İşte Korbek Camii'nin hikayesi:
Hacı İslam Efendi (Murat Bey’in dedesi) Kırım’ın Karadeniz kenarındaki Aluşta bölgesi Korbek köyündeki camide hocalık ve öğretmenlik yapmış. Yani orası eski usulle hem cami hem medrese. Hacı İslam Efendi 1929’da çocukları ile birlikte Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış. Köydeki cami de 1930’lu yılların sonunda minaresi yıkılan ve 1990’larda kimliği belirsiz kişiler tarafından yakılmış.
Murat Bey de bir seyahati sırasında durumu öğreniyor, sonrasında Asım Bey’in çocukları ile birlikte Asım Bey’in kurduğu Çamlıca Kültür ve Yardım Vakfı aracılığı ile finansmanını karşılayıp camiyi yeniden yaptırmaya karar veriyorlar. Ailenin Körbek Köyü’ndeki akrabaları da idari işlerin çözülmesine yardımcı oluyor. Böylece tüm Devletler Ailesi’nin el birliği ile dede Hacı İslam Efendi’nin öğretmenlik yaptığı cami yeniden hayat buluyor.
Cami klasik Selçuklu tarzında inşa edildi. Kündekari kapıları, ahşap minberi, mihrabı, altın varakları ve çıtakari tavanları Selçuklu mimarisinden esinlenerek yapıldı. Caminin iç dekorasyonunun malzemeleri Türkiye’den gitti. Çiniler Kütahya’dan özel olarak yapılarak gönderildi. Kubbe ve kuşak Naht yazıları ve tezhipler de Türkiye’den gitti. Caminin içindeki Naht yazılarını ünlü hattat Hüseyin Kutlu yazdı. Mermer işçiliği Türkiye’den giden mermer ustaları tarafından yapıldı. Cami giriş katı (yemekhane, medrese, gasilhane gibi odalardan), 1 kat ( ibadet alanı, dersliklerden ) ve ara kat ( bayanlar için mahfil katı) tan oluşuyor. İbadet alanı 500 kişilik kapasiteye sahip.
<img src=http://www.stargazete.com/imgsdisk/2014/07/05/050720141430326114364_3.jpg >