23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Türkiye için bir milat... Varlığını ispatlamış olduk

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), 'Türkiye'nin Enerji Arama Faaliyetleri ve Karadeniz Keşfi' konulu web panel gerçekleştirdi. Panelde, Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz yataklarının ekonomi, güvenlik ve dış politika açısından Türkiye'ye muhtemel getirileri değerlendirildi. Türkiye'nin müzakere masalarında eli oldukça güçlenmiş olduğunu belirten Dr. İlhan Sağsen, 'Üstelik bu durum bize Libya'da, Suriye'de ve Doğu Akdeniz'de de daha fazla alan açacaktır.' dedi. Dr. Yunus Furuncu, Karadeniz'de bulunan doğal gaz yatağının keşfinin Türkiye için bir milat olduğunu vurgulayarak, 'Hem bu bölgede hidrokarbon yataklarının varlığı ispatlanmış oldu hem de Türkiye, bu yatakları bulup işleterek ekonomisine kazandırma kapasitesine sahip olduğunu gösterdi.' dedi

AA30 Ağustos 2020 Pazar 10:19 - Güncelleme:
Türkiye için bir milat... Varlığını ispatlamış olduk

SETA Enerji Araştırmaları Uzmanı Meryem İlayda Atlas'ın moderatörlüğünü yaptığı panele, Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Berument, Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. İlhan Sağsen ve Kocaeli Üniversitesi Gazanfer Bilge Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Dr. Yunus Furuncu konuşmacı olarak katıldı.

Panelde, Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz yataklarının ekonomi, güvenlik ve dış politika açısından Türkiye'ye muhtemel getirileri değerlendirildi.

Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Berument, Türkiye'nin doğal gaz arama ve sondaj faaliyetlerinde sadece teknik altyapısını geliştirmekle kalmayıp, bu teknik altyapıyı kullanabilecek bilgili ve deneyimli insan kaynağına da sahip olduğuna dikkati çekti.

Keşfedilen 320 milyar metreküp hacmindeki doğal gazın Türk ekonomisine yaklaşık 65 milyar dolar getirisi olacağının altını çizen Berument, Türkiye'nin gelecekte Karadeniz'de yeni doğal gaz yatakları keşfetmesinin de muhtemel olduğunu dile getirdi.

Berument, bu doğal gaz yataklarının ekonomik getirisinin yanında, Türkiye'nin enerji arzı güvenliği açısından önemine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Artık zorunda kaldığımızda hem kendimize yetecek hem de çevre ülkelere arz edecek doğal gazımız olacak. Rusya ile 2015'te yaşadığımız uçak krizi, bize doğal gaz üretebilmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Ayrıca bu üretimden elde ettiğimiz bilgi birikimiyle başka ülkelerde de arama ve sondaj faaliyetinde bulunma imkanı elde edeceğiz. Ekonomik açıdan ele alırsak hem yeni yatakların keşfi sayesinde cari açığın kapatılması açısında çok önemli bir avantaj elde etmiş olacağız hem de belki bölgede Türkiye merkezli bir enerji piyasası oluşturma fırsatı elde edeceğiz."

- "TÜRKİYE'NİN MÜZAKERE MASALARINDA ELİ OLDUKÇA GÜÇLENDİ"

Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Sağsen de keşfedilen doğal gaz rezervi miktarının, Rusya'nın 32 trilyon metreküp hacmindeki doğal gaz rezervleriyle karşılaştırılmasının doğru olmayacağını ifade ederek, "Keşfedilen miktar, Rusya'dan yıllık ihraç ettiğimiz miktarın kabaca 20 katına denk düşüyor." dedi.

Geçen yüzyılda yaşanan savaşların hemen hemen tamamının enerji kaynaklarına sahip olmak için çıktığını hatırlatan Sağsen, enerjinin aynı zamanda bir güvenlik ve dış politika meselesi olduğuna dikkati çekti.

Sağsen, Rusya'nın Ukrayna krizinde doğal gazı diplomatik bir koz olarak kullanarak Avrupa'yı sessiz kalmaya zorlamasının, enerji kaynaklarının dış politika aracı kullanılmasına önemli bir örnek teşkil ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Keşfedilen 320 milyar metreküp gaz, bu açıdan çok önemlidir. Çünkü gücünüzü belirleyen şey, ekonomik ve askeri kapasitenin yanında enerji kapasitenizdir. Bu açıdan Türkiye'nin müzakere masalarında eli oldukça güçlenmiş oldu. Üstelik bu durum bize Libya'da, Suriye'de ve Doğu Akdeniz'de de daha fazla alan açacaktır."

- "BU BÖLGEDE HİDROKARBON YATAKLARININ VARLIĞI İSPATLANMIŞ OLDU"

Kocaeli Üniversitesi Gazanfer Bilge Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Furuncu, petrol ve hidrokarbon kaynakları arama ile sondaj faaliyetlerinin teknik detaylarına değinerek, bugün dünyada enerji kaynakları için arama ve sondaj faaliyetlerinin büyük çoğunluğunun karada gerçekleştirildiğini söyledi.

Ancak 2025 yılı sonrası bu faaliyetlerin yüzde 40 oranında denizlerde gerçekleştirilmesi beklendiğine işaret eden Furuncu, "Türkiye, bu noktada filosunda bulunan sismik araştırma ve sondaj gemileri ile açık denizlerde arama ve sondaj faaliyeti yapacak kapasiteye ulaşmış ülkelerden birisi. Öte yandan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) son 10 yılda 16 milyar dolarlık yatırım yaparak, kapasitesi son derece geliştirmiş durumda.'' diye konuştu.

Furuncu, Karadeniz'de bulunan doğal gaz yatağının keşfinin Türkiye için bir milat olduğunu vurgulayarak, "Hem bu bölgede hidrokarbon yataklarının varlığı ispatlanmış oldu hem de Türkiye, bu yatakları bulup işleterek ekonomisine kazandırma kapasitesine sahip olduğunu gösterdi." dedi.