasım 2022'de Özbekistan'ın Semerkant kentinde gerçekleştirilen zirvede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gayretleriyle kabul edilmelerinin, KKTC'nin uluslararası statüsünü güçlendiren tarihi bir adım olduğunu vurguladı.

"KIBRIS TÜRK HALKI, TÜRK MİLLETİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR VE İLELEBET VAR OLACAKTIR"

Görev süresince dünyanın dört bir yanındaki vatandaşlarıyla buluştuğunu hatırlatan Tatar, Avustralya'yı ziyaret eden ilk KKTC Cumhurbaşkanı olduğunu, İngiltere ve diğer ülkelerdeki Kıbrıslı Türklerle bir araya gelerek, aralarındaki tarihi ve gönül bağlarını güçlendirdiğini söyledi.

Tatar, "Kıbrıs Türk halkı, ayrı bir halktır. Kendi dili, kültürü ve kimliğiyle Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır ve ilelebet var olacaktır. Avrupa Birliği'ne de sesleniyorum: Kıbrıs Türk halkına 60 yıldır uygulanan bu insanlık dışı ambargolara son verin." ifadelerini kullandı.

Beş yıllık görev süresi boyunca Türkiye'nin desteğini her zaman yanımda hissettiğini belirten Tatar, sağlıktan ulaşıma, eğitimden iletişime kadar birçok alanda önemli altyapı yatırımlarını birlikte hayata geçirdiklerini dile getirdi.

ÖNERİLEN VİDEO

Hisar'dan kritik atış! MSB o anları paylaştı

Kapat
Video yükleniyor...