Türkiye'nin ciğeri yanarken 'yalan siyasetine' soyunanlara somut cevap!

Bartın'ın Amasra ilçesinde maden ocağında patlama meydana geldi. Türkiye'nin ciğeri yandı... 41 maden şehidi verildi, ardında gözyaşlı aileler kaldı....

Devlet tüm birimleriyle, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere olayın ilk anından madencilerin son yolculuğuna kadar oradaydı. Henüz kazanın tam nedeni belirlenmeden, kurtarma çalışmaları sürerken yalan kazanları kaynamaya başladı. İnsanlar can, birileri rant peşindeyken ortaya atılan yalanlar ve işte nesnel somut cevapları...

SAYIŞTAY RAPORLARI DİKKATE ALIN-MADI MI?

Bartın'da, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü'nde meydana gelen kazaya ilişkin, "Sayıştay raporlarındaki uyarı ve öneriler dikkate alınmadı" iddiası "Solunabilir ve Patlayabilir Tozla Mücadele" başlığı altında yer verilen bilgiler, çarpıtılarak dezenformasyona konu oldu. Peki gerçek neydi?

Madenlerde yönetmelik ve mevzuatların uygulanmasına yönelik veriler, tüm iddiaları çürüttü. Madenlerde, patlayabilir tozla mücadele çalışmalarına yön verebilmek için yer altındaki noktalardan düzenli olarak toz numunesi alınmakta. Sonuçların yüksek çıkması durumunda yıkama ve taş tozu serpme çalışması yapılmakta. Bu kapsamda; 2017'de 53 bin 988 ton üretime karşı 72 bin kilogram, 2018'de 46 bin 841 ton üretime karşı 63 bin kilogram, 2019'da 51 bin 763 ton üretime karşı 53 bin 500 kilogram taş tozu serpildi. Ayrıca 25 adet su barajı kuruldu. Numunelerde kül oranı mevzuatta yüzde 65 görünmesine rağmen, yüzde 80 olarak gerçekleşti. Dolasıyla iddiaların aksine, söz konusu Sayıştay raporlarındaki önerilerin dikkate alındığı, hatta mevzuatın gerektirdiğinden daha fazla tedbir alındığı somut delillerle ispat edildi.

SOMA VE ERMENEK KAZALARINDAN SONRA GEREKLİ İYİLEŞTİRMELER YAPILMADI İDDİASI

"Önceki yıllarda meydana gelen maden kazalarının ardından tedbir ve denetim konusunda gerekli çalışmaların yapılmadığı ve ilerleme kaydedilmedi" Altı doldurulamayan, toplumu kışkırtmak amacıyla yapılan bu söylemlerin de cevapları net bir şekilde ortaya kondu.

Kazaların ardından tüm müesseselerde bulunan yer altı açıklıklarında toplam 200 kilometre "Hayat Hattı" kuruldu. Ayrıca Yer Altı Ferdi Kurtarıcı Maske Değişim İstasyonları oluşturuldu. Bunun yanı sıra ilgili mevzuatta iş güvenliği konusunda da düzenlemeler yapıldı. En az 250 kişiye 1 A sınıfı iş güvenliği uzmanı ön görülmesine rağmen kurumda yer altında çalışan 6.000 kişiye toplam 160 iş güvenliği uzmanı görevlendirildi. Tüm iş basamakları için risk değerlendirme yükümlülüğü getirildi. Yer altında metan, oksijen, sıcaklık ve hava hızını ölçen sensörlerin bulunması zorunluluğu uygulandı. Ayrıca bağımsız çalışan her ekipte en az 1 adet seyyar gaz ölçüm cihazı bulunur hükmü gereği uygulama yerine getirildi.

KURUM DEGAJ YÖNERGESİ UYGULANMADI İDDİASI

Gelgelelim ortaya atılan bir diğer dezenformasyon malzemesine... Bartın'daki maden kazasıyla ilgili, 'degaj yönergesinin dikkate alınmadığı' iddia edildi.

Söz konusu yönerge, 6331 Sayılı İş Sağlığı, Güvenliği Kanunun 30'uncu maddesine göre çıkarılan 16/9/2013 28770 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden İş Yerlerinde İş Sağlığı, Güvenliği Yönetmenliğine dayanılarak hazırlandı. Sayıştay'ın 2019'da hazırladığı raporda, muhtemel risklere karşı genel bir yaklaşımda bulunuldu. "Kurum Degaj Yönergesi hükümlerinin titizlikle uygulanması gerekmektedir" ifadesi, tespit değil bilgilendirme amaçlı. Kurumun bu kapsamdaki tüm işlemleri Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurumu ve MAPEG ekiplerince denetlenmekte ve titizlikle takip edilmekte. Sayıştay'ın belirttiği Kurum Degaj Yönergesi'ne tam uyumla, madencilik faaliyetleri yürütülmekte...

Tüm bunların ışığında unutulmaması gerek bir şey daha var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu işin tüm delilleriyle sonuna kadar inceleneceğini ve en ufak bir ihmalin, kasıttın, görmezden gelmenin cezasız kalmayacağını söyledi.

STAR GAZETESİ